Esas No: 2021/5826
Karar No: 2022/1289
Karar Tarihi: 21.02.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/5826 Esas 2022/1289 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/5826 E. , 2022/1289 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde itirazın iptali davasının yapılan yargılaması neticesinde davanın reddine, dair verilen karara karşı davacı ... tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine davacı ...’nun istinaf talebinin esastan reddine, yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ..., müteahhit olduğunu, davalının hissedarı olduğu taşınmazda inşaat yaptığını, davalıya 23.05.2014 tarihinde 139.000,00-TL gönderilmek suretiyle banka havalesi ile borç para verdiğini, eft açıklamasına da borç olarak gönderildiği hususunun yazıldığını, davalının borcunu ödemediğini, borcun ödenmesi amacıyla davalı aleyhine ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/7669 Esas sayılı dosyası ile takip açtığını, davalının haksız itirazı üzerinde takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli borçlunun %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında davacı alacağını Hatice Mındıkoğlu’na temlik etmiş olduğundan davacı olarak davayı Hatice Mındıkoğlu takip etmiştir.
Davalı, mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemelerin ikametgahı olan Silivri İcra Daireleri ve mahkemeleri olduğunu, ... ilçesi 67 ada 17 parsel, 390 ada 120 parsel ve 390 ada 121 parsellerde bulunan taşınmaz hisselerinin satışı için davacı 167.000 TL bedel üzerinden anlaştıklarını ancak resmi senette satış bedelinin 28.000 TL olarak gösterildiğini taşınmazın satış bedelinin 28.000,00-TL lik kısmının satış bedeli açıklaması ile 23/05/2014 tarihinde banka aracılığıyla ödendiğini, ancak bakiye kalan 139.000,00-TL’nin ise, aynı tarihte borç verme olarak gösterildiğini, aslında her iki ödemenin de taşınmaz satış bedeli karşılığı olmasına rağmen sadece 28.000 TL'yi havalede satış bedeli açıklaması olarak göstermesinin, resmi senetteki bedelin de 28.000 TL olarak gösterilmesinden kaynaklandığını davacıdan hiçbir şekilde borç almadığını, taşınmaz hisselerinin satışına ilişkin bir alışveriş ve para ödemesi olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulü ile, davalının ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/7669 Esas sayılı dosyasındaki itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacak bakımından %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davanın itirazın iptali olarak açıldığı ve takip talebinde faizin de olduğu, yerel mahkeme gerekçesinde asıl alacak üzerinden davalının itirazının iptaline karar verildiği, faiz talebinin reddedildiği, hüküm kısmında asıl alacak ve faizi kapsayacak şekilde itirazın iptaline karar verildiği, hükmün bu hali ile infazda tereddüt oluşturduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, HMK'nun 297 maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak karar tesisi için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonucunda yapılan yargılama neticesinde ilk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine bu kez Bölge Adliye Mahkemesince davalının savunmasının üzerinde durulmadığı, mahkemece yeterli araştırmanın tüm dosya kapsamı içerisinde yapılmadığı, davalının savunmaları üzerinde durularak taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tespit edilmesinin gerektiği, taşınmazlar başında keşif yapılarak taşınmazların satış tarihindeki rayiç bedeli belirlenip davacı ile davalı arasındaki taşınmazlarla ilgili satışa konu bedelin davalının iddia ettiği şekilde olup olmadığının araştırılmadığı gerekçesiyle davalının istinaf taleplerinin kabulüne, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 23/11/2017 tarih, 2017/631 Esas, 2017/1301 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, dosyanın gerekçede belirtilen hususlar çerçevesinde yeniden yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonucunda yapılan yargılama neticesinde bu kez ilk derece mahkemesince, davacı tarafından gönderilen havalelerin tarihi ile tapu devir tarihlerinin aynı olduğu tapudaki satış değerinin gerçek değeri yansıtmadığı dinlenen tanıkların da davalı savunmasını doğruladığı gerekçesi ile davanın reddine, asıl alacağın %20 si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş ve hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve istinaf kanun yolu denetimine olanak sağlayacak şekilde düzenlenip hükme esas alınmaya yeterli olduğu ve mahkemece verilen kararın istinaf kararındaki araştırmalar yapılarak verildiği gerekçesiyle davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, bu kez davacı tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
Eldeki dava, ödünç verme sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı davasıdır. Uyuşmazlık davacının davalının hesabına yatırdığı paranın borç olarak verilip verilmediği noktasındadır.
6098 sayılı TBK 555 (818 sayılı Borçlar Kanununun 457) ve ardından gelen maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe bir ödeme vasıtasıdır. Havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin aksini, havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını ileri süren havaleci (muhil) bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (...09.06.2004 tarih 2004/4-362 E.-2004/347 K.).
Davacı tarafından davalıya gönderilen 23.05.2014 tarihli havale içeriğinde “15 gün geri ödemeli borç verme” kaydı bulunmaktadır. Davalı, taşınmazın satış bedeline ilişkin olduğunu, borç ilişkisi olmadığını savunarak havale dekontu üzerindeki borç olarak gönderildiği kaydını kabul etmemiştir. Davalıya gönderilen havale üzerindeki açıklamada “15 gün geri ödemeli borç verme” olarak gönderildiği belirtildiğinden davalı taraf, davaya konu havalenin taşınmaza ilişkin gönderildiği yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.
Hal böyle olunca davalı, davacının borç açıklamasıyla gönderdiği havalenin borç olarak verilmesinden başka bir amaca yönelik olduğunu, başka bir deyişle taşınmaz satışına ilişkin olarak gönderildiğini HMK'nun 200. maddesi gereği alacağın miktarı itibariyle yasal delillerle ispat etmekle yükümlüdür.
O halde, ilk derece mahkemesince; ispat yükünün davalıda olduğu, davalının iddiasını miktar itibariyle yasal delillerle ispatlayamadığı, tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, iş bu karara karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 21/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.