(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2011/6923 E. , 2012/1590 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki adi ortaklık davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı-karşı davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, kuyumculuk yapmak için 2000 yılında davalı ile adi ortaklık oluşturduklarını, davalının 15.6.2004 tarihinde gelerek dükkana el koyup kendisini dükkanda uzaklaştırdığını, yaptırdığı delil tesbitinde kendisinin dükkana yaptığı harcamanın 7152,65 TL olduğunun ve dükkanda ortaklığa ait altınların bulunduğunun belirlendiği, ortaklığın devamı sırasında dükkanda bulunan altınların bir kısmını bozdurarak davalıya 96.000 DM verdiğini, ortaklığın bir kısım borçlarını ödediğini belirterek ortaklığın fesih ve tasfiyesini, fesih sonucu kendisine isabet edenlerin aynen, değilse bedelinin tesbiti ile tahsilini, altınlardan ve demirbaşlardan hissesine isabet eden kısım ile kâr payının tahsilini ve toplam olarak fazlası saklı kalmak üzere 23.676,125 TL"nin tahsiline istemiştir.
Davalı, ortaklığın sermayesini kendisinin karşıladığını davacının ise emeğini koyduğunu, davacının herhangi bir ödeme yapmadığını savunarak davanın reddini dilemiş, karşı dava olarak da ortaklığa sermaye olarak koyduğu 202.000 DM" dan şimdilik 100.000 DM" ın tahsilini, ortaklık katılım payı ödendikten sonra kalan ortaklık mallarının tasfiyesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı karşı davacı asılın 21.6.2006 tarihli bilirkişi raporundaki değerleri kabul ettiği gerekçesiyle ve ıslah talebi de gözetilerek toplam 30.000 TL"nin davalı–karşı davacıdan tahsiline karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı – karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı– karşı davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerektirir.
2-Davacı – karşı davalı eldeki davada, delil tesbitin de tesbit edilen ve kuyumcu dükkanı için kullanılan malzeme bedeli olun 7.352,60 TL" nın kendisinin karşıladığını ileri sürmüş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da her bir tarafın ortaklıktan olan alacağının 30.266,38 TL olduğu, ancak davacı – karşı davalının dükkan için yaptığı 7.352,60 TL" ınıda isteyebileceği, bu durumda davacı alacağının 37.619.032 TL olduğu belirtilmiş ve mahkemecede bu miktar esas alınarak ve ıslah dilekçesindeki talepte gözönünde bulundurularak dava kabul edilmiştir. Dosyada bulunan belgelerin incelenmesinde, davacının emeğini, davalınında sermayeyi koymak suretiyle adi ortaklık oluşturdukları, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı ve akside iddia ve ispat edilmediği için tarafların her birinin ortaklıktaki payının %50"şer oranında olduğu anlaşılmaktadır. Davacı adi ortaklığın 2000 yılında oluştuğunu bildirmesine rağmen tarafların kuyumculuk yapmak üzere dava dışı şahsa ait dükkanı 1.11.1999 tarihinde birlikte kiraladıkları sabittir. Bu itiharla taraflar arasındaki adi ortaklığın en geç 1.11.1999 tarihinde kurulduğunun kabulü gerekir. Davacı – karşı davalı dükkan için yaptığı 7.352,60 TL masrafı tamamen kendisinin ödediğini bildirmiş olmasına rağmen, davacı – karşı davalının bu harcamalara ilişkin faturaların tarihinin 1999 yılı 12. ay olduğu gözetildiğinde harcamaların adi ortaklık oluşturulduktan sonra yapıldığı anlaşılmakta olup, bu bağlamda buna ilişkin 7.352,60 TL masrafında taraflar arasında yarı yarıya paylaştırılması gerekir. Davacı – karşı davalı ıslah dilekçesinde fazlaya dair haklarının saklı tuttuğu için şartların oluşması halinde bu fazlalığı da isteyebileceğinden davacının isteyebileceği net miktarın belirlenmesi zorunludur. Hal böyle olunca mahkemece davacı – karşı davalının 21.6.2006 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen 30.266,38 TL ile 7.352,60 TL"nin yarısını isteyebileceği kabul edilerek ve ancak taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedendir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalı – karşı davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca temyiz olunan kararın davalı - karşı davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 1.769,55 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 31.1.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.