Esas No: 2021/9046
Karar No: 2022/1284
Karar Tarihi: 21.02.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/9046 Esas 2022/1284 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/9046 E. , 2022/1284 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın kabulüne dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, üniversiteye hazırlık dershanesine kızı ... ...'nu kayıt ettirdiğini, bu kapsamda dershane ücretinin tamamı için bir teminat senedi imzaladığını, dershane ücretini taksitler halinde ödediğini, buna ilişkin makbuz asıllarını dilekçe ekinde sunduğunu, ücretini ödemesine rağmen senedin kendisine geri verilmediğini, daha sonra dershane işletmesinin ekonomik sıkıntıya düştüğünü ve kendi elindeki senedi ve daha birçok senedi muvazaalı olarak eşi veya yakınlarına devrettiğini, davalının ticari kayıtları incelendiğinde böyle bir işlemin gerçek bir kaydı olmadığının görüleceğini belirterek Trabzon İcra Müdürlüğünün 2019/14923 Esas sayılı icra dosyasının dayanağı 14/02/2014 keşide tarihli, 30/07/2015 vade tarihli 2.000,00-TL bedelli senedin teminat senedi olduğunun tespitine ve teminat senedi ile ... senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağından takibin iptaline, Trabzon İcra Müdürlüğünün 2019/14923 E sayılı dosyasına dayanak teşkil eden senetten dolayı (teminat senedi olması) takip tarihi itibarı ile borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetle hareket ederek ticari hayatına onarılmaz zararlar veren davalının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, ... senedinden kaynaklanan bir borç ilişkisi olduğunu, dolayısıyla bonoya dayanak olan borç ilişkisinin mevcut olmadığı yönündeki iddiaların borçlu tarafından görülmekte olan davada ileri sürülemeyeceğini ve inceleme konusu yapılamayacağını, aralarında dershane sözleşmesi ilişkisi kurulmadığını, teminat senedi olarak verilmediğini, davacının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacı tarafın yapmış olduğu ödemelere ilişkin dekontların incelenmesi neticesinde davacının borcuna karşılık ödeme yaptığı, ödeme makbuz asıllarının dosyaya sunulduğu, ancak davacının 200,00 TL'lik makbuzu kaybettiğinden dosyaya sunulamadığı, davalı cevap dilekçesinde söz konusu icra takibine konu borcun hukuki dayanağını açıklayıcı herhangi bir delil sunmadığı, takip borcunun kaynağı ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığının 20/12/2021 tarihli yazısında; davacı tarafından dava konusu bononun dershane sözleşmesine istinaden teminat olarak verildiği kanıtlanamadığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, ispat yükü konusunda düşülen yanılgıyla yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
Dava; ... senedine dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle davacının senedin teminat senedi olduğu iddiası ile açtığı menfi tespit davasıdır.
Kural olarak menfi tespit davalarında ispat yükü; davalı olan alacaklıdadır.
Davacı; senedin dershaneye kayıt sırasında verilen teminat senedi olduğunu iddia etmiş, davalı ise dava konusu senedin teminat amaçlı verilmediğini ileri sürmüştür. Bilindiği üzere ... senedi ( bono ) sebepten mücerret olup, bono nedeni ile borçlu olmadığının ispatı ancak yazılı delille mümkündür.
Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK madde 190). Senede karşı ispat kuralı gereği iddia ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı yoksa davanın, ikrar (HUMK. md.236-...md.188) yemin (HUMK.md.344-...md227) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Yemin, iddianın ispatı yönünden son başvurulacak bir ispat vasıtasıdır. Hakim, davacının iddiasını, yazılı delillerle ispat edemediği kanaatine vardığı takdirde, davacı tarafa, dava dilekçesinde dayandığı yemin delilini de resen hatırlatmalıdır. Aksi halde, davacının tüm delilleri toplanıp, değerlendirilmemiş olur.
Dava konusu senet ... senedi niteliğinde olup, bononun dava dışı ... ... emrine düzenlendiği, davacının dava dosyasında sunduğu para makbuzlarının incelenmesinde; her bir aya ilişkin yapılan ödemeler olduğu ve ödenen ücretin davacının savunması ile de birebir örtüştüğü anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacı tarafın yapmış olduğu ödemelere ilişkin dekontların inceleme neticesinde davacının borca karşılık ödeme yaptığı, ödeme makbuz asıllarının dosyaya sunulduğu, ancak 200,00 TL'lik makbuzu kaybettiğinden dosyaya sunulamadığı, davacının borcunu ödediğini ispatladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hal böyle olunca mahkeme tarafından kanun yararına bozma yoluna başvurulabilecek nitelikte olan ve açıkça yürürlükteki yasalara aykırı bulunan bir karar verilmemiştir. Yasalara mutlak şekilde muhalefet edilmedikçe kanun yararına bozma kararı verilemez. O halde mahkemece, davacının takip dayanağı yapılan bonodan kaynaklanan borcu ödediği kabul edilerek verilen hüküm usul ve yasaya uygun olduğundan Adalet Bakanlığı’nın bu yöne ilişen kanun yararına bozma talebinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dava dosyasının mahalline iade edilmek üzere Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 21.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.