Esas No: 2017/583
Karar No: 2021/2133
Karar Tarihi: 07.04.2021
Danıştay 8. Daire 2017/583 Esas 2021/2133 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/583
Karar No : 2021/2133
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı
İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, Diyarbakır ili, Kulp ilçesi, ... köyünde bulunan ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın mera vasfında olmasına rağmen kadastro çalışmaları neticesinde gerçek kişiler adına tescil edildiğinden bahisle bu tescillerin iptali amacıyla adli yargı yerinde dava açılması istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, davacının 18/03/2016 tarihli dilekçeyle başvurusuna konu ettiği istemin, idare tarafından dava açılması için yargı yerine başvurulması olduğu, dava açılması veya açılmamasına ilişkin irade beyanının bir idari işlem olmadığı açık olduğundan, bu başvurunun 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında yapılmış bir başvuru olarak addedilmesinin hukuken mümkün olmadığı; bu bağlamda, dava açılması ya da açılmaması yönünde oluşacak irade beyanı idari işleme vücut vermeyeceğinden dava açılması istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin de, idari davaya konu edilebilecek niteliği haiz bir idari işlem olmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
4342 sayılı Mera Kanunu'nun "Mera, Yaylak ve Kışlakların Hukuki Durumu" başlıklı 4. maddesinde, "Mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye aittir. Bu yerler Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. (...) Mera, yaylak ve kışlaklar; özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zaman aşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz." hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, Diyarbakır ili, Kulp ilçesi, ... köyünde bulunan ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın mera vasfında olmasına rağmen kadastro çalışmaları neticesinde gerçek kişiler adına tescil edildiğinden bahisle tescilin iptali istemiyle davacı tarafından açılan davada … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, bunun üzerine söz konusu tescilin iptali için dava açılması istemiyle davalı idareye başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun zımnen reddi nedeniyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda ilgili hükümlerine yer verilen Mera Kanunu uyarınca, meraların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup, bu alanların özel mülkiyete konu olmayacağı ve amacı dışında kullanılamayacağı açıktır.
Davacı tarafından, dava konusu taşınmazın mera vasfında olduğu, kadimden beri mera olarak kullanıldığı belirtilerek, taşınmazın anılan vasfına aykırı olacak şekilde, yapılan kadastro sonucunda gerçek kişiler adına tescil edildiği ileri sürülmektedir. Davacının aynı iddialar ile tescilin iptali istemiyle açtığı davada … Asliye Hukuk Mahkemesince, mülkiyeti Devlete ait olan yerlere ilişkin davaların Hazine tarafından; ayrıca, meralar için meralardan yararlanma hakkı olan köy ve belediyeler tarafından da dava açılabileceği gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İdare hukuku alanında idarenin, tek yanlı irade beyanı ile hukuki durumda değişiklik yapan ya da değişiklik yapılması istemini reddeden işlemi, kesin, yürütülmesi zorunlu ve idari davaya konu olabilecek işlem olarak nitelendirilmektedir. Bir idari işlemin kesin ve yürütülmesi zorunlu sayılabilmesi ise, hukuk düzeninde bir sonuç doğurabilmesi için gerekli olan bütün aşamaların gerçekleştirilmiş olmasına, başka bir makamın onayına ihtiyaç göstermeksizin hukuk düzeninde değişiklikler meydana getirilmesine bağlıdır.
Davacının, idareye yapmış olduğu başvurusundan, dava konusu mera vasıflı taşınmazın bulunduğu yerde ikamet ettiği ve meradan yararlanan kimselerden olduğu anlaşıldığından, dava konusu taşınmazın dava dışı 3. şahıslar adına tescil edilmesinin, davacının meradan yararlanmasını engellemek suretiyle hukuki durumunu etkilediği konusunda şüphe bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacının söz konusu ihlalin giderilebilmesi amacıyla yaptığı başvuruya cevap verilmemek suretiyle tesis edilen zımnen ret işleminin, görülmekte olan uyuşmazlık açısından davacının hukuki durumunda değişiklik yapılması isteminin reddi şeklinde tezahür ettiği ve bu sebeple işlemin tek taraflı, kesin ve yürütülebilir olduğu sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, öncelikle dava konusu taşınmazın mera vasfında olup olmadığının ya da mera olarak kullanılıp kullanılmadığının ve taşınmazın kadastro sonucunda dava dışı şahıslar adına tescil edilip edilmediğinin araştırılarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davanın incelenmeksizin reddine karar veren temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; ... İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 07/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.