21. Hukuk Dairesi 2012/23971 E. , 2013/428 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, yurtdışında çalışmaya başladığı 01/01/1975 tarihinin Türkiye içinde sigogrtalılık başlangıç tarihi olduğunun tespitine, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının Hollanda"da ev hanımı olarak geçen ve Kuruma borçlandığı dönemin başlangıcının ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
5510 sayılı Kanun"un 38.maddesine göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı; sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlar ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya 5510 sayılı Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edilir. Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklıdır.
Bu Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir.
3201 sayılı Kanun"un 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun ile değişik 5.maddesinin son fıkrasında "Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz." hükmü bulunmakta ise de 05.04.1966 tarihinde imzalanan, 16.12.1967 tarih ve 12778 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.1968 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti ile....... Arasında Sosyal Güvenlik Hakkında Sözleşme"nin 29. maddesine göre "Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları hakkındaki Türk mevzuatının uygulanmasında, sigortalı, Türkiye’de yaşlılık sigortasına tabi işe girmeden önce,...’da bir yaşlılık sigortasına tabi olmuşsa, bahis konusu... rejimine tabi olduğu ilk gün, Türk mevzuatına göre yaşlılık sigortasına tabi işe ilk defa girdiği gün olarak kabul edilir."
Yurtdışında iken fiili (eylemli) çalışması bulunmadığı halde o ülkenin sosyal güvenlik mevzuatına göre yardım niteliğinde ödeme yapılan dönemler ile ev hanımı olarak geçen sürelerin yurtdışında geçen çalışma olarak nitelendirilmesi mümkün olmadığından davacının ev hanımı olarak geçen ve Kuruma borçlandığı dönemin başlangıcının ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Somut olayda, davacının 01.01.1975-10.01.1995 tarihleri arasında ..."da ev hanımı olarak geçen süreyi borçlanmak üzere Kuruma başvurduğu, Kurumun bildirdiği yurtdışı borçlanma bedelinin 3604 güne karşılık gelen bölümünü ödediği, dosyada davacının yurtdışında fiilen çalıştığını gösteren herhangi bir belgenin bulunmadığı, davacının yurtdışında fiili çalışması olup olmadığının Kurumdan sorulmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacının yurtdışında fiili çalışması olup olmadığı Kurumdan sorulmadan ev hanımı olarak Kuruma borçlandığı dönemin başlangıcının ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, davacının borçlanmaya esas olmak üzere yurtdışında hangi tarihte fiilen çalışmaya başladığını Kurumdan sormak, ilgili ülke sosyal güvenlik kurumundan alınan ve davacının yurtdışı çalışmalarını gösteren belgeler ile Türkçe tercümelerini getirtmek, davacının yurtdışında fiili çalışması olup olmadığını belirleyerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.