20. Hukuk Dairesi 2019/1345 E. , 2019/2876 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Dava, yaşlılık aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali istemine ilişkin olarak açılan davada ... 1. İş ile ... 21. İş Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yaşlılık aylığının iptaline ilişkin kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
... 1. İş Mahkemesince, davaya konu uyuşmazlıkta; davacının dilekçesini kabul eden ve Kurum adına davaya konu işlemi (11 Mayıs 2017 tarih 67485368/13 - 01/06.1084447.034-9.436.404 sayılı işlem) tesis edenin ... Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü olduğu anlaşıldığından mahkememizin yetkisiz olduğu davaya ... İş Mahkemesi (Sosyal güvenlik davalarına bakmakla görevli) tarafından bakılması gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
... 21. İş Mahkemesi ise Sosyal Güvenlik Mahkemelerinin temyiz mercii olan Yargıtay 10. ve 21. Hukuk Dairelerince hizmet tespiti davalarında re"sen yetkisizlik kararının verilemeyeceğinin belirtildiği (Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2016/13038 E. - 2017/9962 K. 2016/10523 E. - 14982 K. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2016/8532 E. - 15285 K., 2014/20033 E. - 24591 K. sayılı kararları ile) buna göre, yetki itirazı ileri sürülmeden verilen yetkisizlik kararlarının doğru olmadığı, kaldı ki denetmen raporu üzerine aylık kesme ve yersiz ödeme işlemlerini ... Sosyal Güvenlik Merkezinin gerçekleştirdiği anlaşıldığından re"sen yetkisizlik kararı verilemeyeceği gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5. maddesinde yer alan "İş Mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medenî Kanunu gereğince ikâmetgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşmeler muteber sayılmaz" hükmü ile işçi-işveren arasındaki uyuşmazlıklara ilişkin kesin yetki kuralı düzenlenmiş olup Kanunun 1/B bendinde "İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakarlar" hükmü doğrultusunda 5510 sayılı Kanundan kaynaklanan davalar iş mahkemesinde görülmekle birlikte Kurumun taraf olduğu uyuşmazlıklarda yetkili mahkemenin neresi olacağına dair Kanunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
5521 sayılı Kanunun 15. maddesinde bu Kanunda sarahat bulunmayan hallerde Hukuk Muhakemeleri Usûlü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı bildirilmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 447/2. maddesine göre "Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır" hükmü gereğince genel yetki
kuralı dışında düzenleme öngörülmemiş olması karşısında 6100 sayılı HMK"da yer verilen özel yetkiye ilişkin düzenlemelerin iş mahkemelerinin yetkisinin belirlenmesinde dikkate alınması ve bu doğrultuda uyuşmazlığın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 14. maddesinde yer alan hükümler doğrultusunda çözüme kavuşturulması gerekir.
HMK"nın 14/1. maddesi uyarınca "Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir." Bu yetki kuralı kesin olmadığından HMK"nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2012/10-1153 E. - 2013/245 K. sayılı karrı da aynı yöndedir.
6100 sayılı HMK"nın İlk İtirazların Konusu başlığı altında düzenlenen 116/1-a maddesi "Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı"nı ilk itiraz olarak hüküm altına almıştır. Aynı Kanunun İlk İtirazların İleri Sürülmesi ve İncelenmesi başlığı altında düzenlenen 117/1. maddesi "İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez." hükmünü amirdir. Yine, Yetki İtirazının İleri Sürülmesi başlığı altında düzenlenen 19/2 maddesi "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. Aynı Kanunun Cevap Dilekçesini Verme Süresi başlığı altında düzenlenen 127/1. maddesi de "Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir." hükmünü içermektedir.
Somut olayda, davanın ... 1. İş Mahkemesinde açıldığı, davalı Kurumun süresinde yetki itirazında bulunmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın davanın ilk açıldığı ... 1. İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nun 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince ... 1. İş Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.