9. Hukuk Dairesi 2015/28656 E. , 2019/1695 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalının devir aldığı ... de bulunan 242 nolu Mavi Jeans mağazası iş yerinde davalı şirketin işyerini devir aldığı tarihten önce 16/06/2009-22/11/2012 tarihleri arasında en son net 1.000 TL aylık ücret ile aylık ortalama 400 TL ikramiye alarak, yol ve yemek sosyal yardımlarından faydalanarak çalıştığını, iş akdinin işyerini devreden dava dışı ...Tic. Ltd. şirketi tarafından tek taraflı olarak feshedildiğini ancak müvekkilinin almaya hak kazandığı kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai ve genel tatil ücret alacaklarının ödenmediğini, müvekkilinin mahkemenin 2013/54 esas sayılı dava dosyası ile ...Tic. Ltd. şirketine de dava açtığını ancak ...Tic. Ltd. şirketinin ekonomik sebeplerle marka hakkını da kullandığı işyerini kül halinde marka adıyla, tüm çalışanları ve müştemilatıyla birlikte davalı ....’ye devrettiğini, müvekkilinin tazminat ve alacaklarının devir tarihinden önce doğmuş olması nedeniyle davalı şirketin devreden dava dışı Dualite şirketi ile birlikte sorumlu olduğunu ileri sürerek ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının dava dilekçesinde açıkça ikrar ettiği gibi müvekkili şirketin 01/06/2013 tarihinde devraldığı ... mağazasının devreden tarafı olan ...Tic. Ltd. şirketi bünyesinde çalışmakta iken, iş sözleşmesi yine Dualite şirketi tarafından feshedildiğini, davacının hiçbir zaman müvekkili şirketin çalışanı olmadığını, devir protokolünden 6 ay öncesinde Dualite şirketi ile aralarındaki işçi-işveren ilişkisinin sona erdiğini, davacının hizmet akdini devralmadığını savunarak, davanın husumetten reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalı şirkete ait ...’deki iş yerinin 01/07/2013 tarihinde kanun kapsamına alındığı, ilgili iş yerinin 28/06/2013 tarihinde tescil edildiği ancak davacının çalıştığı ve mahkemenin 2013/54 esas sayılı dosyasının davalısı ...Tic. Ltd. şirketinde 16/06/2009-14/12/2012 tarihleri arasında çalıştığı, davacının iş akdinin sona erdiği 14/12/2012 tarihinde davalıya ait iş yerinin mevcut olmadığı, davacı ile davalı ... arasında her hangi bir işçi işveren ilişkisinin bulunmadığı, davalı .... tarafından ilgili iş yerinin davacının iş akdinin sona ermesinden yaklaşık 7 ay sonra devir alındığı ve davacının işçilik alacaklarından davalı şirketin sorumlu olmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
İşyeri devri hususunda taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6’ncı maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı yasanın üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Değinilen Yasanın 120’nci maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Yasanın 14’üncü maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
İşyerinin miras yoluyla intikali 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 599 uncu maddesinde düzenlenmiş, sözü edilen madde hükmünde mirasbırakanın ölümü ile mirasçıların bir bütün olarak mirasa hak kazanacakları açıklanmıştır.
İşyerinin önceleri gerçek kişi ya da kişilerce işletilmesinin ardından şirketleşmeye gidilmesi durumunda, bu işlem de bir tür işyeri devri sayılmalıdır. Önceki gerçek kişi olan işverenlerin devralan tüzel kişi ortakları olması bu devir ilişkisini ortadan kaldırmamaktadır (Yargıtay 9.HD. 22.7.2008 gün 2007/ 20491 E, 2008/ 21645 K.). Aynı şekilde daha önce tüzel kişi şirket olan işverenin işyerini bir gerçek şahsa devretmesi de mümkündür. Devralanın şirketin hissedarlarından biri olması da sonucu değiştirmeyecektir. Adi ortaklardan bir ya da bazılarının hisselerini devri de sorumlulukların belirlenmesi noktasında işyeri devri olarak işlem görmelidir.
İşyeri devrinin temel ölçütü, ekonomik birliğin kimliğinin korunmasıdır. Avrupa Adalet Divanı kararlarına göre, maddî ve maddî olmayan unsurların devredilip devredilmediği ve devir anındaki değeri, işgücünün devri, müşteri çevresinin devri, işyerinde devirden önce ve sonra yürütülen faaliyetlerin benzerlik derecesi, işyerinde faaliyete ara verilmişse bunun süresi, işyeri devrinin kriterleri arasında kabul edilmektedir.
Basın İş Kanunu’na tabi işyerleri bakımından, işyerinin belirleyici unsurlarından olan marka, logo ve yayın imtiyaz hakları gibi maddî olmayan unsurların devri de işyeri devri olarak değerlendirilmelidir (Yargıtay 9. HD., 19.1.2010 gün, 2009/42958 E., 2009/354 K).
Maddî ve maddî olmayan unsurların devri söz konusu olmaksızın da işgücünün önem taşıdığı sektörlerde ekonomik birliğin önemli unsurunu olan işçilerin devri de, işyeri devri olarak kabul edilmelidir.
Devirden sonra işyerindeki ekonomik birliğin kimliğini koruyup korumadığının saptanabilmesi için, yürütülen faaliyetin devirden sonra yeni işveren tarafından aynı veya özdeş biçimde sürdürülmesi ölçütü yanında, işyerinin taşınmaz ve taşınır malları ile maddî olmayan varlıkların, işyerinde çalışan işçilerin sayı ve uzmanlık bakımından çoğunluğunun, bunun yanı sıra müşteri çevresinin devredilip devredilmediği, devir öncesi ve sonrasındaki faaliyetler arasında benzerlik olup olmadığı, devir sebebiyle işyerinde faaliyet askıya alınmışsa askı süresi gibi koşullar da göz önünde tutulmalıdır.
4857 sayılı Yasanın 6’ncı maddesinde yazılı olan “hukukî işleme dayalı” ifadesi geniş şekilde değerlendirilmeli, yazılı, sözlü ve hatta zımnî bir anlaşma da yeterli görülmelidir.
İşyerine Bankalar Kanunu hükümleri çerçevesinde Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu tarafından el koyulması ise işyeri devri niteliğinde değildir. Bu durumda yönetim hakkına müdahale edilmekte veya bankacılık faaliyetleri askıya alınmaktadır.
Yine özelleştirme işlemi sonucu kamuya ait hisselerin devri de işyeri devri olarak değerlendirilemez. Özelleştirmede işyeri aynı tüzel kişilik altında faaliyetini sürdürmekte sadece kamuya ait hisselerin bir kısmı ya da tamamı el değiştirmektedir. Bununla birlikte, tamamı kamuya ait olan bir işyerinin özelleştirme işlemi sonucu başka bir işverene geçmesi işyeri devri niteliğindedir (Yargıtay 9.HD. 8.7.2008 gün ve 2008/25370 E, 2008/ 19682 K.).
İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez.
İşyerinin devri işverenin yönetim hakkının son aşaması olup, işyeri devri çalışma koşullarında değişiklik anlamına da gelmez. Dairemizin kökleşmiş kararlarına göre işyeri devri işçiye haklı nedenle fesih hakkı tanımaz. İşyeri devrinin çalışma koşullarını ağırlaştıran bir yönü olup olmadığı belirlenmelidir (Yargıtay 9.HD. 27.10.2008 gün 2008/ 29715 E, 2008/28944 K.).
Bu açıklamalar ışığında, iş hukukunda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı Yasanın 14’üncü maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Yasanın 6’ncı maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanunun 6’ncı maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.
Ayrıca, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 202.maddesinde “İşletmenin Devri” müessesi düzenlenmiş olup, bu düzenlemeye göre bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar.
Somut uyuşmazlıkta, davacı 16/06/2009-22/11/2012 tarihleri arasından dava dışı ...Tic. Ltd. şirketinde çalıştığını ve çalıştığı işyerinin fesih tarihinden sonra 01/06/2013 tarihinde ekonomik sebeplerle marka hakkını da kullandığı işyerini kül halinde marka adıyla, tüm çalışanları ve müştemilatıyla birlikte davalı ....’ye devrettiğini iddia etmiş, mahkemece ise devir evrakları getirtilmeden ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 202.maddesi ve İş Kanununun 6/son maddesi kapsamında davalı şirketin sorumluluğu değerlendirilip tartışılmadan eksik inceleme ile sonuca gidilmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş, öncelikle davacının ...Tic. Ltd. şirketine karşı açtığını bildirdiği 2013/54 esas sayılı dava dosyası derdest ise eldeki dava dosyası ile birleştirilmeli, sonuçlanmış ise eldeki dosya içine alındıktan sonra davalı .... ve dava dışı ...Tic. Ltd. Şti arasındaki işyeri devrine ilişkin bütün evraklar getirtilerek, davalı şirketin sorumluluğunun Borçlar Kanunu 202. maddesi ve İş Kanununun 6/son maddesi kapsamında değerlendirilip tartışılarak sonuca gidilmelidir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21/01/219 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.