17. Ceza Dairesi 2018/6687 E. , 2019/1977 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi (Değişen suç vasfıcı hırsızlık)
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık ... hakkında hırsızlık, suça sürüklenen çocuk hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosyada tanık olarak dinlenen ... hakkında hırsızlık suçundan zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür.
1-Müştekinin motosikletinin 18.08.2012 ile 20.08.2012 tarihleri arasında çalındığı, müştekinin oğlu tarafından çevreden yapılan araştırmalar sonucunda söz konusu motosikletin, tanık ..."in tamir dükkanında olduğunun tespit edildiği, tanık ..."in 31.08.2012 tarihinde alınan ifadesinde, 28.08.2012 günü mezkur motosikleti kendisine iki şahsın getirdiğini belirttiği ve getiren şahısların eşkal bilgilerini de bildirdiği, kolluk görevlilerince yapılan araştırmalar sonucunda ..."e ulaşıldığı, ..."in alınan savunmalarında, ... isimli arkadaşı ile birlikte motosiklet satın aldıklarını, ... ile birlikte sanayiye tamir amacıyla götürdüklerini belirttiği, fakat ..."nın tanık sıfatıyla alınan tüm aşamalardaki ifadelerinde, sanık ..."ın, suça sürüklenen çocuk ..."e motosiklet sattığını belirttiği, kendisinin motosiklet alım satımına dahil olduğuna dair bir bilgi vermediği, ayrıca suça sürüklenen çocuk ile tanık ..."ın motosikletin alım satım bedeline ilişkin soruşturma aşamasındaki beyanlarının da birbirinden farklı olduğu, sanık ..."ın ise tüm aşamalardaki istikrarlı savunmalarında, motosikleti çalmadığını ve suça sürüklenen çocuğa satmadığını ifade ettiği, dosya içerisinde sanık ..."a ait olay yerinde parmak izi, DNA analizine cevap verecek vücut izi raporu, kamera görüntüsü bulunmadığı, yine olay anına ilişkin bağımsız, yeminli tanık anlatımı ve benzeri somut delilin olmadığı, sanığın olay yerinde yakalanmadığı, suça konu motosikletin ele geçirildiği tamir dükkanına motosikleti getiren şahısların suça sürüklenen çocuk ... ve tanık ... olduklarının anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuk ..."in beyanına göre motosikleti birlikte satın aldığını belirttiği, dolayısıyla bağımsız tanık olarak değerlendirilemeyecek ..."nın ve suça sürüklenen çocuğun, atfı cürüm niteliğindeki beyanları dışında sanık ..."ın yüklenen suçu işlediğine ilişkin, mahkumiyetine yeterli, kesin, inandırıcı ve hukuka uygun delil bulunmadığı gözetilmeden, üzerine atılı hırsızlık suçundan beraati yerine yazılı şekilde hükümlülüğüne karar verilmesi; yine suça sürüklenen çocuk ... ile tanık ..."nın çelişkili ifadeleri, suça konu motosikleti tamirhaneye getirenlerin suça sürüklenen çocuk ... ile tanık ... olduklarının tespit edilmesi ve suça sürüklenen çocuğun suça konu motosikleti kimden satın aldığını ispat edememesi karşısında eyleminin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 225/1. maddesi uyarınca açılmış bir kamu davasının bulunmadığı, eyleminin hırsızlık suçuna uyduğu gözetilmeden, yazılı şekilde 5237 sayılı TCK"nun 165. maddesinde düzenlenen suçtan hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2-Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nun 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (c) bendi uyarınca ""Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçların"" uzlaşma kapsamına alındığı, suça sürüklenen çocuk ..."e yüklenen ve 5237 sayılı TCK"nun 165. maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun üst sınırının ise üç yıl hapis cezası ile birlikte adli para cezası olduğunun anlaşılması karşısında; Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenen ve usul hukuku kurumu olan uzlaşma yolunun ceza muhakemesi hukukunda mümkün olan sanık lehine genişletici yorum ve kıyas ile suça sürüklenen çocuk ... hakkında uygulanarak üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis cezaları yanında adli para cezalarına da hükmedilmesi halinde suçun uzlaşma kapsamı içerisinde kalmaya devam edeceği, hapis cezası ile birlikte hükmolunan adli para cezalarının suçun üst sınırına etki etmeyeceği ve suçu uzlaşma kapsamı dışına çıkarmayacağı değerlendirilerek yapılan incelemede,
5237 sayılı TCK"nun 7/2. maddesi uyarınca; ""Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur."" hükmü de gözetilerek, mahkemenin kabulüne göre, suça sürüklenen çocuk ..."in, eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nun 165. maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun uzlaşma kapsamında bulunması sebebiyle 6763 sayılı Kanun"un 35. maddesi ile değişik CMK"nun 254. maddesi uyarınca aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-20.08.2012 tarihli olay yeri görgü tespit tutanağı ile müştekinin beyanına göre, kilitlenmiş vaziyette park edilen motosikletin, etrafı duvar, çit veya başkaca bir malzeme ile çevrili olmayan binanın önünden çalındığının anlaşılması karşısında, sanık ..."ın eyleminin 5237 sayılı TCK"nun 142/1-e maddesinde düzenlenen suça uyduğu gözetilmeden, aynı Kanunun 142/1-b maddesi ile uygulama yapılması,
4-İştirak halinde suç işleyen sanık ve suça sürüklenen çocuktan sarfına sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinin ayrı ayrı, ortak yapılan yargılama giderlerinin ise payları oranında alınmasına karar verilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin ne şekilde tahsil edileceğinin kararda gösterilmemesi sureti ile 5271 sayılı CMK’nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,
5-5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendi gözetilerek sanık ..."ın ""Kendi altsoyu üzerindeki"" velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmasına yer olmadığına, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
6-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda sanık ... hakkında kurulan hüküm yönünden TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafii ile sanık ..."ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 19.02.2019 günü oy birliğiyle karar verildi.