14. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/8010 Karar No: 2013/9203 Karar Tarihi: 17.06.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/8010 Esas 2013/9203 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2013/8010 E. , 2013/9203 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 22.12.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç ilişkisine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Uyuşmazlık, 189 ada 21 parsel sayılı taşınmaza ilişkindir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden dava konusu parselin kesinleşen kadastro işlemi sonucu 22.02.1994 tarihinde davalı adına tescil edildiği görülmektedir. Davacılar ise, kadastrodan önceki bir sebebe dayanarak eldeki davayı açmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun “Kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre” başlıklı 12. maddesinin 1. fıkrasında “30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir.” Aynı Yasanın 3. fıkrasında ise; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin 22.02.1994 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 22.12.2011 tarihinde açıldığı görülmektedir. Kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3. fıkrasında sözü edilen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmakta olup bu hususun mahkemece de re’sen gözetilmesi gerekir. Hal böyle olunca davanın belirtilen sebeplerle reddi gerekirken, değişik bazı gerekçelerle reddedilmiş olması sonuç bakımından doğrudur. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine ve özellikle yukarıda yazılan gerekçelere göre sonucu bakımından doğru hükmün HUMK’nun 438/son maddesi uyarınca gerekçesi DEĞİŞTİRİLEREK DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 17.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.