15. Ceza Dairesi 2017/10518 E. , 2020/40 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-f-son, 62, 52/2, 53, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve O yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, eyleminin annesi ve kız kardeşine yönelik olması, suçtan doğrudan zarar görmeyen bankanın sunulan belge fotokopilerinin içerikleri konusunda araştırma yapma imkanı bulunmasına rağmen, araştırma yapmaksızın aldatılmasının suçun yasal unsurlarına etki etmeyeceği anlaşılmakla; tebliğnamedeki yüklenen suçun yasal unsurları oluşmadığı yönündeki görüşe iştiraz edilmeksizin yapılan incelemede;
Sanığın babası...’ın vefat etmesi nedeniyle, annesi ... ve kardeşi müşteki ... adına yatan KEY parasını almak için, ... 1.Noterliği’nce tanzim edilmiş gibi gözüken sahte vekaletnameler ile annesi ve kız kardeşine ait KEY parasının kendisi tarafından çekilebileceğine dair vekalet verdiklerini bildirerek hazırlamış olduğu sahte vekaletnameleri faks yoluyla şubeye gönderdiği ve 569,69 TL"yi KEY parasını tahsil ettiği, 2011 yılında mağdur ..."ın KEY parasını almak için bankaya müracaat ettiğinde durumun ortaya çıktığı, bu şekilde sanığın zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanığın sahte vekaletname fotokopileri sunarak, para çektiği banka şubesinin, belge fotokopileri ve içerikleri konusunda araştırma yapma imkanı bulunduğu, ancak gerekn araştırma yapmaksızın, aldatılmasının kendi ihmalinden kaynaklanmış olması dikkate alındığında; yüklenen suçun yasal unsurları oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
1- 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesinde belirtilen nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi gerekmekte olup, sanığın sahte oluşturulan noter vekaletnamesi fotokopisi ile hak ve yetkisi bulunmadığı halde T.C. Ziraat Bankası’ndan para çektiği somut olayda; hilenin gerçekleşmesinde ödeme aracı durumunda bulunan bankanın rolünün bulunmadığı, yine noterliğin bir kamu hizmeti olmasına rağmen kamu kurumu niteliği taşımadığı hususları dikkate alınarak, sanık hakkında TCK"nın 157/1. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması gerektiği, dolandırıcılık suçu nedeniyle ise hükümden sonra ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması gerektiği gözetilmeksizin suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde TCK"nın 158/1-f maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
2- Sanığın kendisi, annesi ve kızkardeşi adına yatan 569,69 TL"yi KEY parasını tahsil ettiği, suç tarihinde mağdur ...’ın sanığın annesi olması nedeniyle sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 167/1-b maddesi kapsamında şahsi cezasızlık sebebi bulunduğu, kardeşi müşteki ...’in ... 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/112 Talimat sayılı dosyasında 24/05/2013 tarihinde şikayetten vazgeçtiği ve müşteki ile sanığın kardeş olduklarının anlaşılması karşısında, mağdur ... yönünden, sanık hakkında TCK’nın 167/1-b maddesi uyarınca verilen ceza verilmesine yer olmadığına, müşteki ... yönünden ise sanığın aynı konutta oturmaması nedeniyle, suçun TCK"nın 167/2. maddesi uyarınca soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olduğu gözetilerek, 5237 sayılı TCK"nın 73/6. maddesi gereğince sanığın şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği de sorulduktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Sanığın kendisi, annesi ve kızkardeşi adına yatan 569,69 TL"yi KEY parasını tahsil ettiği, suç tarihinde mağdur ...’ın sanığın annesi olması nedeniyle sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 167/1-b maddesi kapsamında şahsi cezasızlık sebebi bulunduğu, yatan para içerisinde sanığın da hak sahibi olduğu gözetilerek, 5237 sayılı TCK"nın 158/1-f-son maddesi uyarınca sanık hakkında haksız menfaat miktarının tespit edilerek, adli para cezasının belirlenmesi gerekliliği gözetilmeksizin, 52 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına hükmedilerek, fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanık ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 13/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.