Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/28660
Karar No: 2019/1696
Karar Tarihi: 21.01.019

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/28660 Esas 2019/1696 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İş Mahkemesi tarafından görülen bir alacak davası sonucunda, davacının kıdem ve ihbar tazminatları ile birlikte hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsiline karar verildi. Ancak davalı vekili karara itiraz ederek, davacının hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık olduğunu ve işçi ücretlerinin ödenmesi konusunda da taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunduğunu söyleyerek kararın bozulmasını talep etti. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi de, hafta tatili çalışması ve ücret ödemelerinin ispatıyla ilgili usuller hakkında detaylı açıklamalar yaparak, mahkeme kararının eksikliği ve hataları sebebiyle BOZULMASINA karar verdi.
Kanun Maddeleri:
- İş Kanunu’nun 37. maddesi: İşçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
- HMK.nun 297/2. maddesi: Hüküm altına alınan alacakların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmesi gerekmektedir.
9. Hukuk Dairesi         2015/28660 E.  ,  2019/1696 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    YARGITAY KARARI
    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 23/06/2011-13/10/2013 tarihleri arasında elektrik teknikeri olarak en son net 900,00 TL. aylık ücretle çalıştığını, iş akdinin davalı işveren tarafından tazminatlı olarak feshedilmesine karşın müvekkiline hiçbir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin haftanın 5 günü 08:00 ila 21:00 saatleri arasında bazı haftalar cumartesi ve pazar günleri de dâhil olmak üzere çalıştığını, çalışma dönemine denk gelen genel tatillerin bazılarında da çalışmalarının olduğunu ve bir kısım yıllık ücretli izin haklarının kullandırmadığını ancak müvekkilinin almaya hak kazandığı tazminatları ile bir kısım aylık maaşı, kullanılmayan izin ücreti ile fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücretlerinin davalı işveren tarafından ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, fazla mesai, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının 22/06/2011-13/10/2013 tarihleri arasında elektrik teknikeri olarak çalıştığını, aylık ücretinin banka kayıtlarında yer alan miktar kadar olduğunu, davacının iddia ettiği gibi günde 13 saat çalıştırmasını gerektirecek mahiyette bir iş yapmadığını ayrıca onay vermiş olmasına rağmen fazla mesai çalışmalarına hiçbir zaman gelmediğini, aylık ücretleri ile yıllık izin ücretlerinin ödendiğini, iş akdinin amirlerinin talimatlarına sürekli olarak uymaması, iş düzenin aksaması ve görevi kapsamında kalan işleri yapmaktan kaçınması gibi sebeplerle haklı sebeplerle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davalı tarafından yapılan feshin haklı nedene dayandığının ispatlanamadığı gerekçesi ile toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinde yapılan takdiri indirim dışında dava kabul edilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
    Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, dava dilekçesinde somutlaştırmadan bazı hafta sonları ibaresi ile müvekkilinin hafta tatilinde çalıştığı iddiasında bulunmuş ve bu çalışmaların karşılığının ödenmediğini beyan ile hafta tatili ücret alacağı talebinde bulunmuştur. Davacı bu iddiasını ispat bakımından 2 tanık dinletmiş olup bu tanıklar iki kez dinlenmiş ve hafta tatili çalışması açısından ilk beyanlarında haftada bir gün çalışılmadığını, sonraki beyanlarında ise hafta tatilinin Pazar günü olduğunu ve ayda 2 hafta tatilinde çalışıldığı yönünde çelişkili beyanlarda bulunmuşlardır. Davalı tanıkları ise davalı işyerinde haftada bir gün çalışılmadığı, bir başka anlatımla hafta tatili uygulaması bulunduğunu beyan etmişlerdir. Buna göre, davacı tanıklarının çelişkili beyanları ile iddianın ispatlandığı kabul edilemeyeceğinden, usulüne uygun şekilde ispatlanamayan hafta tatili alacak talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır.
    3- İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 37. maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
    Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
    Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
    Somut uyuşmazlıkta davacı vekili yine somutlaştırmadan müvekkilinin bir kısım aylık maaşının ödenmediği ibaresi ile ücret alacağı talebinde bulunmuş, davacı tanıklarından ...’ın son ay ücretinin ödenmediği şeklindeki beyanı üzerine bu talep son ay ücreti olarak kabul edilmiş ve bu kabul davacı tarafça da benimsenmiştir. Davalı ise tüm tanıkların doğruladığı gibi ücretin bankaya yatırıldığını, ödenmediği iddia edilen son ay ücretinin de bankaya yatırıldığını savunup, ısrarla banka kayıtlarının celbini talep etmiş ise de, mahkemece bu husus araştırılmamıştır.
    Mahkemece ilgili banka kaydı getirtilerek davalı savunması araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalıdır.
    Kabule göre de, davacının son aydaki çalışması 13 gün olup ödendiği ispat edilemezse 13 günlük ücretin hüküm altına alınması yerine son ayın tamamında çalışılmış gibi 1 aylık ücrete hükmedilmesi de ayrıca hatalıdır.
    4-Hüküm altına alınan alacakların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesi HMK.nun 297/2. maddesine aykırı olup, bu durumun infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de isabetsizdir.
    F) SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21/01/019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi