Esas No: 2021/7197
Karar No: 2022/6954
Karar Tarihi: 14.09.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/7197 Esas 2022/6954 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, komşu taşınmaz malikleri olan davalıların mülkiyet hakkına dayalı olarak el atması nedeniyle el atmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Kadastro tutanağı düzenlenmesi sonrasında davalar birleştirilmiştir. Kadastro Mahkemesi, sınırlandırma krokisindeki bir hatalı işlemin fark edilmesi sonrasında bir miktar değişikliğe gitmiş, buna göre davacının talebinin kısmen kabul edilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili ile davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili istinaf yoluna başvurmuş, Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi ise mahkemece yapılan hatalı işlemi gerekçe göstererek davalıların müdahalesinin men'ine karar veren Kadastro Mahkemesi'nin kararını kaldırmıştır. Buna göre, davacının talebinin kısmen kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22-a maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b.2 maddesi uygulanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında ... Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı vekili ile davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., maliki bulunduğu taşınmazına komşu taşınmaz malikleri olan davalılar tarafından müdahalede bulunulduğu iddiasıyla, mülkiyet hakkına dayalı olarak el atmanın önlenmesi istemiyle, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmış ve yargılama sırasında davalılara ait 152 (yeni 106 ada 21) parsel ve davacıya ait 153 (yeni 106 ada 22) parsel sayılı taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu 22-a maddesi gereğince uygulama tutanağı düzenlendiğinden bahisle dava Kadastro Mahkemesine devredilmiş, ayrıca Kadastro Müdürlüğünce taşınmazlar hakkında düzenlenen kadastro tutanakları davalı oldukları ve iki parsel arasındaki sınırın ihtilaflı olduğu belirtilerek tutanak asılları Kadastro Mahkemesine gönderilmiş ve bu mahkeme tarafından her bir tutanak ayrı bir esasa kaydedilerek yasal ilanları yaptırıldıktan sonra davalar birleştirilmiştir.
Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen dava dosyaları eski 2013/3 ve 2013/4 Esas sayılı dava dosyası yönünden; ... İli ... İlçesi ... Mahallesi eski 152 parsel yeni 106 ada 21 parsel ile eski 153 parsel yeni 106 ada 22 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kadastro tespitinin iptaline; Harita Kadastro Mühendisi bilirkişi 21.04.2017 havale tarihli raporuna ek-4 krokide belirlenen koordinatlar esas alınmak sureti ile Ek-4 krokide A harfi ile gösterilen taralı 625.26 m²'lik alanın eski 153 parsel yeni 106 ada 22 parselden ifrazı ile eski 152 parsel yeni 106 ada 21 parsele eklenmesine, yine aynı rapor Ek-4 krokide belirlenen koordinatlar ve hesap alanları dikkate alınarak eski 152 parsel yeni 106 ada 21 parselin yüz ölçümünün 7.343.64 m² ve eski 153 parsel yeni 106 ada 22 parselin yüz ölçümünün 6.231.68 m² olarak tapuya kayıt ve tesciline, birleşen 2014/69 Esas sayılı dosya davacısı ...'ın davasının kısmen kabulü ile davacıya ait eski 152 yeni 106 ada- 21 parsel sayılı taşınmazın Harita Kadastro Mühendisi bilirkişi 21/04/2017 havale tarihli raporunda Ek-4 krokide A harfi ile gösterilen taralı 625.26 m² lik alana eski 153 yeni 106 ada 22 parsel malikleri olan davalıların müdahalesinin menine, fazlaya ilişkin müdahalenin meni talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili ile davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince, Mahkemece yapılan keşifler sonucu dosyaya ibraz edilen tüm bilirkişi raporlarından, dava konusu eski 152 ve 153 parsele ait sınırlandırma krokisinde, iki parsel arasındaki sınırın 754 ve 813 nolu kırıkların birleşmesinden oluştuğu, ancak kadastro paftası tersim edilirken 813 nolu kırığın hatalı olarak 757 nolu kırık ile birleştirildiği ve açık bir tersimat hatasının bulunduğu, mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanlarına göre de, iki parsel arasındaki sınırın, sınırlandırma krokisinde belirtilen şekilde kullanıldığı, bu sınırda su arkının bulunduğu, bu nedenle eski 153 parsel sayılı taşınmazın kadastro paftasındaki sınırı ve bu pafta üzerinden yapılan alan hesaplamasının hatalı olduğunun sabit olduğu, 21.04.2017 tarihli bilirkişi raporuna göre 22/a çalışması ile oluşturulan dava konusu 106 ada 21 ve 22 parsellerin sınırlarının belirlenmesinde bir hata olmadığı ve bu yönde kurulan mahkeme hükmünün teknik bilgi ve belgelere uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin parsellerin sınırlandırılmasına ve miktarına yönelik yaptığı istinaf başvurusunun reddine, davacı tarafın dava dilekçesinde talep ettiği müdahalenin men' i talebi bakımından verilen karar yönünden yapılan incelemede ise, davacıya ait taşınmazın eski 153 yeni 106 ada 22 nolu parsel olduğu, ancak Mahkemece davacıya ait parselin hatalı olarak eski 152 yeni 106 ada 21 parsel olarak kabul edildiği ve davalıların müdahalesinin men'ine karar verildiği, oysa ki Mahkemece fen bilirkişi raporuna göre taşınmazların yeni sınırı belirlendiğinden ve zeminde tarafların fiilen kullandıkları sınır esas alındığından, meni müdahale talebi yönünden davanın konusuz kaldığı, bu nedenle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği ancak dava açıldığı tarihteki kadastro paftası ve tapuda kayıtlı yüzölçüm esas alındığında, davacının açtığı davada haklı olduğu bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretinden davacının sorumlu tutulamayacağının anlaşıldığı, mahkemece bu konuda verilen kararın hatalı olduğu, ayrıca davacının talebinin davalılara ait parselle olan sınıra yönelik olduğu, kuzeyde bulunan yola yönelik bir talebinin bulunmadığı ve Mahkemece resen Hazine' nin davaya dahil edildiği anlaşıldığından, Hazine aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmolunmadığı anlaşılmakla davalı Hazine vekili ve davalı ... vekilinin istinaf başvuruları açıklanan nedenlerle haklı görülmüş ancak 6100 sayılı HMK'nin 353/(1)-b.2 maddesi gereğince, yapılan yargılamada eksiklik bulunmadığı, delillerin toplandığı, mahkemece kanunun olaya uygulanmasında hata edildiği, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç bulunmadığı gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının kaldırılarak el atmanın önlenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, 54.40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 26.30 TL'nin temyiz edenden alınmasına, 14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.