Esas No: 2011/15700
Karar No: 2012/2842
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/15700 Esas 2012/2842 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 21.07.2007 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi ..., ...mirasçıları ... ve arkadaşları ile ... mirasçıları ... ve arkadaşları ... mirasçıları ... ve arkadaşları, vekili avukat ... tarafından istenilmekle tayin olunan 27.03.2012 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden hüküm ..., ...mirasçıları ... ve arkadaşları ile ... mirasçıları ... ve arkadaşları ... mirasçıları ... ve arkadaşları vekili avukat ... geldi, diğer taraftan ... ve diğerleri vekili Avukat ..., ... ve arkadaşları vekili Avukat ..., ... ve ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü ... (...) mevkii 224 parsel sayılı 48379 m2 yüzölçümündeki tarla nitelikli taşınmaz, sırasıyla Ağustos 1288 Yoklama tarih 66, Aralık 1935 tarih 50, Mayıs 1951 tarih 63, Mayıs 1960 tarih 43, Aralık 1960 tarih 2 ve Aralık 1960 tarih 35 sıra numaralı sicillerden krokiye bağlanan ve ifraz yoluyla gelen Ocak 1972 tarih 23 ilâ 173 sıra numaralı tapu kayıtları ve bu kayıtların tedavülleri ile, ifraz krokisinin bir bölümünün kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı ve teknik yetersizliği nedeniyle uygulanamadığından söz edilerek, beyanlar hanesinde; ..., ..., ..., ...payları üzerinde, ..., ...ve ... yararına 20.08.1973 tarih Y.5290 sayılı satış vaadinin bulunduğu yazılarak, payları oranında tapu kaydı malikleri, ... ve müşterekleri adına tesbit edilmiştir.
İtirazları tapulama komisyonunca reddedilen Orman Yönetimi parselin kesinleşen orman sınırları içinde kalan 3040 m2 bölümünün orman niteliğiyle tapulama dışı bırakılması, ... ve ..., taşınmazın ifraz krokisine göre müstakilen adlarına tapuya tescili; S.S. Karınca Arsa ve Yapı Kooperatifi, dayandıkları Temmuz 1974 tarih 21 sıra numaralı tapu kaydı 47650 m2 olduğu halde, bu tapu kaydı revizyon gösterilerek adlarına tespiti yapılan 216 numaralı parselin 38488 m2 yüzölçümlü olduğu, eksik kalan 9202 m2 bölümünün komşu 224 parsel içinde davalılar adına tespit edildiği, bu bölümün tespitinin iptal edilerek, 216 parsele eklenip adlarına tapuya tescili istemiyle dava açmışlar;
... ise, ..., ..., ..., ...’in tapuda adlarına kayıtlı taşınmazlarını, Antalya 3. Noterliğinin 10.8.1970 tarih 10269 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle kendisine sattıkları, bu şahısların paylarının adına tapuya tescili iddiasıyla davaya katılmıştır.
Antalya Kadastro Mahkemesinin, 23.05.1990 gün ve 1984/1156-262 sayılı kararı ile S.S. Karınca Arsa ve Yapı Kooperatifinin davasının reddine, Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulüne, bilirkişi krokisinde 224 parselin (F) ile gösterilen 2170 m2 bölümünün orman sınırları içinde kaldığından orman niteliğiyle tapuya tesciline, davacılar ... ve ...’in davalarının kabulüne ilişkin kararı ve bu karara ek olarak verilen 19.11.1990 tarih 1984/1156-262 sayılı, ..."ın müdahale talebinin sözleşme şartlı olup, sözleşme kapsamında olan yer kesinleşen orman sınırları içinde kaldığından, müdahale talebinin reddine, çekişmeli, 224 parselin komisyon kararı ve tespitin iptaline, 23.05.1990 tarihli ilamda parsel numaraları ve yüzölçümleri yazılı kişiler adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi, davalılar ..., ..., ..., müdahil: ... temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 29.09.1994 gün ve 1994/7691-11150 sayılı kararı ile; ... temyiz dilekçesini süreden red etmiş, diğer temyiz itirazlarını kabul ederek, davanın tüm tesbit maliklerine yönlendirilmesi, dava dilekçeleri tebliğ edilerek kanıt ve delillerinin sorulması gereğine işaret edilerek sair temyiz itirazları incelenmeden bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, ... ve ..., Hak Oto Anonim Şirketine ait bir kısım taşınmazları tapuda satın aldıkları adlarına tapuya tescili iddiasıyla, davaya katılmışlardır. Antalya Kadastro Mahkemesince verilen 1996/26-32 sayılı yetkisizlik kararı ile yeni kurulan Kemer Kadastro Mahkemesine gelmiştir.
Mahkemenin 08.07.2001 gün ve 1997/1-104 sayılı; - Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulüne, davacılar ..., ... ile müdahiller ... ve ...’in taşınmazın taksime göre tescil taleplerinin kısmen kabulüne, orman içinde kalan bölüm yönünden bu taleplerinin reddine, müdahiller ... ile ..."ın tapudan satın aldıkları yerlerin adlarına tescili iddiasıyla açtıkları davanın kısmen kabulüne, orman içinde kalan bölüm yönünden bu taleplerinin reddine, müdahil ..."ın satın aldığı yer, çekişmeli 224 parsel dışında olduğundan, adına tescili istemini içeren davasının reddine, çekişmeli 224 parselin krokisi ve malik hanesinin iptali ile Orman Yüksek Mühendisi ...’un 08.06.2001 günlü rapor ve krokisi ile fen elemanı bilirkişi ...’ın 02.06.2001 tarihli raporunda (A) ile gösterilen 2170 m2 bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, parselin rakamlar ile gösterilen belli bölümlerinin taksim ve satışlar dikkate alınarak, taksim ile oluşan tapu kayıtlarına göre ellerinde bulunduran kişiler adlarına tesciline ilişkin kararı, davalılar ..., ... mirasçıları ... ve müşterekleri, ..., ..., ..., ..., ... ve arkadaşları, ..., ..., ... Türkkan, Meral Gastralı, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., müdahil ... ve davacı ... Yönetimi tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30.01.2003 gün ve 2002/9253-262 sayılı kararıyla, katılan ... ..."ın temyiz itirazları ile davacı gerçek kişilerin çekişmeli parselin fen bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 2170 m2 bölümüne ilişkin tüm temyiz itirazları reddedilip, parselin diğer bölümüne ilişkin temyiz itirazları kabul edilerek, özetle: “... ve ... taşınmazın ifraz krokisine göre o bölümlerin ifrazen adlarına tapuya tescili iddiasıyla dava açtıkları, tutundukları tapu kayıtlarındaki diğer müşterekleri ... ve ..."in davaları ve usulüne uygun katılımları bulunmadığı halde, karar başlığında ... ve ...mirasçılarının müdâhil sıfatıyla gösterilmeleri ve hüküm kısmında, davalarının kabulüne denmesinin doğru olmadığı, davaların reddiyle, çekişmeli parselin fen elemanı bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen ve orman sınırı içinde kaldığı anlaşılan 2170 m2 bölümünün, dışındaki diğer bölümün tespit gibi ve tespitteki payları oranında tespit malikleri adına tapuya tesciline karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece 27.04.2007 tarihli celsede bozmaya uyulmuş, yapılan yargılama sırasında, ... ve ... 26.01.2005 tarihli dilekçeleriyle 250’şer m2’lik dört parça taşınmazın Mayıs 1974 tarih 4, 5, 6 ve 7 sıra numaralı tapu kaydı ile 1/3 şer payına sahip oldukları, bu paylara göre taşınmazın adlarına tescili, ... 12.01.2005 tarihli dilekçesiyle Aralık 2006 tarih 1 ve 2 sıra numaralı tapu kayıtları ile 320 m2’lik iki adet taşınmaza malik olduğu, davaya katılmakta yararı bulunduğu,... 22.12.2004 tarihli dilekçesiyle Ekim 1992 tarihli tapu ile 250 m2"sini satın aldığı bu bölümün adına tescili, ... 07.12.2004 tarihli dilekçesiyle Aralık 1960 tarih 35 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazın bir kısım payına sahip olduğu, bu paya göre taşınmazın adına tescili, ... 26.01.2006 tarihli dilekçesiyle tapuda pay sahibi olduğu, payı oranında taşınmazın adına tescili, ... ve arkadaşları 23.03.2006 tarihli dilekçesiyle davada taraf oldukları halde Yargıtay bozma kararında taraf olmadıklarından söz edildiği, ... mirasçıları ... kardeşi ..."nin payını kendisine bağışladığı iddiasıyla babasından kalan payın kendi adına tescili istemiyle davaya katılmışlardır.
Mahkemece bu kez Orman Yönetiminin davasının KISMEN KABULÜNE, fen bilirkişi ..."in düzenlediği 03.07.2007 tarihli raporda gösterildiği gibi çekişmeli ... köyü 224 sayılı parselin 48379 m2’lik yüzölçümünden, fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 02.06.2001 günlü krokide (A) ile gösterilen 2170 m2 bölümü düştükten sonra kalan 46209 m2 bölümün 46209 payda kabul edilerek bilirkişi rapor ve krokisinde tablo 2"de gösterilen kısım dikkate alınarak paylı olarak (payları tek tek belirtilmek suretiyle) ... Oto Tic. San. A.Ş. adına tapuya kayıt ve tesciline, kadastro tespit tarihinden sonra taşnmazdan pay satın alan müdahil davacılar ..., ..., ... ile ... ve ..., ... yönünden mahkemenin GÖREVSİZLİĞİNE, tapu kaydına temlik yönünden konulan tedbirin devamına karar verilmiş, hüküm ..., ...mirasçıları ... ve arkadaşları ile ... mirasçıları ... ve arkadaşları ... mirasçıları ... ve arkadaşları, vekili avukat ... (duruşmalı), Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
... ve arkadaşları; kararda 93. sırada yazılı olan davalının ... olmayıp, ..., yine; 94. sıradaki davalının adının ... oğlu ... olmayıp, ... kızı ... olduğu, 95. sıradaki davalının isminin ... olduğu, bu maddi hataların düzeltilmesini istemiştir.
Dava dilekçelerindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce ilk orman kadastrosu 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre 1941 yılında yapılıp kesinleşmiş, 1976 yılında, 4785 sayılı Yasa hükümleri gözetilerek yapılan aplikasyon, orman kadastrosu ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması 14.04.1977 tarihinde ilan edilerek tespit ve dava tarihinde kesinleşmiştir. Yörede 1989 yılında aplikasyon ve 3302 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapılmış ve 05.04.1990 tarihinde ilan edilmiş, mevcut dava nedeniyle, davanın tarafları ve çekişmeli parsel yönünden kesinleşmemiştir.
İncelenen dosya kapsamına kararın dayandığı gerekçeye ve davacılardan ... karardan önce 29.03.1999 tarihinde öldüğü halde, yerel mahkemenin 08.07.2001 gün ve 1997/1-104 sayılı kararının ... vekili Avukat ..."a tebliğ edildiği, yine Dairenin 30.01.2003 gün ve 2002/9253-262 sayılı bozma kararının da adı geçen avukata tebliğ edildiği, ... mirasçıları ... ve arkadaşlarının 17.04.2011 tarihinde düzenlenen vekaletnamelerini ibraz eden Avukat ... tarihsiz ve hakim havalesi bulunmayan dilekçesiyle, yerel mahkeme kararı ve Daire bozma kararından yeni haberdar olduklarını, Daire kararı aleyhine karar düzeltme isteminde bulunmak için süre istediğini bildirdiği halde, kendilerine tebliğ edilen yerel mahkeme kararının bozulması ya da daire kararının düzeltilmesi isteminde bulunmadığına, bozmaya uyularak yapılan yargılama aşamalarında, bozmadan önceki iddia ve delillerinden farklı, daha önce hiç ileri sürülmeyen bir argüman ya da dosyada
bulunmayan yeni bir delile dayanmadığına, daha önce toplanan delillere, yapılan keşif ve bilirkişi raporlarına göre davalarını tekrar ile aynı argüman ve delillere dayandıklarına, tüm dosya kapsamına, özellikle hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30.01.2003 gün ve 2002/9253-262 sayılı bozma kararında da değinildiği gibi, Ocak 1972 tarih 23 ila 173 sıra numaralı tapu kayıtlarının oluşumuna esas ifraz krokisinin teknik olarak uygulama olanağı bulunmadığı, tapu kaydı kapsamında kaldığı iddia edilen parselin fen bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen bölümünün kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı, bu nedenle bu ifraz krokisine göre kadastro tesbiti yapılamayacağından, bu tapu kayıtları ve tedavüllerindeki miktarları payda olarak kabul edilip, müştereken tüm malikler adına tespit edildiği, ... ve ..., tesbitte esas alınan tapu kayıtlarının Ocak 1972 tarih 23 ila 173 sıra numarasıyla ifraz edilerek 151 parçaya bölündüğü, bu ifrazdan sonra bir kısım parçaların bu krokiye göre davalı gerçek kişilere satıldığı, davalı gerçek kişilerden bir kısmına ait müfrez parçaların kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı, kendi uhdelerinde kalan parçaların ise orman sınırları dışında bulunup, çekişmeli taşınmazın bu ifraz krokisine uygun olarak müstakil parçalar halinde adlarına tapuya tescili iddiasıyla dava açtıkları, ... ve ..."ın ise çekişmeli parselin tespitine esas alınan tapu kaydı maliklerinden ... Oto Tic ve Sanayi A.Ş.’nin paylarını satın aldıkları, tapu kayıtları kapsamındaki yerlerin ifraz krokisine uygun olarak müstakilen adlarına tapuya tescili iddiasıyla davaya katıldıkları, mahkemece, Ocak 1972 tarih 23 ila 173 sıra numaralı tapu kayıtlarının oluşumuna esas ifraz krokisinin uygulanabilir nitelikte olmadığı, kadastro tespitinde esas alınan tapu kaydının dosyada bulunan Aralık 1935 tarih 50 sıra numaralı en eski tedavülünün D: Sarı kum, B: Kiremitlik (Kiremitlik ya da kerevitlik olabilir), K: Tarik, G: Ormandan açma Baysal Abdi tarlası olan 10 dönüm yüzölçümlü tarla nitelikli tapu olduğu, Mayıs 1953 tarih 63 sıra numaralı tedavülün iktisap sütununda, gerçek kişilerin yine davalı gerçek kişiler aleyhine açtıkları men-i müdahale davası sonunda verilen mahkemenin 23.11.1948 tarih ve 780-819 sayılı kararı ile, tapu kapsamının 157850 m2 olduğu belirtildikten sonra, 90503 m2 bölümün ifraz edilip, D: Deniz kumluğu ve Mehmet Talihin Müfrez tarlası, B: Kadimen Kerevitlik ve halen ...’ten İntikalen ... tarlası ve kadim yola bitişik seralığı, K: ... ve ... ile ... ve ... ait müfrez tarla, ... ve..."in müfrez tarlası olarak 90503 m2 yüzölçümü ile ... adına tapuya tescil edildiği, Mayıs 1960 tarih 43 sıra numarasıyla bağış sonucu..."e geçtiği, Mayıs 1960 tarihinde ifraz edilerek, 47650 m2 bölümün... tarafından kardeşi ...’ye bağışlandığı, bu tapunun kadastro sırasında dava dışı 216 parsele uygulandığı ve kadastro tespitinin itirazsız kesinleştiği,...’in, Mayıs 1960 tarih 2 sırasında 47760 m2 bölümü kendi uhdesinde bıraktığı, Aralık 1960 tarih 35 sıra numarasında, ..., ..., ..., ... ve ...’e sattığı, Ocak 1972 tarihinde düzenlenen akit tablosu ile ifrazen miktarı ile sınırlı kalınmadan 23 ilâ 173 sıra numarasıyla bu şahıslar adına ayrı bölümler halinde yine müştereken tescil edildiği, çekişmeli taşınmazın yukarıda anlatılan tapu kaydı kapsamında kaldığı yönünde davacı ve davalı gerçek kişiler arasında uyuşmazlık bulunmadığı, tespit ve dava tarihinden önce kesinleşmiş orman kadastrosu bulunduğuna, Hazine davada taraf olmadığına göre, 10 dönümlük kök tapu kaydı değişir sınırlı olduğu halde, yüzölçümü ile çekişmeli parseli kapsayıp kapsamadığı, nereyi kapsadığı, kapsamıyor ise davacı ve davalı gerçek kişiler yönünden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığının, ancak Hazinenin bir dava açması ya da açılan davaya katılması halinde inceleme konusu yapılabileceği, dava ve savunmaya göre incelenmesi gereken konunun, Ocak 1972 tarihli ifraz krokisinin, uygulanma olanağı bulunup bulunmadığı ve çekişmeli parseli kapsayıp kapsamadığı ile sınırlı olduğu, 3402 sayılı Yasanın 20. maddesinde kayıtların uygulanma yönteminin hükme bağlandığı, buna göre, kayıtlar bir harita ya da krokiye dayanmakta ve bu harita ya da krokinin yerine uygulanma olanağı mevcut ise, kapsamları bu harita veya krokiye göre belirleneceği, bu harita ya da krokinin uygulanamaması halinde ise tarif edilen sınırlarınnın esas alınarak kapsamının belirleneceği, değişebilir nitelikte sınır
içeren kayıtların kapsamın ise sabit sınırlarından başlanarak yapılacak uygulamaya göre yüzölçümlerine değer verilerek saptanacağı, ancak, Ocak 1972 tarih 23 ila 173 sıra numaralı müfrez tapu kayıtlarının oluşumuna esas ifraz krokisi ölçeksiz olduğu gibi, şeklen ve bu ifraza göre oluşan miktarları itibariyle, hükme dayanak yapılan fen elemanı bilirkişi krokisi ve çekişmeli parselin kadastro tespit krokisi ile uyumsuz olduğu, fen bilirkişi uygulaması ile ifraz krokisinin kapsadığı bildirilen, doğudaki büyük bölümün kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı, bu haliyle ifraz krokisinin batı bölümünün çekişmeli taşınmazı kapsadığının söylenemeyeceği, ayrıca; mahkemece, ifraz krokisinde belirlenen ve müfrez bölümler arasındaki yolların kime ait olduğuna karar verilemeyeceği, bir an için ifraz krokisinin çekişmeli taşınmazı kapsadığı kabul edilse dahi, müfrez tapu kaydı maliki ve tespit maliki davalıların bir bölümünün davası olmadığı halde, hükme dayanak yapılan fen elemanı bilirkişi krokisiyle, dava açmayan tespit maliklerinin tapu kayıtları kapsamında kaldığı belirlenen bölümlerin, tespit gibi tüm davalılar adına tapuya tesciline karar verilmesi gerektiği, sanki bunların da davaları varmış gibi, fen elemanı bilirkişi tarafından kadastro tespit krokisi ile çakıştırılan ifraz krokisine göre, parselin kadastro tespit krokisi kapsamında kalan müfrez bölümlerin maliki kabul edilen ve dava açmayan tespit maliki bir kısım davalılar adlarına tapuya tescil kararı verilmesinin, davanın aşılması anlamına geleceği, kadastro hakiminin doğru sicil oluşturma görevi gereği davacı gerçek kişilerin niyetinin de irdeleneceği, Ocak 1972 tarihli ifrazdan sonra, davacılar ... ve ... tarafından çoğunluğu 1975-1976 yılları olmak üzere, çekişmeli parselin ifraz krokisine göre doğu tarafında bulunan parçalarının değişik kişilere satıldığı, batıdaki büyük parçaların ise kendi üzerlerinde bırakıldığı, bu sıralarda yörede yapılan orman kadastrosunda çekişmeli parselin batıda kalıp satılmayan bölümlerinin orman kadastro sınırları dışında, doğuda kalan ve satılan küçük parçalarının ise orman sınırları içinde bırakıldığı, parselin hem doğu hem de batı bölümlerinin ne satışlardan önce ne de sonra, satan ya da alanlar tarafından tarım alanı ya da başka bir şekilde kullanılmadığı, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde oturan davacılar ... ve ...’in, ifraz krokisine göre doğudaki parçaların öncesinin orman sayılan yerlerden olduğunu ve orman kadastrosunda orman sınırları içinde, parselin batısında kalan bölümlerinin ise öncesinin orman sayılmayan yerlerden olduğu ve orman kadastrosu sınırları dışında kaldığını bilemeyecek durumda oldukları, satılan yerlerin çoğunluğunun orman kadastrosu sınırları içinde bırakılan yerler olmasının tamamen tesadüften ibaret olduğunun söylenemeyeceği, dayandıkları ifraz krokisine göre orman sınırları içindeki yerleri çoğunluğunun il dışında oturduğu ve yöreyi bilmediği anlaşılan üçüncü kişilere sattıktan sonra, bu ifraz krokisine göre uhdelerinde bıraktıkları ve orman kadastrosu sınırları dışında kalan yerlerin, bu ifraz krokisine göre adlarına tescilini istemelerinin hakkın kötüye kullanılması olduğu gibi, Medeni Yasanın 2. maddesi gereğince herkesin, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzeni tarafından korunamayacağı gözetilerek, davalarının reddine ve tapudan yapılan satışlar ve pay devirleri de gözetilmek suretiyle, çekişmeli parselin yazılı olduğu gibi tespit gibi tapuya tesciline, satıştan sonra pay devralan kişiler yönünden görevsizliğe karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacı gerçek kişiler ile Orman Yönetimi"nin tüm; davalı gerçek kişilerin ise diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; kararda 93. sırada yazılı olan davalının isminin ..., 94. sıradaki davalının adının ... kızı ..., 95. sıradaki davalının isminin ... olduğunun gözetilmemesi, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile getirilen 3402 sayılı Yasanın 36/A maddesinde yer alan “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesindeki “Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” hükümleri gereğince, davalılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de; bu hususlar hükmün bozulmasını
ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. Bu sebeple; gerekçeli kararın 5. sayfasında 93. sırada yer alan “...” isminin kaldırılarak yerine “...”, 6. sayfada 94. sıradaki “ ... oğlu ...” isminin kaldırılarak yerine “... kızı ...” 95. sıradaki “ ...” isminin kaldırılarak yerine davalının isminin “...” yazılmak, vekalet ücretine ilişkin 4 ve 5 numaralı bentlerin tamamen kaldırılarak 4 numaralı bent olarak “6099 sayılı Yasa ile getirilen 3402 sayılı Yasanın 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, davacılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması ve sonraki bent numaralarının buna göre yeniden düzenlenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre taktir edilen 900,00.-TL’şer avukatlık ücretinin duruşmalı temyiz eden davacılar ..., ...mirasçıları ... ve arkadaşları ile ... mirasçıları ... ve arkadaşları, ... mirasçıları ... ve arkadaşlarından alınarak, kendini Avukat ... ile temsil ettiren ... ve diğerleri ile Avukat ... ile temsil ettiren ...ve arkadaşlarına verilmesine, 09.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile getirilen 3402 sayılı Yasanın 36/A maddesi gereğince, temyiz eden davalı gerçek kişiler ve şirket aleyhine avukatlık ücretine hükmedilmesine ve harç alınmasına yer olmadığına, davalılardan alınan temyiz peşin harcının istek halinde iadesine, aşağıda yazılı onama harcının davacı ... Yönetimi ile temyiz eden davacı gerçek kişilere ayrı ayrı yükletilmesine 27.03.2012 günü oybirliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.