Esas No: 2016/2342
Karar No: 2021/1238
Karar Tarihi: 07.04.2021
Danıştay 13. Daire 2016/2342 Esas 2021/1238 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/2342
Karar No:2021/1238
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Fonu (…)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idare tarafından Fon alacağının ödenmesi için düzenlenen 95.954.048,93-TL tutarlı, … tarih ve … sayılı ödemeye çağrı mektubunun iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; Müflis … Bankası A.Ş.'nin … Mobil Telekomünikasyon Hizmetleri A.Ş.'den olan ve tahsil edilemeyen alacağının 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun Geçici 26. maddesi ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesi gereğince; … A.Ş.'nin kredi kullandırım tarihinden itibaren şirkette sorumlu olan kanuni temsilcilerinden takip ve tahsil işlemlerine başlanmasına karar verildiği, … A.Ş.'ye kullandırılan kredi alacağının 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan hesaplanması sonucunda 51.965.225,62-TL anapara ve 43.988.823,31-TL gecikme faizi olmak üzere toplam 95.954.048,93-TL olarak tespit edilen Fon alacağının 6183 sayılı Kanun'un 37. maddesine istinaden tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içerisinde gecikme zammı ile birlikte ödenmesine ilişkin ödemeye çağrı mektubunun iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, ancak, ihtilafa konu olan ve Telsim A.Ş.'ye kullandırılan kredi alacağında davacının banka kaynağının edinilmesi konusunda bir kastının ya da iradesinin bulunup bulunmadığına yönelik somut bir tespitin bulunmadığı anlaşıldığından, banka kaynaklarını istismar ederek kullandığı ya da banka kaynağını edinmek maksadıyla hareket ettiği yönünde somut bir tespit bulunmayan davacı hakkında takip başlatılarak sorumlu tutulmasına ilişkin ödemeye çağrı mektubunda hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idarece, Fon tarafından tesis edilen işlemin hukuksal dayanağının 4389 sayılı Kanun'un 15/7-b maddesi değil 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesi olduğu, kanuni temsilci olarak sorumluluğuna gidilen davacının sorumluluğunun kanundan kaynaklanan kusursuz sorumluluk hâli olduğu, kamu alacağının asıl borçlunun mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilememiş veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılmış olmasının yeterli olduğu, davacının da 24/07/2003 ile 25/08/2003 tarihleri arasında şirkette yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı ve bu nedenle sorumlu tutulduğu, davacının görev yaptığı tarihlerden önceki iş ve işlemlerden kaynaklanan şirket bilançolarındaki kredileri ve toplam zararı bilerek kanuni temsilcilik görevini kabul ettiği, bu nedenle davacının görev süresinden önce şirketin kullandığı kredilerin de sorumluluk hesaplamasında dikkate alındığı, Fon'un her türlü harçtan muaf olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, 2003 yılı Ocak ayında şirketin genel müdürü olduğu ve bu görevi istifa ettiği 22/08/2003 tarihine kadar yasalara uygun olarak yürüttüğü, aralarında kendisinin de bulunduğu kişilerle ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturmada takipsizlik kararı verildiği, bu karar ile Uzan şirketlerinden menfaat temin etmediği, cezai sorumluluğunun bulunmadığı gibi hukuki sorumluluğunun da bulunmadığı hususlarının ortaya çıktığı, iddia edilen kredi alacağının kendisinden talep edilmesinin hiçbir hukuki dayanağının olmadığı, daha önce gönderilen ödemeye çağrı mektubu ve ödeme emrinin yargı kararları ile iptal edildiği, dava konusu ödemeye çağrı mektubu ile aynı konu hakkında yeniden takip yapıldığı, talep edilen alacağın şirkette teknik müdürlük görevini İş Kanunu hükümleri çerçevesinde sürdürdüğü döneme ilişkin olduğu, hiçbir imzasının bulunmadığı, imzalanmış olmasından haberinin dahi olmadığı bir borçtan sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğu, şirketin fiili imkânsızlık nedeniyle temerrüde düştüğü tarihin 29/08/2003 olduğu ve bu tarihten önce kendisinin görevinden istifa ettiği, genel müdür olarak görev yaptığı tarihe atfedilebilecek bir ödemezliğin söz konusu olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Mobil Telekomünikasyon Hizmetleri A.Ş. tarafından … Bankası A.Ş.'den 04/12/1995 tarihinde 12.500.000 DEM kredi kullanıldığı, daha sonra Fon'a devredilen bankadan kullanılan kredinin geri ödenmemesi üzerine kredi alacağının tahsili için Müflis … Bankası A.Ş. iflas masasının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu uyarınca takibe başladığı ancak takipten bir sonuç elde edilemediği, aynı Kanun'un 245. maddesi uyarınca takip hakkının iflas masası alacaklısı olarak Fon tarafından devralınması üzerine … A.Ş.'den tahsil edilemeyen alacağın 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun Geçici 26. maddesi ile 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesi uyarınca … A.Ş.'de kredi kullandırım tarihinden itibaren görev yapan kanuni temsilcilerden tahsiline karar verildiği, davacının da şirkette 24/07/2003 ile 25/08/2003 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı gerekçesiyle, aciz vesikası tarihi olan 25/05/2010 tarihinden 09/04/2015 tarihine kadar yapılan borç hesaplamasında 51.965.225,62-TL ana para, 43.988.823,31-TL gecikme faizi olmak üzere toplam 95.954.048,93-TL borç için dava konusu … tarih ve … sayılı ödemeye çağrı mektubunun düzenlendiği, bu işlemin iptali istemiyle de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Fon'a devredilen veya yönetim ve denetimine el konulan bankalar nedeniyle oluşan Fon alacaklarından, borçlu olan şirketlerin kanunî temsilcilerinin sorumlu tutulabilmesi için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, 4389 sayılı (Mülga) Bankalar Kanunu ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nda yer alan düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
6183 sayılı Kanun'un dava konusu ödemeye çağrı mektubunun düzenlendiği tarihte yürürlükte olan Mükerrer 35. maddesinde, "Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanunî temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsî mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
Bu madde hükmü, yabancı şahıs veya kurumların Türkiye'deki mümessilleri hakkında da uygulanır.
Tüzel kişilerin tasfiye hâline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanunî temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz.
Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya mümessiller bu madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu edebilirler.
Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları hâlinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur. Kanuni temsilcilerin sorumluluklarına dair 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda yer alan hükümler, bu maddede düzenlenen sorumluluğu ortadan kaldırmaz." kuralı yer almıştır.
Aktarılan kurallarda, amme alacaklarının tahsili bakımından kanunî temsilcilerin sorumluluğu düzenlenmektedir. Bu madde gereğince bir tüzel kişiden tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tamamen veya kısmen tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından bu tüzel kişinin kanunî temsilcisi sorumlu tutulabilecektir.
Kanun koyucu, Fon alacaklarının tahsili bakımından daha güvenceli bir sistem öngörerek, bu alacakların tahsili açısından 6183 sayılı Kanun dışında 4389 sayılı Kanun'da ve 5411 sayılı Kanun'da da düzenleme yapma yoluna gitmiştir.
5411 sayılı Kanun'un Geçici 11. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun'un yayımı tarihinden önce, 26/12/2003 tarihine kadar temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Fon'a intikal eden ve/veya bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izin ve yetkileri ilişkili Bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından kaldırılarak tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen veya Fon tarafından tasfiye işlemleri başlatılan bankalar hakkında başlatılan işlemler sonuçlanıncaya ve her türlü Fon alacakları tahsil edilinceye kadar bu Kanun'la yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Kanun'un 14, 15, 15/a, 16, 17, 17/a ve 18. maddeleri, Ek 1, 2, 3, 4, 5 ve 6. maddeleri ile Geçici 4. maddesinde yer alan düzenlemelerin uygulanmasına devam edileceği kurala bağlanmıştır.
4389 sayılı Kanun'un 15. maddesinin yedinci fıkrasının (b) bendinde, hisseleri kısmen veya tamamen Fon'a intikal eden bir bankanın yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklarının veya yöneticilerinin, yönetim kurulu, kredi komiteleri, şubeler, diğer yetkili ve görevliler aracılığıyla veya sair suretlerle banka kaynaklarını ve varlıklarını doğrudan veya üçüncü kişilere rehnetmek, teminat göstermek, ekonomik gücü olmayan kişilere kredi vermek, karşılığında kredi temin etmek amacıyla kredi kullandırmak, yurt içi veya yurt dışı banka ve malî kuruluşlar nezdinde depo veya sair adlarla hesap açtırmak veya bu hesapları teminat göstermek ve sair şekillerde kullanmak suretiyle veya başkaca dolanlı işlemlerle edindikleri veya bu suretle üçüncü kişilere edindirdikleri para, mal, her türlü hak ve alacakların temininde kullanılan banka kaynakları ve varlıkları nedeniyle doğan alacakların Fon alacağı sayılacağı ve bu alacaklar hakkında 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almış; bu fıkraya 5020 sayılı Kanun'la eklenen paragrafta, Fon alacaklarından; yönetim ve denetimi Fon'a geçen ve/veya bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izin ve yetkileri ilgili Bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından kaldırılan bankalar ile tasfiyeye tâbi tutulan veya tasfiye işlemi başlatılan bankaların kaynağını kullanmış olmasından dolayı Fon'a borçlu olması kaydıyla Fon'a intikal eden bir bankadan ilk kredinin ve/veya banka kaynağının kullanılmasından sonra, bu bendin birinci cümlesinde belirtilen gerçek ve tüzel kişilerin, edindikleri ve/veya bu suretle üçüncü kişilere edindirdikleri para, her türlü mal, hak ve alacaklarının banka kaynağı kullanılmak suretiyle edinildiği ve/veya edindirildiğinin kabul edileceği ve bu gerçek kişiler ile tüzel kişiler tarafından edinilen para, her türlü mal, hak ve alacaklar hakkında bu fıkrada yer alan kuralları uygulamaya Fon'un yetkili olduğu belirtilmiştir.
Yine bu fıkraya 5020 sayılı Kanun'la eklenen son paragrafta da, bu fıkranın (a) bendinin birinci cümlesinde ve bu bendin birinci cümlesinde sayılan gerçek ve tüzel kişilerin yönetim ve/veya denetimindeki şirketlerde ve/veya işletmelerinde iş akdine bağlı ve/veya bağlı olmaksızın geçici ve/veya sürekli olarak istihdam edilen şahısların kurucusu, ortağı, yöneticisi veya denetçisi olduğu şirketlerin; bir iş akdine bağlı olmaksızın, yukarıda sayılan şahısların vekâleten ve/veya ticarî mümessil ve/veya ticarî vekil sıfatıyla ve/veya vekâletsiz iş görme hükümleri gibi herhangi bir hukukî ilişkiye dayanarak geçici ve/veya sürekli olarak temsil eden şahıslar ile temsil ettikleri gerçek ve/veya tüzel kişilerin; bu bentte belirtilen şahıslar dışındaki ve/veya bunlar tarafından kurulan şirketlere bankacılık mevzuatına ve/veya teamüllerine uyulmadan ve/veya teminatsız ve/veya yetersiz teminat ile kredi kullandırılan ve/veya genellikle faaliyet yeri olarak aynı adresi kullanan ve/veya yapılan sözleşmelere cayma hakkı ve/veya borcun nakli gibi hükümler koymak suretiyle kullandıkları kredileri ve/veya banka kaynaklarını bankanın yönetim ve denetimini doğrudan ve/veya dolaylı olarak tek başına ve/veya birlikte elinde bulunduran gerçek ve tüzel kişilere ve/veya bunların ve/veya bankanın iştiraklerine ve/veya doğrudan veyahut dolaylı bağı bulunan şahıs ve şirketlere yukarıdaki bentlerde sayılan gerçek veya tüzel kişilere aktarılmasını sağlayan gerçek veya tüzel kişilerin kullanmış oldukları krediler ve/veya banka kaynaklarının bankanın yönetim ve denetimini doğrudan ve/veya dolaylı olarak, tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklar tarafından kullanılmış banka kaynağı sayılacağı ve bu şahıslar ile edindikleri ve/veya üçüncü kişilerce edindirdikleri para, her türlü mal, alacak ve haklar hakkında bu fıkrada yer alan düzenlemelerin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
5411 sayılı Kanun'a 5766 sayılı Kanun'la eklenen Geçici 26. maddenin ikinci fıkrasında, "Temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Fon'a intikal eden ve/veya bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izin ve yetkileri ilişkili Bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından kaldırılarak tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen veya Fon tarafından tasfiye işlemleri başlatılan bankalar hakkında başlatılan işlemler sonuçlanıncaya ve her türlü Fon alacakları tahsil edilinceye kadar, yönetim ve denetimi Fon tarafından devralınan banka ve şirketlerin eski yöneticileri hakkında 6183 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile Mükerrer 35. maddesinin uygulanmasında, ilgili kanun ve mevzuat veya ana sözleşmeleri uyarınca temsile yetkilendirilmiş veya tüzel kişilerin yetkili organlarınca temsil yetkisi verilmiş kişi veya kişiler ile tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerden,
a) Fon bankalarının; yönetim ve denetimine sahip olduğu iştiraklerinden, hâkim ortağı olan tüzel kişilerden, gerçek ve tüzel kişi hâkim ortaklarının hâkim ortak olduğu şirketlerden, bu kişiler adına hareket eden veya onlar hesabına kendi adına para, mal veya hak edinen şirketlerden olan Fon alacaklarında, banka kaynağının kullanıldığı/kullandırıldığı tarihten itibaren borcun devam ettiği dönem boyunca,
b) Fon bankalarının kurumsal kredilerinden kaynaklanan Fon alacaklarında, kredinin kat edildiği tarihten itibaren borcun devam ettiği dönem boyunca,
c) Fon gelirlerinden kaynaklanan alacaklarda, Fon alacağının ilgili kuruluşa tebliğ edildiği tarihten itibaren borcun devam ettiği dönem boyunca,
Kanuni temsilci sıfatını haiz kişiler kanuni temsilci olarak addedilir." kurallarına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5411 sayılı Kanun'un Geçici 26. maddesindeki düzenlemeye göre, bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izin ve yetkileri ilgili Bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından kaldırılan bankalar ile tasfiyeye tâbi tutulan veya tasfiye işlemi başlatılan bankaların ortaklarının veya yöneticilerinin, yönetim kurulu, kredi komiteleri, şubeler, diğer yetkili ve görevlileri aracılığıyla banka kaynaklarını veya varlıklarını dolanlı şekilde edinmeleri veya edindirmeleri hâlinde, dolanlı şekilde edindirdikleri ve/veya edindikleri para, mal, her türlü hak ve alacakların temininde kullanılan banka kaynakları ve varlıkları nedeniyle doğan alacaklar Fon alacağı sayılmakta, Fon alacaklarında da, banka kaynağının kullanıldığı veya kullandırıldığı tarihten itibaren borcun devam ettiği dönem boyunca kanunî temsilci sıfatını haiz kişiler kanunî temsilci kabul edilerek Fon alacağından sorumlu tutulmaktadır. Bu şekilde Fon alacağından sorumlu tutulan kanunî temsilci, 6183 sayılı Kanun'un Mükerrer 35. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, temsilcisi olduğu tüzel kişiliğin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından şahsî mal varlığıyla sorumlu olacaktır.
Bu bağlamda, Fon alacağı açısından kanunî temsilcinin sorumluluğu, kişinin kanunî temsilci olduğu dönemde yükümlülüklerini yerine getirmemesinden kaynaklanan Fon alacakları ve ayrıca görev yaptığı dönemle sınırlı olmaksızın banka kaynağının ne kadarını edindiği veya edindirdiğiyle sınırlıdır.
Davacının Yönetim Kurulu üyesi olduğu … A.Ş.'nin Fona devredilen … Bankası A.Ş.'den 04/12/1995 tarihinde kullandığı ve geri ödemediği 12.500.000 DEM tutarındaki krediden dolayı, … tarih ve … sayılı Fon Kurulu kararı ile kanuni temsilci sıfatıyla sorumlu tutulması üzerine, dava konusu … tarih ve … sayılı ödemeye çağrı mektubu ile, toplam 95.954.048,93-TL tutarındaki Fon alacağının 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesi uyarınca tahsilini teminen 6183 sayılı Kanun'un 37. maddesi gereğince yazının tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde ödenmesinin istenildiği; davacının, 11/08/2003 tarih ve 5860 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayımlanan 24/07/3003 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile şirketin yönetim kurulu üyeliğine seçildiği ve kendisine 1. derece imza yetkisi verildiği, 03/11/2003 tarih ve 5919 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayımlanan 25/08/2003 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile ise yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği görülmektedir.
Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerden, … A.Ş.'nin … Bankası T.A.Ş.'den 04/12/1995 tarihinde 12.500.000 DEM tutarında kredi kullandığı, söz konusu kredinin vadesinin 04/06/2003 olduğu, kredinin bu tarihte ödenmemesi üzerine kredi hesabının 19/08/2003 tarihi itibarıyla kat edildiği, ödenmeyen kredi borcuna ilişkin olarak … tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamenin şirkete gönderildiği, … A.Ş. hakkında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümleri uyarınca yürütülen takipten bir sonuç elde edilememesi üzerine 25/05/2010 tarihinde borç ödemeden aciz vesikası alındığı anlaşılmaktadır.
Belirtilen maddi ve hukuki süreç dikkate alındığında, … Bankası T.A.Ş.'nin hâkim ortağı …Grubu şirketlerinden olan … A.Ş.'de borcun ödenmesi gereken tarihte kanuni temsilci sıfatına sahip olan davacının Bankaya ödenmeyen ve Fon alacağı niteliği kazanan borçtan dolayı 6183 sayılı Kanun'un Mükerrer 35. ve 5411 sayılı Kanun'un Geçici 26. maddeleri uyarınca sorumlu tutulmasında ve amme alacağının tahsili amacıyla tesis edilen dava konusu ödemeye çağrı mektubunda hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yönündeki temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 07/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.