23. Hukuk Dairesi 2018/302 E. , 2019/4972 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Kayseri 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı müvekkili bankanın dava dışı borçlular aleyhine icra takibine başlandığını, borçluların bir kısım taşınmazlarını devrettiklerinin tespit edilmesi üzerine bu dosyalardaki alacakları ile ilgili olarak tasarrufun iptali davası açtıklarını ve bu davada sıra cetveline konu olan taşınmazların üç adedinin kaydına ihtiyati haciz konulduğunu, ancak davalı bankanın alacağı nedeniyle yapmış olduğu icra takip dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde davacı bankanın alacağına pay ayrılmadığını, bu nedenle sıra cetvelinin hatalı olduğunu, davacı bankanın ihtiyati haciz tarihinin davalı bankanın haciz tarihinden önce olduğunu, İİK 100.maddeye göre hacze iştirak etmeleri gerektiğini ileri sürerek, ilgili icra dairesi tarafından düzenlenen sıra cetvelinin iptali gerektiğini, davalı bankaya ayrılan payın davacı bankanın alacağına karşılık ödenmesi gerektiğini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, beyan dilekçesinde ve duruşmada davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; İİK"nın 142. maddesine göre açılacak sıra cetveline itiraz davalarına bakmakla görevli mahkeme icra hukuk mahkemeleri olduğu, itiraz alacağın esas ve miktarına taalluk ediyorsa bu durumda asliye hukuk mahkemesi görevli olacağı, davacı tarafın, davalı bankanın alacağının muvazaalı olduğu iddiasına dayanıp dayanmadığı hususunda yazılı beyanda bulunması için verilen sürede vermiş olduğu beyan dilekçesinde açıkça muvazaa iddiasına dayanmadığı anlaşıldığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, davacı vekilinin itirazı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.11.2017 tarihli 2017/1071 Esas 2017/1128 Karar sayılı ilamı ile HMK"nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
HMK"nın 353/1- a/3. maddesinde; "Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması halinde bölge adliye mahkemesinin esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği", 362/1-c maddede ise; "Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek için verilen kararlar ile merci tayinine ilişkin kararların temyiz edilemeyeceği" düzenlenmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesine kendi yargı çevresinde bulunan mahkemeler arasındaki görev ve yetkiye ilişkin uyuşmazlıklarını kesin olarak giderme yetkisi tanındığı, bu uyuşmazlıkların en geç Bölge Adliye Mahkemesi kararıyla çözümlenmesi sisteminin benimsendiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesinin görev ve yetkiye ilişkin kararını istinaf başvurusu üzerine inceleyen Bölge Adliye Mahkemesi kararı kesin nitelikte olup bu karara karşı temyiz yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 27.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.