10. Hukuk Dairesi 2015/10092 E. , 2015/11592 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : . İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Somut olayda; davacı, davalı işverenin inşaatlarında, 29.03.2004 – 23.12.2009 çalışmalarının tespiti istemiş, mahkemece, davacının hizmet talebine yönelik iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafın temyizi üzerine Dairemizce, davacının talep dönemi hizmet cetvelindeki bildirilen işyerlerinin, davalı işveren ile ilişkisinin, davalı işyerlerinin gerçek olup olmadığı, davalı işverenin faal olup olmadığı, çalışmanın gerçek ve fiili olup olmadığı yönlerinden eksik araştırma nedeniyle hüküm bozulmuş, mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, davalı işverenin ticaret sicil memurluğundan tescil bilgileri celbedildiği, davacı tarafından bildirilen inşaat işyerleri ilgili belediyelerden sorulmuş, bir kısım belediyeler bilgi eksikliğinden cevap vermeği, ... gelen cevabi yazıda ise 22.01.2004 tarihinde kooperatif adına yapı ruhsatı alınan 54 dairelik yapı ruhsatı geldiği, anılan inşaatın hangi tarihte bittiği davalı işveren ile ilgisi tespit edilmediği , davacı tarafından açılan işçilik alacağı dosyasının davacı lehine sonuçlandığı ancak davalı tarafa tebliğ edilmediğinden kesinleşmediği, mahkemece, davacının davalı iş yerinde 13.04.2006-06.06.2006 döneminde 1 ay 23 gün, 01.06.2007-01.08.2007 tarihleri arasında 23 gün, 26.10.2007-01.07.2008 tarihleri arasında 8 ay 5 gün, 27.09.2008-01.09.2009 tarihleri arasında 11 ay 4 gün olarak hizmet akdine bağlı asgari ücretle çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 11.06.2014 tarihli teknik bilirkişi raporunun eki sayılmasına dair hüküm kurularak, davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usulî Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak), ...
Mahkemelerce verilen hükümlerin Hukuk Muhakemeleri Yasasının 294 ve 297. maddelerinde tanımlanan unsurları taşıması ve “…taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi…”yönündeki hükümlerinin kararın yazımında dikkate alınması gereklidir.
Eldeki davada, davacının, hizmet cetvelinde bildirimi bulunan işyerleri Kurumdan araştırılmamış, çalıştığı iddia edilen inşaat işyerleri ve işyerlerinin faal olduğu dönemler tereddüt oluşturmayacak şekilde tespit edilmemiş, kabul edilen çalışmalarda davacının bildirilen süreleri dikkate alınmadığı gibi hükmün tespite yönelik (1) numaralı bendi ile bilirkişi raporuna atıf yapılan (2) numaralı bendi gözetildiğinde, bilirkişi raporunun sonucundan farklı süreler kabul edildiği görülmüş olup, mahkemenin hükmünün eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, Mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verilmesine rağmen, bozma ilamı gereği yerine getirilmemiş, yine verilen hükümde Bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına dair ayrıca karar verilmesinin hükmün infazı sırasında bir faydası olmayacağı gibi tam aksine tereddüt oluşturacağı gözetilmemiştir.
Yapılacak iş; davacının hizmet cetvelinde bildirim olan işyerleri ve işverenleri tespit edilmeli; davacının çalıştığı iddia edilen inşaat işyerleri, inşaatın tamamlanma süreci, davalı işveren ile ilgisi yöntemince tereddütsüz bir şekilde belirlenmeli; tespit edilen işyerlerindeki bordro çalışanlarının ya da komşu işyerlerinin bordrolara geçmiş çalışanlarının re’sen bilgi ve görgülerine başvurularak, tüm dosya kapsamından, davacının, davalı işveren nezdindeki çalışmalarının niteliği, süresi, gerçek ve fili olup olmadığı irdelenmeli ve varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Anılan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.