10. Hukuk Dairesi 2015/5220 E. , 2015/11674 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti, istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalılar işveren ve Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı vekili, davacının 15/05/2003 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başlayıp 30/04/2013 tarihine kadar çalıştığını, bu dönemlerde çalışmasnın kesintisiz sürmesine rağmen, işveren tarafından farklı işyeri numaralarında giriş çıkış yaptırılmak suretiyle eksik bildirim yapıldığını, bu nedenle davacının 15/05/2003 ile 30/04/2013 tarihleri arasında kesintisiz çalışmalarının tespitini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının 28/01/2004 ile 30/04/2013 tarihleri arasında kuruma bildirilmeyen 520 günü olduğu ve 28/01/2004 ile 30/04/2013 tarihleri arasında davalı işverene bağlı olarak çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
1-)Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi kapsamında uygulama alanı bulan 506 sayılı Yasanın 79/10 maddesidir. 506 sayılı Yasanın 6. maddesinde ifade edildiği üzere sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında dava konusu somut olayda; öncelikle davalı işyerinin kapsamı, davacının davalı işyerinde hangi işlerde çalıştığı, bu çalışmalarının ne kadar süreyle yapılabileceği, buna göre çalışmasının tam zamanlı çalışmayı gerektirip gerektirmediği, çalışmanın varlığı ve süresi yöntemince araştırılmalı, davacının 28/01/2004 tarihinde davalı işveren nezdinde çalışmaya başladığına dair işe giriş bildirgesinin aslı kurumda getirtilmeli, tanıkların davalı işyerinin inşaat işleri ile iştigal ettiğini belirtilmesi nazara alınarak, yapılan inşaatlar ve inşaatların yapıldığı ./..
dönemler ile davacının hizmet döküm cetvelinde tespiti istenilen tarihlerde çalıştığı anlaşılan dava dışı işyerleri ile davalı işveren arasında fiili irtibat olup olmadığı usulünce tespit edilmeli, fiili iritbatın tespit edilmesi halinde dava dışı işyerlerine ilişkin kurum kayıtları da dosyaya getirtilmeli, davacının, davalı şirket sahibinin ev inşaatında ve Ancere Otel"in arkasındaki orman düzenleme işlerinde de çalıştığına yönelik beyanları nazara alınarak, bu çalışmaların varlığı da yöntemince araştırılmalı, davacının çalışmalarınn kesintisiz devam edip etmediği saptanmalı, sadece tarafların gösterdikleri tanıklarla yetinilmeyerek, dosyada mevcut dönem bordrolarında ismi bulunan ve mahkemece resen seçilecek tanıkların davaya konu uyuşmazlık ile ilgili bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davalı işveren ile iş yapanlar ile aynı çevrede iş yapan başka işverenler veya bu işverenlerin çalıştırdığı kişiler, komşu işyeri tanıkları re’sen saptanarak dinlenilmeli, davacının işe başlama ve işten ayrılma tarihi ve uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
2-)Yargılama giderleri (hüküm tarihinde yürürlükte bulunan) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323. maddesinde sayılarak, ğ bendinde vekâlet ücretine de yer verilmiştir. 29.05.1957 gün ve 4/16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, karşı tarafa yüklenmesi gereken ve yargılama giderlerinden olan vekâlet ücretine, diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi mahkemece kendiliğinden (resen) hükmedilmesi gerekir.
Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir (HMK m. 326/I). Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır (HMK m. 326/2). Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326. maddesinde tarafların kusuru değil, davada haklı çıkma oranları göz önünde tutulmuştur.
Mahkemece kısmen kabule rağmen, yargılama giderlerinin haklılık oranına göre paylaştırılmaması, kısmen kabule göre davalı işveren ve Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, davacı yararına hükmedilen vekalet ücretinden ve davalı taraf aleyhine hükmedilen yargılama giderlerinden yalnızca davalı şirketin sorumlu tutulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar işveren ve Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."ne iadesine, 11.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.