Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/7772 Esas 2013/9244 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7772
Karar No: 2013/9244
Karar Tarihi: 17.06.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/7772 Esas 2013/9244 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2013/7772 E.  ,  2013/9244 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı tarafından, davalı aleyhine 16.03.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Davalı 246 sayılı parselin malikleri davayı kabul etmişler, 247 sayılı parselin maliki ... ile 100 sayılı parselin maliklerinden ... davanın reddini savunmuş diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 254 parsel sayılı taşınmaz lehine 246 ve 247 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı kurulmuştur.
    Hükmü, davalılardan ... vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Mahkemece uygun geçit yeri saptanırken öncelikle taraf yararlarının gözetilmesi gerekir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil objektif esaslara uygun belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Geçit hakkı kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmaz kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada “kesintisizlik ilkesi” denilir.
    Mahkemece, davacıya ait 254 parsel sayılı taşınmazın güneyindeki genel yola ulaşmak için fen bilirkişisinin 20.07.2012 hakim havale tarihli raporu ve bu rapora ekli krokisinde bir numaralı alternatif olarak gösterilen 246, 247 ve 1792 parsel sayılı taşınmazlardan geçen güzergah geçit hakkı için uygun görülmüş ve fakat hükümde 246 ile 247 parseller aleyhine geçit hakkı tesis edilirken 1792 parsel aleyhine geçit hakkı kurulmamıştır. 24.09.2012 hakim havale tarihli fen bilirkişisi ek raporunda 1792 parselin davacı adına kayıtlı olduğu belirtilmiştir. Buna göre eğer 1792 parsel davacı adına kayıtlı ise bu parsel aleyhine de "kesintisizlik ilkesi" gereğince geçit hakkı kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 17.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.