15. Hukuk Dairesi 2017/2202 E. , 2017/4420 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ...Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki taraf vekilerince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, davacı iş sahibi bakanlık tarafından davalı yüklenici şirkete yapılan fazla ödemenin istirdadı talep edilmiş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında "... ... ... Komutanlığı"nın Yeniden Yapılanması İnşaatı" hakkında 28.11.1994, 12.03.1997 ve 03.12.1997 tarihli sözleşmelerin düzenlendiği, yapılan işlerin geçici ve kesin kabullerinin tamamlanarak teslim edildikleri hususu sabittir. Bu aşamadan sonra davacı bakanlıkca yaptırılan teftiş incelemesi sonucu; dava konusu her üç sözleşmeye ilişkin olarak, imalâtta kullanılan ve işin keşfinde bulunmadığı gibi birim fiyatlar arasında da yer almadığı için "... ... " konusunda düzenlenen yeni fiyatların sözleşmede öngörülen usule uygun belirlenmediği, keza piyasa fiyatlarının üzerinde oldukları, dolayısıyla da davalı yükleniciye fazla ödeme yapıldığı belirlenmiş, anılan fazla ödemenin istirdadı için de bu dava açılmıştır.
Mahkemece davanın reddine dair verilen ilk karar davacının temyizi üzerine Dairemizin 16.02.2009 gün 2008/7452 Esas 2009/833 Karar sayılı ilâmı ile davacı yararına bozulmuştur. Dairemiz bozma ilâmında mahkemece izlenmesi gereken araştırma yöntemi gösterilmiş, 28.11.1994 tarihli ilk sözleşmenin 15. maddesi ile öncelik sözleşme hükümlerine ait olmak üzere gerekirse sözleşme eki Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi"nin 20. maddesi uyarınca yeni fiyat tesbiti yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğar. Mahkemece 04.02.2010 tarihli celsede bozma ilâmına uyulmuş ve bozma ilâmına uyan mahkeme bozma doğrultusunda sayı itibariyle HMK"ya uygun olarak yeniden oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor almışsa da alınan raporlarda sözleşmeye ve bozma ilâmında açıklanan araştırma yöntemine uygun inceleme yapılmamıştır. Bilirkişi asıl ve ek raporunda 28.11.1994 tarihli sözleşmeye ait "imalât miktar dökümanına ve andezit imalâtlarına ait dökümlerin bulunduğu kesin hesap hülasasına" rastlanmadığı bu nedenle fazla ödemeyle ilgili bu sözleşme yönünden bir hesaplama yapılmadığı belirtilmiş ise de; anılan belgeler dosya kapsamında bulunduğu gibi bozma ilâmından önce inceleme yapan bilirkişilerce görülmüş ve 28.11.1994 tarihli sözleşme nedeniyle fazla ödeme yapılıp yapılmadığı ile ilgili inceleme yapılmıştır. Ayrıca yetersiz kabul edilse dahi bozma ilâmından önce alınan bilirkişi raporları ile hükme esas alınan bilirkişi raporu arasında yükleniciye yapılan fazla ödeme tutarı yönünden 20 mislinden fazla fark bulunmaktadır. Bu haliyle hükmüne uyulan bozma ilamına uygun, uyuşmazlığın çözümüne yeter inceleme ve değerlendirme yapıldığından sözedilemez.
O halde, mahkemece yapılması gereken iş 6100 sayılı HMK"nın 266 ve devamı maddeleri hükümlerine uygun olarak yeniden seçilecek alanında uzman teknik bilirkişiler aracılığıyla bozma doğrultusunda fazla ödeme olup olmadığı ve miktarı konusunda hesaplama yapan, mahkemenin ve Yargıtay"ın denetimine elverişli rapor almak, bu rapora esaslı ve hukuken geçerli itiraz olduğu taktirde ek rapor alarak bu itirazları değerlendirmek ve raporun bozmaya uygun düzenlenip düzenlenmediği mahkemece denetlendikten sonra bozmaya uygun karar vermekten ibaret olmalıdır.
Ayrıca kabul şekli itibari ile de, eser sözleşmesi ihtilaflarında hüküm altına alınan bir alacağa davadan önce faiz yürütülebilmesi için alacaklının yöntemine uygun bir ihtarla borçluyu temerrüde düşürmesi ya da alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş olması gerekir. Somut olayda alacakla ilgili kesin vade bulunmadığı gibi, temerrüde düşürücü nitelikte ihtarda bulunmadığından faizin dava tarihi yerine daha önceki bir tarihten başlatılması da doğru olmamıştır.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, 1.480,00"er TL duruşma vekillik ücretinin taraflardan karşılıklı olarak alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.