13. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/10548 Karar No: 2012/1606
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2011/10548 Esas 2012/1606 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2011/10548 E. , 2012/1606 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, ... firmasının sahibi olduğunu, davalı kurum yaptığı sözleşme uyarınca davalı kurumun sigortalılarına verdiği gözlükler için faturalar düzenlediğini, ancak davalının 4.7.2006 tarihli yazıyla sözleşmeyi feshettiğini bildirip fatura bedellerinin bir kısmını ödemeyeceğini beyan ettiğini, davalının uygulanmasının sözleşmeye aykırı olduğu ileri sürerek fazlası saklı kalmak üzere 10.000 TL"nın tahsilini istemiş, 22.12.2009 tarihli dilekçe ile de alacağının 21.326,84 TL olduğunu bildirmiştir. Davalı, davacının sözleşmenin 15. maddesine aykırı olarak, başka bir firmadan temin ettiği gözlükleri kuruma fatura etmesi nedeniyle kesintinin yapıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalı uygulamasının kısmen doğru olmadığı, davacının talebini 21.326,84 TL olarak bildirdiği gerekçesiyle 21.326,84 TL"nın davalı kurumdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davacının, davalı kurum mensuplarına verdiği bazı gözlükleri başka firmadan temin ederek vermesine rağmen faturasını kendisinin düzenleyerek davalı kuruma fatura ettiği gerekçesiyle, davalının bu yönünde beyanda bulunan kişi sayısını esas alarak ve oranlama yaparak davacının istihkakında kesinti yaptığı ve davacının da eldeki davada haksız kesilen bu miktarın tahsilini istediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mahkemece yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları arasında çelişkiler bulunduğu gibi 17.4.2009 havale tarihli bilirkişi raporu ile, 1.12.2009 tarihli bilirkişi ek raporundaki rakamların nasıl bulunduğu da yeterince anlaşılamamaktadır. Öte yandan mahkemece alınan 28.10.2010 tarihli son bilirkişi raporunda da, sadece dava safahatı özetlemiş ve yetersiz bir gerekçe ile davacının alacağının 53.040,52 TL olduğu bildirilmiştir. Bilirkişi raporları bu haliyle hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, konusunda uzman kişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulunda, tarafların iddia ve savunmalarını karşılayacak şekilde, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelenmek suretiyle taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, davacının davadaki talep miktarı da gözetilerek davacının isteyebileceği miktarın belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönleri gözardı ederek yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. 2- Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 31.1.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.