8. Hukuk Dairesi 2017/17174 E. , 2020/342 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı alacaklı vekili, borçlu şirketin faaliyet gösterdiği adreste haciz yapıldığını, hacze konu mahcuzların borçluya ait olduğunu, üçüncü kişi şirket ile borçlu şirket arasında organik bağ bulunduğunu belirterek, davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 08.03.2017 tarihli ve 2015/2923 Esas, 2017/3171 Karar sayılı ilamı ile üçüncü kişi tarafından usulüne uygun yapılmış bir istihkak iddiası olmadığı, davacı alacaklının İİK’nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak istihkak davasının usulden reddine karar verilmiş, karar davacı alacaklı vekili tarafından yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Öncelikle; kararı temyiz eden davacı alacaklı vekili tarafından kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talep edildiğine göre, bu talep hakkında karar verme yetkisi kanun yolu incelemesini yapacak olan Yargıtaya aittir (HMK mad.336/3). Dosya arasına alınan ve dilekçe ekinde sunulan bilgi, belge ve mali müşavirlik özel amaçlı raporu, Devletin mahkeme harcı almasındaki menfaati ile başvuranın mahkeme vasıtasıyla hakkını korumadaki çıkarları arasındaki adil denge, Anayasa’nın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı ile bu kapsamda adalete ve mahkemeye erişim hakkı dikkate alınarak, adli yardım talebi yerinde görüldüğünden, HMK’nin 334 ve devamı maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, davacı tarafın maktu temyiz harç ve giderlerinden geçici olarak muaf tutulmasına karar verilerek, işin esasının incelenmesine geçildi.
Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Dava konusu 15.01.2014 tarihli haciz sırasında üçüncü kişi adına işçisi istihkak iddiasında bulunmuş olup alacaklı vekili istihkak iddiasına karşı çıkmış, İcra Müdürlüğü haciz sırasında İİK’nin 99.maddesi uyarınca alacaklıya dava açmak üzere yedi günlük süre vermiştir.Alacaklı vekili tarafından bu işlemin iptali için 17.01.2014 tarihinde şikayet başvurusunda bulunulmuş, hak kaybı olmaması açısından da süresi içinde eldeki davayı açmaya zorlandığını beyan etmiştir. Ne var ki, davanın usulden reddine karar verilmesinde, üçüncü kişinin kusurunun bulunmaması nedenleri ile üçüncü kişi aleyhine yargılama gideri yükletilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmememiştir. Ancak, davacı alacaklı aleyhine vekalet ücreti takdiri de hatalı olmuştur.
Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK’nin ek Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Davacı alacaklı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile,yukarıda gösterilen sebeple hüküm fıkrasının 4. bendinin hükümden çıkartılmasına, hükmün düzeltilen şekli ile ONANMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 20.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.