15. Ceza Dairesi 2017/10995 E. , 2020/41 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- TCK.nın 204/1, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
2- TCK.nın 158/1-f-son, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ve sanık müdafiii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, Fortis Bank A.Ş/... Şubesi hesabından kendi adına almış olduğu 35.000 TL bedelli sahte imzayla keşide edilen çeki; ticari ilişki karşılığında katılana verdiği, daha sonra çekin rızası hilafına elinden çıktığından bahsile ödemeden men talimatında bulunduğu, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia edilen olayda;
1- Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Sanığa yüklenen resmi belgede sahtecilik suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nev’i nazara alınarak, 30/12/2006 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2- Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Sanığın savunmalarında; çekteki imzanın kendisine ait olmadığını, kendisine ait işyerinde çalışan Osman Çalıkoğlu isimli kişinin bilgi ve rızası dışında imzasını taklit etmek suretiyle keşide etmiş olabiliceğini belirtmişse de, savunmasında ismi geçen Osman Çalıkoğlu isimli kişinin açık kimlik ve adres bilgilerini ibraz edememesi, katılan beyanları, karşılıksız çek keşide etmek suçlamasıyla yargılaması yapılan dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda çekteki keşideci imzası ve yazıların sanığın eli ürünü olmadığı yönünde görüş ve kanaatinin bildirilmesi ve dosya kapsamı birlikte değerlendiridiğinde; tebliğnamedeki bozma yönündeki görüşe iştirak edilmeksizin, sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Hüküm tarihi itibariyle toplam 9 TL yargılama giderinin sanıktan tahsiline karar verilmiş ise de, hükmün kesinleşmesine kadar yapılan harcamaların tamamının yargılama giderleri kapsamında olması, dosyanın Yargıtay"a gönderilmesi için yapılan giderin henüz hesaplanmamış olması ve bu giderin hesaplanmasından sonra ortaya çıkan bakiyenin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde hazine üzerinde bırakılabilmesi, bu hususun infaz aşamasında değerlendirilmesinin mümkün olması nedeniyle, ayrıca 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1, 2 ve 4. numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlayarak yürürlüğe girdiğinden koşulların oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görüldüğünden tebliğnamedeki bu bozma yönündeki görüşlere iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ve sanık müdafiinin suçun sabit olmadığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesinin ugulanması gerektiği, eksik inceleme ve lehe hükümlerin uygulanmadığı gerekçesine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 13/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.