Esas No: 2018/3601
Karar No: 2019/587
Karar Tarihi: 08.01.2019
Kamu görevlisine hakaret suçundan - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/3601 Esas 2019/587 Karar Sayılı İlamı
18. Ceza Dairesi 2018/3601 E. , 2019/587 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Kamu görevlisine hakaret suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Burhaniye Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen 08/01/2018 tarihli ve 2017/5085 soruşturma, 2018/67 esas, 2018/55 sayılı iddianamenin iadesine dair Burhaniye 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 18/01/2018 tarihli ve 2018/22 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesi"nin 14/02/2018 tarihli ve 2018/275 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın, 03/05/2018 gün ve 37057 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde, iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, Mahkemesince, sanığın facebook üzerinde yapılan hakaret teşkil eden mesajlarının kendisi tarafından yazılmadığına dair savunmasına rağmen, facebook isimli web sitesinde sanığın ad ve soyadı ile profil oluşturan internet kullanıcısına ait IP numarasının ve trafik bilgilerinin tespitine ilişkin herhangi bir araştırma yapılmadan eksik soruşturma gerekçesi ile iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de; şüpheli ...’in 29/12/2017 tarihinde Pelitköy Jandarma Kara Kuvvetleri Komutanlığı"nda vermiş olduğu ifadesinde, şikâyete konu yazılar kendisine sorulduğunda, söz konusu facebook hesabının kendisine ait olduğunu, ancak paylaşımların 7 yaşındaki kızı tarafından yapılmış veya hesabının başka kişiler tarafından kullanılmış olabileceği yönünde beyanda bulunarak atılı suçlamayı kabul etmediği, 29/12/2017 tarihinde şüphelinin kendi rızası dahilinde telefonu üzerinden facebook adresinde yapılan incelemede müştekiye ait 2 adet paylaşımın yapıldığı ve bu paylaşımların ekran görüntülerinin dosya arasına alındığı, kaldı ki Amerika Birleşik Devletleri ceza mevzuatına göre hakaret eyleminin suç sayılmaması sebebiyle istinabe taleplerinin olumsuz cevaplandığı, bu durumun soruşturmanın gereksiz yere uzatılması sonucunu doğuracağı, yukarıda açıklandığı üzere suçun sübutuna etki eden mutlak delillerin toplandığı gözetilmeksizin itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun iddianamenin iadesine ilişkin 174. maddesi;
"1- Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren on beş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Ön ödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen, İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığı"na iadesine karar verilir.
2- Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
3- En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
4- Cumhuriyet Savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
5- İade kararına karşı Cumhuriyet Savcısı itiraz edebilir." biçiminde düzenlenmiştir.
5271 sayılı CMK"da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek oturum”da bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen düzenlemelerden biridir. Bunun gerçekleştirilebilmesi için de soruşturma safhasında tüm delillerin toplanmış olması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın 2/e maddesinde “kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evre” olarak tanımlanan soruşturma safhasında asıl görevli ve yetkili makam Cumhuriyet Savcısı"dır.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
Soruşturma safhasında ceza muhakemesinin amacı olan maddi gerçeğe ulaşılabilmesi için tüm süjelerin sürece dahil edilmesi gerekmektedir. Her sanığın derdini anlatabilmesini, ne istediğini söyleyebilmesini, hiç veya gereği gibi dinlenilmeden mahkûm edilememesini, öne sürülen iddiaları ve aleyhine olan delilleri çürütebilmesini ve bu sayede muhakemenin gidişine etki edebilmesini ifade eden ilkeye “meram anlatma ilkesi” denmektedir. Çağdaş Ceza Muhakemesi Hukuku"nda sanık, hiç bir hakkı olmayan bir soruşturma konusu, objesi değil, belli hakları ve yükümlülükleri bulunan ve muhakemenin gidişine etki edebilen bir muhakeme süjesidir.
Nitekim bu husus uluslararası metinlerde; “her sanık, şahsına tevcih edilen isnadın mahiyet ve sebebinden en kısa bir zamanda, anladığı bir dille ve etraflı surette haberdar edilmek; müdafaasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara malik olma hakkına sahiptir (m. 6/3 İHAS m. 9/2 MvSHS).” şeklinde formüle edilmiştir.
Diğer taraftan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin (AİHS) 13. maddesi uyarınca da, temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen kimselere etkili bir başvuru yapma hakkı tanınması zorunlu olup, anılan hükmün uygulanmasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında (Vilko E. - Finlandiya kararı 2007; Sürmeli - Almanya kararı 2006) etkili başvuru yolunun hem teoride, hem pratikte erişilebilir, yeterli ve etkili olması gerektiği belirtilmektedir.
Bir çok Yargıtay kararında da belirtildiği üzere, şüphelinin savunmasının alınmasını zorunlu kılan açık bir hükme CMK’nın 170 ve 174. maddelerinde yer verilmemiştir. Ancak bu durum her koşulda savunma alınmadan dava açılabileceği şeklinde yorumlanmamalıdır. Şüphesiz kendisine ulaşılamayan şüpheli hakkında, toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturuyorsa, Cumhuriyet Savcısı savunma almadan dava açabilecektir.
İncelenen dosyada, şüpheliye ait facebook sayfasında müşteki hakkında hakaret içeren yorum paylaşıldığının iddia edildiği, şüpheli ...’in 29/12/2017 tarihinde jandarma görevlileri huzurunda vermiş olduğu ifadesinde, şikayete konu yazılar kendisine sorulduğunda, söz konusu facebook hesabının kendisine ait olduğunu, ancak paylaşımların 7 yaşındaki kızı tarafından yapılmış veya hesabının başka kişiler tarafından kullanılmış olabileceği yönünde beyanda bulunarak atılı suçlamayı kabul etmediği, 29/12/2017 tarihinde şüphelinin kendi rızası dahilinde telefonu üzerinden facebook adresinde yapılan incelemede müştekiye ait 2 adet paylaşımın yapıldığı ve bu paylaşımların ekran görüntülerinin dosya arasına alındığı anlaşılmaktadır.
Ceza Muhakemesi Hukuku"nun temel amacı olan maddi gerçeğe ulaşılmasıdır. İddianamede belirtilen suç vasfı değerlendirildiğinde, suçun takibinin şikayete bağlı olmadığı ve uzlaşma ile ön ödeme hükümlerinin uygulanma imkanının bulunmadığı, dosya kapsamındaki kanıtların kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu tartışmasızdır. Şüphelinin kendisine ait olduğunu beyan ettiği facebook profilinin internet kullanıcısına ait IP numarasının ve trafik bilgilerinin tespitinin dosya içerisindeki bu deliller karşısında suçun sübutuna mutlak etki eden bir kanıt niteliği de taşımamaktadır. Dolayısıyla bahse konu işlemlerin yapılmasında bu fıkra açısından da bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla, iddianamenin iadesi kararına yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, ret kararı verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1) Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 14/02/2018 tarihli ve 2018/275 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2) Aynı Yasa maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 08/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.