Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı adına gönderilen dava dilekçesi ve duruşma günü tebligatı davalıya Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edilmişse de, muhatabın ne sebeple adreste bulunmadığı araştırılmadığı gibi, komşu imzası da alınmamıştır. Tebligat yasasının 20,21 ve özellikle tüzüğün 28. maddesi uyarınca muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek, beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Gösterilen şekil geçerlilik koşuludur.(Y.H.G.K.nun 29.12.1993 tarihli 1993/18-778-876 sayılı kararı) Olayımızda muhatabın ne sebeple adreste bulunmadığı tevsik edilmediği gibi komşu imzası da alınmamıştır. (Teb.K.md.23/7) Bu hali ile davalıya gönderilen tebligat geçersizdir. Bu durum savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatasıdır. O halde mahkemece davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününün usule uygun olarak tebliği ve gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve hasıl olarak sonucuna göre karar vermek gerekirken davalınIn yokluğunda hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. S O N U Ç : Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.10.2009 (çrş.)