Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/15512
Karar No: 2019/1983
Karar Tarihi: 12.02.2019

Hırsızlık - iş yeri dokunulmazlığının ihlali - mala zarar verme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2016/15512 Esas 2019/1983 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme suçlarından mahkumiyet kararı verilmiştir. Temyiz talepleri incelenmiş ve hükümlerde bazı hak ihlalleri tespit edilmiştir. Sanığın cezasında eksik ceza tayini yapılmıştır ve hırsızlık suçu için malın değerinin az olması nedeniyle verilen cezadan oransal indirim yapılmamıştır. Ayrıca Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının gözetilmesi gerekmektedir. Kanun maddeleri ise şöyledir:
- 5271 sayılı CMK'nın 260/1. maddesi ve fıkrası
- 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesi
- TCK'nun 53. maddesi
- 5320 sayılı Yasa\"nın 8/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK\"nun 322. maddesi
- TCK'nun 145. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nın 61/1. maddesi
17. Ceza Dairesi         2016/15512 E.  ,  2019/1983 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunan ve 5271 sayılı CMK"nın 260/1. madde ve fıkrası uyarınca hükmü katılan olarak da temyize hakkı bulunduğu belirlenen müşteki Milli Eğitim Bakanlığına iddianamenin ve 22/05/2014 tarihli duruşma bilgisinin 05/05/2014 tarihinde usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesine rağmen, katılma talebi içeren yazısının geliş zamanı gözetilerek , 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesi gereğince suçtan zarar gören müşteki kurumun davaya katılmasına karar verilerek, katılan vekilinin temyiz talebinin yalnız vekalet ücretine yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
    1-Sanık hakkında mala zarar verme ve katılan ..."e yönelik hırsızlık suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz talepleri ile katılan ... vekilinin temyiz talebi incelenmesinde;
    Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde sonuç cezanın 2 yıl 1 ay yerine 1 yıl 13 ay olarak belirtilmiş oluşu aleyhe temyiz olmadığından olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; hırsızlık, mala zarar verme suçlarının sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1-Her iki suç açısından kurulan hükümlerde, T.C. Anayasa Mahkemesinin hükümlerden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    2-Mahkumiyet kararı verildiği halde, kendisini avukat ile temsil ettiren katılan lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekilinin ve sanık ...’in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükümlerdeki TCK"nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımlarının bütünüyle çıkarılarak yerine "Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK"nun 53. maddesinin sanık hakkında uygulanmasına" ve hüküm fıkrasında sanığın mahkumiyetine karar verilen bölümden hemen sonra gelmek üzere “Katılan kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. madde ve fıkrası uyarınca 1.500,00 TL maktu vekâlet ücretinin katılana ödenmesine” cümleleri yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    2-Sanık hakkında katılan ..."e yönelik hırsızlık ve iki ayrı iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1-Sanığın okul binasına ve okul binasının içerisinde, binanın bir parçası olan kantine girmesi eyleminde tek bir eylem olarak iş yeri dokunulmazlığını ihlali suçunu oluşturduğu gözetilmeden, ayrı ayrı ikişer kez iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından hüküm kurularak fazla ceza tayini,
    2-T.C. Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
    3-5237 sayılı TCK"nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nun 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nun 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nun 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nun 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
    Somut olayda ise;
    Sanığın kantine girerek yalnız bir paket bisküvi aldığı ve su içtiği yönündeki savunmasının aksine bir delil olmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK"nun 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
    4-Hırsızlık suçundan kurulan hükümler açısından kurulan hükümlerde sonuç cezanın 2 yıl 1 ay yerine 1 yıl 13 ay olarak belirlenmek suretiyle eksik ceza tayin edilmesi,
    Mahkumiyet kararı verildiği halde, kendisini avukat ile temsil ettiren katılan lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve katılan ... vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine, 12.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi