Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9048
Karar No: 2022/1286
Karar Tarihi: 21.02.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/9048 Esas 2022/1286 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/9048 E.  ,  2022/1286 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın reddine dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalının vekilliğini yaptığını, dava dosyalarında asaleten tahsil beyanı ile dosyaların haberi olmaksızın kapatıldığını, ödenmeyen vekalet ücreti ve masraflardan dolayı toplamda 2.084,26-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibine geçtiğini ve ödeme emrinin gönderildiğini, davalının İcra Müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, cevap vermemiş ve ön inceleme duruşmasında “açılan dava haksızdır ben Bolu 2 . İcra Müdürlüğü’nün 2013/91 E. sayılı takip dosyasında takibe dayanak senede konu alacağımı tahsil için davalıya vekalet vermiştim. Ancak davalı taraf dava dışı senet borçlusu ... isimli şahıstan takip başladıktan sonra 1.500,00TL tahsil etmiş ancak tarafıma hiçbir ödeme yapmamıştır. Davacı avukatımın yönlendirmesi ve terkini ile ben takipten feragat ettim. Delillerimi bildirmek üzere süre isterim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
    Mahkemece, tanık beyanlarından davacının dava konusu vekalet ücretini davalının takip borçlusundan tahsil ettiğinin belirtildiği, ayrıca 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 354/1. maddesinde yer alan "Kanunun bu babında yazılı suçlardan takibi şikayete bağlı olanların müştekisi feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava ve bütün neticeleriyle beraber ceza düşer." hükmü uyarınca, itfa nedeniyle tazyik hapsi cezasının yargılama gideri ve vekalet ücreti de dahil edilerek düştüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Adalet Bakanlığının 20/12/2021 tarihli yazısında; dava konusu davacı avukat tarafından takip edilen dosyalar yönünden Avukatlık Kanununun 164 üncü maddesinin dördüncü fıkrasına ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre gerekli inceleme ve değerlendirme yapılarak, gerektiğinde konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan, denetime elverişli rapor alınmak suretiyle davacının vekalet ücret alacağı belirlenerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bir inceleme yapılmaksızın doğrudan tanık beyanlarına dayanılarak davacının vekalet ücreti alacağını takip borçlusundan tahsil ettiği kabul edilerek, eksik inceleme ile karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı bulunduğu ve yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hükmün tashihi” başlığını taşıyan 304 üncü maddesinde, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların, mahkemece kendiliğinden veya taraflardan birinin istemi üzerine düzeltilebileceği belirtilmiş, “Hükmün tavzihi” başlıklı 305 inci maddesinde, hüküm yeterince açık değilse veya yerine getirilmesinde duraksama uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, yerine getirilmesi tamamlanıncaya kadar taraflardan her birinin hükmün açıklanmasını veya duraksama ya da aykırılığın giderilmesini isteyebileceği, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların, tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği açıklandığı halde, mahkemece davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik tashih talebi üzerine 01.06.2020 tarihli tashih kararı ile "...hüküm kısmının 3 nolu paragrafında sehven yazılan davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 2.084,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ibaresinin çıkartılmak sureti ile hüküm tashihine" dair karar verildiği görülmüş ise de tavzih veya tashih yoluyla hükümde bu şekilde değişiklik yapılamayacağı, hükmün tefhimi ile birlikte davadan elini çeken mahkemenin sonradan dosyayı ele alarak hükümde değişiklik yapması usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
    Dava, vekilin haberi olmaksızın feragat ile sonuçlandırılan icra ve dava dosyalarında ödenmeyen vekalet ücretinin tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
    1-6100 sayılı HMK'nın "Hükmün tashihi" başlıklı 304 üncü maddesinin birinci fıkrası; “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece re'sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.” Aynı Kanun'un "Hükmün tavzihi" başlıklı 305 inci maddesi; “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." hükmünü içermektedir.
    Somut olayda; mahkemece, hüküm fıkrasının 3. bendinde yer alan “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olan 2.084,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” ifadesi 01.06.2020 tarihli tashih şerhi ile davalının vekili olmadığı anlaşıldığından çıkartılarak düzeltilmiştir. Çıkartılan ilgili bent yapılan maddi hataya yönelik olduğundan davacı tarafın tashih isteminin HMK'nın 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü usul ve yasaya uygundur. Mahkeme tarafından kanun yararına bozma yoluna başvurulabilecek nitelikte olan ve açıkça yürürlükteki yasalara aykırı bulunan bir karar verilmemiştir. Yasalara mutlak şekilde muhalefet edilmedikçe kanun yararına bozma kararı verilemez.
    O halde mahkemece, davacının tashih dilekçesi kabul edilerek hükmün maddi hataya dayalı kısmının düzeltilerek HMK 304. maddesine uygun olarak kararın söz konusu kısmının tashihine karar verilmesi, usul ve yasaya uygun olduğundan Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına bozma isteği yerinde görülmemiştir.
    2-Davacı vekil ile vekil edeni davalı arasında yazılı ücret sözleşmesinin düzenlenmediği anlaşılmaktadır. Bir davada görev yapan avukat, vekil edeninden aralarındaki sözleşmeye göre kararlaştırılan miktarı, şayet ücret kararlaştırılmamış ise Avukatlık Kanununun 164/4. maddesine göre; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşulu ile davanın kazanılan bölümü üzerinden yüzde on ile yüzde yirmi arasında belirlenecek miktarı, şayet değeri para ile ölçülemeyecek işlerden ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenecek miktarı ücret olarak talep etmek hakkına sahip olduğu gibi ayrıca yargılama sonunda haklı çıkılan kısım üzerinden hasma yüklenen vekalet ücretini de talep etmek hakkına sahiptir. Vekil eden avukatına belirlenen bu iki kalem ücreti ödemekle yükümlüdür.
    Davacının takip ettiği ve vekale ücretine konu olan dava dosyalarının incelenmesinde, davacı vekilin azledilmediği, davalının dava dosyalarına ve icra dosyasına dilekçe vererek feragat ettiği anlaşılmaktadır.
    O halde mahkemece, yukarıda yer alan açıklamalara göre Avukatlık Kanunun 164/4. maddesi ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre değerlendirme yapılarak akdi ve karşı yan vekalet ücreti hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğundan Adalet Bakanlığı’nın bu yöne ilişen kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma talebinin reddine, 2. açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma talebinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca gereği yapılmak üzere bozma kararının bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 21.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi