Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/523
Karar No: 2019/7520
Karar Tarihi: 05.12.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/523 Esas 2019/7520 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/523 E.  ,  2019/7520 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
    TÜRK MİLLETİ ADINA

    K A R A R
    A) DAVACININ İSTEMİ :
    Dava, davacının 1998 ile 2006 yılları arasında Tarım Bağ-kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 6552 sayılı Yasada öngörülen ihya ve yapılandırma hakkından faydalandırılması gerektiğinin tespiti istemlerine ilişkindir.
    B) DAVALININ CEVABI :
    Davalı Kurum vekili tarafından davacının 01/04/1995 tarihi itibariyle tevkifata dayalı 2926 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur kayıt ve tescilinin yapıldığı, davacının 1995-1996-1997 yıllarına ait tevkifat kesintilerine istinaden kabul edilen sigortalılığının 31/12/1997 tarihinde durdurulduğu, davacının 1998-2006 tarihleri arasındaki tevkifat kesintisinin iade edilmiş olması nedeniyle bu tarihler arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı kabul edilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca sigortalılık koşullarının taşınmadığı dönem yönünden sonradan ödeme yapılmasının bu sürelerin geçerliliğine olanak vermeyeceği özet olarak belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
    C) İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
    İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulü ile “davacının 1998-2006 yılları arasında 2926 sayılı kanun kapsamında zorunlu bağkur sigortalısı olduğunun tespitine, davacının 25/11/2014 tarihli yapılandırma ve ihya talebine istinaden yapılandırılmayan ve ihya edilmeyen 01/01/1998-01/06/2007 tarihleri arası döneme ait borçlarının 6552 sayılı Yasaya göre yapılandırma ve ihya hakkından faylandırılması gerektiğinin tespitine, davacının teslim ettiği şeker pancarı ürün bedellerinden 30/04/1998 yılında yapılan 2.211.281 Lira (eski Türk Lirası) banka kesintisinin davacıya ödenmediğinin tespitine,” şeklinde karar verilmiştir.
    D) BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNİN KARARI :
    “İlk Derece Mahkemesi kararının yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından 6100 sayılı H.M.K."nın madde 353/1-b.1 hükmü gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
    E) TEMYİZ TALEBİ :
    Davalı Kurum vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile cevap dilekçesinde belirtilen hususlar yinelenmek suretiyle kurulan Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
    F) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 01/04/1995 tarihi itibariyle tevkifata istinaden Tarım Bağ-Kur sigortalılık kayıt ve tescilinin yapıldığı, ...Şeker Fabrikası’nın yazı cevabı ile davacı adına 20/05/1995, 20/05/1996, 20/05/1997, 20/05/1998, 20/05/1999 , 20/05/2007, 20/05/2010, 20/05/2011, 20/05/2012, 20/05/2013 tarihlerinde Tarım Bağ-kur prim kesintilerinin yapılmış olduğunun Mahkemeye bildirildiği, davacı tarafından Kuruma sunulan 25/11/2014 tarihli dilekçeyle yapılandırma talebinde bulunulduğu, yine sunulan 26/01/2015 tarihli dilekçe ile tevkifat kesintilerinin iadesinin talep olunduğu, buna göre Kurum tarafından davacının 01/04/1995-31/12/1997 ve 01/06/2007-devam eden şeklinde Tarım Bağ-Kur sigortalısı kabul edildiği, davacının 19/02/1998 tarihinden itibaren devam eden ziraat odası kaydının bulunduğu, İlçe Gıda, Tarım Haycancılık Müdürlüğü yazı cevabı ile 2002 yılı öncesi desteklemeler sistem tarafından görülmediğinden desteklemeler hakkında bilgi verilemediği, bu yıl sonrasında ise davacının herhangi bir desteklemeden yararlandırılmadığının Mahkemeye bildirildiği, yapılan zabıta araştırması neticesi davacının uyuşmazlık konusu dönemde çiftçilik faaliyetlerine hiç ara vermediğinin tutanağa bağlanmak suretiyle Mahkemeye bildirildiği, yine Muhtarlık yazı cevabı ile davacının uyuşmazlık konusu dönem içerisinde kesintisiz köylerinde ikamet ettiğinin bildirildiği, İlçe Tapu Müdürlüğünden davacı adına kayıtlı taşınmazları gösteren tapu kayıtlarının getirtildiği, yargılama esnasında yapılan grafolojik inceleme neticesi “26/01/2015 tarihli dilekçe üzerinde atılı bulunan imzanın kuvvetle muhtemel davacının eli ürünü olmadığı” yönünde düzenlenen rapor ile sosyal güvenlik hukuku bilirkişisinden alınan raporun dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır.
    Davacının tevkifat kesintilerinin iadesini talep ettiğine ilişkin 26/01/2015 tarihli dilekçesinin geçersizliğine dair Mahkemece yapılan değerlendirme uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık davacının 01/01/1998-31/05/2007 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.Gerçekten Yargıtayın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
    Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davalarında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması ya da ürün tesliminin olması tek başına davanın kabulü için yeterli değildir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti için öncelikle bir prim kesintisinin (tevkifat) bulunması gerekir. Yine bu prim kesintisini (tevkifatı) takip eden yıllarda, tarımsal faaliyete ilişkin olarak, hangi tarımsal ürünlerin yetiştirildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği, bu ürünlerden prim kesintisinin yapılıp yapılmadığı gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir.İlk prim kesintisini izleyen yıllarda, prim kesintisi (tevkifat) veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilip bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.Öte yandan, 11/09/2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 58. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 54. maddesi hükmü ile;
    "Mülga 4355 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları Kanunu, mülga 5373 sayılı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Dernekleri Birlikleri Kanunu ve mülga 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununa göre; esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22/3/1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır.4"üncü ve 7"nci maddeler ile 2926 sayılı Kanunun 2"nci, 5"inci ve 9"uncu maddelerine göre kayıt ve tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas tarımsal faaliyetleri ile ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten 31/12/2010 tarihine kadar geçen sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez.Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra birinci ve ikinci fıkralar uyarınca hizmet iptali yapılmaz. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir.Somut olayda, davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığı tevkifata dayalı sigortalılık olup uyuşmazlık konusu dönem içerisinde teslim ettiği ürünlerden dolayı davacı adına 20/05/1995, 20/05/1996, 20/05/1997, 20/05/1998, 20/05/1999, 20/05/2007, 20/05/2010 tarihlerinde sigortalılık prim kesintileri gerçekleştirilmiş, davacı adına yapılmış başkaca sigortalılık prim kesintisi ya da ürün teslimi bulunmamaktadır. Ayrıca 6552 sayılı Yasanın 58. maddesiyle 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 54. madde hükümleri uyarınca 31/12/2013 tarihinden önce uyuşmazlık konusu dönemi kapsayan Tarım Bağ-Kur sigortalılık prim ödemesinde bulunulduğu da dosya kapsamından tespit edilemediğinden davacının anılan madde hükümlerinden yararlandırılması da söz konusu olmayacaktır. Hal böyle olunca Kurum tarafından kabul edilen süreler haricinde 01/01/1998-31/12/1999 tarihleri arasında davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığına ilişkin tespit hükmü yerinde ise de davacı yönünden 01/01/2000 tarihinden 31/05/2007 tarihine kadar olan dönemde Tarım Bağ-Kur sigortalılık koşulları oluşmadığından bu dönem için de davacının talebi doğrultusunda karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar kaldırılmalı, İlk Derece Mahkemesi hükmü bozulmalıdır.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi