Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/14061
Karar No: 2012/2779

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/14061 Esas 2012/2779 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2011/14061 E.  ,  2012/2779 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... köyü 108 ada 7-9-10 parsel sayılı taşınmazlar, kesinleşen 2/B madde uygulaması nedeniyle tutanağın beyanlar hanesinde, 10 sayılı parselin ...’in, 7 sayılı parselin ...’in kullanımında olduğu, 9 sayılı parselin kimsenin kullanımında olmadığı şerhi de verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... 108 ada 10 sayılı parselin kendisine ait olduğu, Davacı ... 9 sayılı parselin kendisine ait olduğu ve davacı ... 7-9 ve 10 sayılı parsellerin kendi kullanımında olduğu iddiasıyla ayrı ayrı dava açmış, davalar birleştirilmiştir. Mahkemece, davacı ... tarafından açılan davanın kabulü ile108 ada, 10 parsel de kayıtlı taşınmaza ilişkin tutulan kadastro tutanağının 2 nolu beyanlar hanesinde yazılı olan "... oğlu ... kullanımındadır." ibaresinin iptal edilerek yerine "Bu taşınmaz ... kızı ... kullanımındadır." şeklinde tutanağın 2 nolu beyanlar hanesine yazılmasına,
    Davacı ... tarafından açılan davada; 108 ada, 10 parsel yönünden açılan davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
    108 ada, 7 parsel de kayıtlı taşınmaza ilişkin tutulan kadastro tutanağının 2 nolu beyanlar hanesinde yazılı olan "... oğlu ... kullanımındadır." ibaresinin iptal edilerek yerine "Bu taşınmaz ... oğlu ... ve ... oğlu ... kullanımındadır." ibaresinin tutanağın 2 nolu beyanlar hanesine yazılmasına,
    108 ada, 9 parsel yönünden açılan davanın REDDİNE,
    Davacı ... tarafından açılan davada, davalı olarak gösterilen orman idaresi yönünden husumet yönünden davanın REDDİNE,
    108 ada, 9 parsel yönünden açılan davanın kabulü ile parsele ilişkin tutulan kadastro tutanağının 2 nolu beyanlar hanesinde yazılı olan "Kullanıcısı bulunmamaktadır." ibaresinin iptal edilerek yerine "Bu Taşınmaz ... oğlu ... kullanımındadır." şeklinde tutanağın 2 nolu beyanlar hanesine yazılmasına,
    Taşınmazların Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından 108 ada 7 sayılı parsele yönelik temyiz edilmiştir.
    Dava, 2/B madde uygulaması nedeniyle Hazine adına tespiti yapılan taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe itiraza ilişkindir.
    Mahkemece, temyize konu 108 ada 7 sayılı parselin davacı ... ile davalı ...’in kullanımında olduğu belirlenerek hüküm kurulmuş ise de, mahkemenin hükmü yerinde değildir. Şöyle ki; dava konusu işlemin Yasal temelini oluşturan 5831 sayılı Yasanın 8.maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen ek-4.maddesine göre; “6831 sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli
    ve 2896 sayılı, 5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2 nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir.” Bu hüküm gereğince, kullanım kadastrosuna itiraz edilen durumlarda mahkemece yapılması gereken, bu maddede belirtilen hususlar (öncelikli olmak üzere) ile zilyetliğin tespitine ilişkin genel hükümler birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermekten ibarettir. Somut olayda, dava ve temyize konu 108 ada 7 sayılı parsel, ...’in zilyetliğinde olduğu beyanlar hanesine şerh verilerek Hazine adına tespit edilmiş, davacı ... tarafından bu tespite itiraz edilmiştir. Ancak, davacı ..., 17/08/2010 tarihli celsede: "Dava dilekçemi tekrar ediyorum. Dava konusu ettiğim 108 ada, 7 ve 9 parsel sayılı taşınmazlar, 1950’li yıllarda ...ve ... ... adına kaydedilmiştir. ...ve ... ... mirasçıları kendilerine düşen payları sattılar. ..."in mirasçıları ise paylarını satmış değillerdir. Hali hazırda dava konusu taşınmazlarda Murisim ..."e düşen paylar ... tarafından kullanılmaktadır. Dava konusu ettiğim taşınmazlar daha önce tek parça iken sonradan yapılan tespitle parçalanmıştır. Taşınmazların tamamı 37 dönümdür ve bu taşınmazın yarı hissesini ..."e ait olduğundan annem ve diğer mirasçılara düşmesi gerekirken davalı söz konusu taşınmazın 10 dönüme yakın kısmını ... adına, 2 dönüme yakın kısmını kendi adına tespit ettirmiştir. Söz konusu taşınmazların beyanlar hanesine zilyetinin ben olduğum hususunun yazılmasını talep ediyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu beyandan da anlaşıldığı gibi davacı, davalı taşınmazla ilgili murisi ...’den gelen miras payına dayanmıştır. Diğer taraftan dosyaya ibraz edilen 20/9/1942 tarihli senet ile ..., ... mevkiindeki taşınmazlarda babasından kalan hissesini 4 altın karşılığı kardeşi ... ...’e sattığını belirttiği, yine dosyada bulunan ve davalı yere ilişkin olduğu belirtilen Tarsus 2.Sulh Ceza Mahkemesinin 1993/200-1005 sayılı kararı ile müşteki ...’in sanık ...’ı 3091 sayılı Yasaya muhalefetten mahkum ettirdiği, daha sonra müşteki ...’in şikayeti üzerine İlçe İdare Kurulunun 2001 tarihli kararı ile ...’ın tecavüzünün men-ine karar verildiği, ...’in davalı ...’in babası olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, mahkemece dosyada bulunan bu belgeler keşifte uygulanmamış, soyut ve çelişkili tanık beyanlarına göre hüküm kurulmuştur. Belirtilen nedenlerle; Mahkemece yeniden keşif yapılarak yukarıda belirtilen belgeler yerel bilirkişi ve tanıklar yardımıyla mahallinde uygulanmalı, tanık beyanları arasındaki çelişkiler giderilmeli, taşınmazın kimin zilyetliğinde olduğu duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılardan Bayram Demirezenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 27/02/2012 günü oybirliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi