2. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/3037 Karar No: 2020/3820
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/3037 Esas 2020/3820 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi tarafından tazminatlar ve iştirak nafakasının miktarı yönünden verilen hüküm temyiz edilmiştir. Mahkeme, ortak çocuk için takdir edilen iştirak nafakasının az olduğunu, daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiğini ve davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatların az olduğunu belirtmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddeleri dikkate alınarak daha uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminatların takdir edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Sonuç olarak, temyiz edilen hüküm, yukarıda bahsedilen sebeplerle bozulmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesi ise hakkaniyet ilkesini düzenlemektedir.
2. Hukuk Dairesi 2020/3037 E. , 2020/3820 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca tazminatlar ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk 2010 doğumlu ..."ın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu"nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatlar azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ve manevi (TMK m. 174/1-2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (1.) ve (2.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre erkeğin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.16.09.2019 (Çrş.)