(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2011/7001 E. , 2012/1502 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat Remzi Sönmez geldi, davacı adına gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı şirket; davalı ile arasında imzalanan 28/04/2005 tarihli protokol hükümlerine göre; şirkete ait olup, imarda yola gelen arazisinin üzerinden 4 ve 5 katli binaların yıkımına ve arazisinin bir bölümünün yola terk edilmesine hiç bir bedel talep etmeden müsaade ettiğini, buna karşılık davalı Belediyenin de davacıya ait tapuda Tepebaşı mah. Pafta: 4 pafta 1980 parsel: 24,29,32,57,58 ve 69 parsel numaralı parsellerin mevcut imar durumlarını imar tadilatı uygulayarak ticari B-5 yapacağını protokolün 3. ve 4.maddelerinde kabullendiğini, şirketin edimlerini yerine getirmesine rağmen davalının edimlerini yerine getirmediğini, bunun üzerine protokolün 7. Maddesinde belirlenen cezai şartın hüküm altına alınmasına ilişkin Gazinatep 2.Asliye hukuk mahkemesinin 2006/540 esas sayılı dosyasının açıldığını, yapılan yargılama sonunda davalının davacıya 1.500.000,00.TL cezai şartı ödemesine karar verildiğini, temyiz incelemesi sonunda da Yargıtay 13. Hukuk dairesinin 2006/5219 esas 2006/10840 karar sayılı ilamı ile; Özetle davacının edimlerini yerine getirmiş bulunduğu protokolün geçerli olduğu ve işin esasına girilerek karar verilmesi 2011/7001 2012/502
Gerektiğinin belirtildiğini, 2.Asliye hukuk mahkemesinin 2009/253 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davacı zararının 6.657.784,65.TL olarak belirlendiğini, tüm bu nedenlerle 28/04/2005 tarihli protokolün 2.3. ve 4. Maddelerinde belirlenen gayri menkullerin imar durumlarının ticari B-5 yapmayarak kendisini zarara uğratan davalıdan fazlaya ilişkin dava, talep ve hakları saklı kalmak kaydı ile 500.000,00.TL’nin protokol tarihi olan 28/05/2005 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davaya dayanak yapılan sözleşmenin BK"nun 19.20 ve 161 . Maddelerine aykırı olduğundan geçersiz olduğunu, buna göre Başkan"ın yetkili organlardan karar almadan sözleşme imzaladığını dolayısı ile sözleşmenin geçersiz olduğunu, sözleşmenin kamu yararına değil kişinin şahsi menfaatlerine göre yapıldığını, ceza yargılamasına konu edilen bir eylemi , taahhüt altına alan sözleşmenin hukuken geçersiz olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını, cezai Şarttan bağımsız olarak sözleşmenin yerine getirilmemesinde ve plan tadilatının yapılmamasında belediyenin kusuru olup olmadığı ve davacının zararının bulunup bulunmadığı hususlarının tespit edilmesi gerektiğini davacı eyleminin MK nun 2. Maddesine aykırı olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; Davanın kabulü ile; 500.000,00.TL" tazminatın, sözleşme tarihi olan 28.5.2005 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki dava ile; taraflar arasında imzalanan protokol hükümlerine göre davalının protokol gereğince yüklendiği edimleri yerine getirmediği için kesinleşen mahkeme kararı ile cezai şart ödediğini ancak davacının uğradığı gerçek zararın kesinleşen dava dosyasında bilirkişilerce hesaplandığını belirterek, fazlaya ilişkin dava, talep ve hakları saklı kalmak kaydı ile 500.000,00.TL’nin protokol tarihi olan 28/05/2005 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı ise protokolün geçersiz olduğunu, davacının zararının doğmasında kusuru bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir. Taraflar arasında imzalanan 28.04.2005 tarihli protokolün geçerli olduğu kesinleşen ... 2.Asliye Hukuk mahkemesinin 2009/253 Esas sayılı dosyası ile sabit olup, uyuşmazlık protokol’ün 7.maddesinde belirtilen ceza-i şartın niteliği noktasında toplanmaktadır.
İncelenen 28.04.2005 tarihli protokol içeriğine göre; davacı şirkete ait olup üzerindeki yapılara ilişkin olarak hakkında yıkım kararı bulunan arazinin üzerindeki yapıların yıkılarak arazinin bir bölümünün yola terk edilmesine karar verildiği, buna karşılık davalı belediyenin ise tapuda Tepebaşı mah. Pafta: 4 pafta 1980 parsel: 24,29,32,57,58 ve 69 parsel numaralı parsellerin mevcut imar durumlarını imar tadilatı uygulayarak ticari B-5 yapacağını taahhüt ettiği ve yapılar hakkında önceden alınan yıkım kararının da kaldırılmasını taahhüt ettiği, protokolün 7. maddesinde ise Belediyenin protokol gereğince üzerine düşen edimlerden bir bölümünü yapmama veya yapıp eksik bırakması halinde davacı firmaya 2.000.000 TL bedeli nakten ve defaten ödeyeceğinin hüküm altına alındığı, kesinleşen ... 2.Asliye Hukuk mahkemesinin 2009/253 Esas sayılı dosyası ile de bu miktarın davacı firmaya ödenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki 10.5.1990 tarihli sözleşmenin 10. maddesiyle kararlaştırılan ceza, ifa yerine geçen cezadır. Başka bir anlatımla, yasal dayanağı BK.nun 158/I. maddesi olan seçimlik cezadır. Sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı için, davacıya akdin ifasını ister ya da akdin ifasından vazgeçerek cezayı talep eder. Anılan ceza, ifa yerine geçtiği için, tahsili halinde, sözleşme ifa edilmiş gibi ortadan kalkar ve yüklenici ifa borcundan kurtulur. Somut olayda, davacı kesinleşen ... 2.Asliye Hukuk mahkemesinin 2009/253 Esas sayılı dosyası ile cezai şartı istemiştir. Hal böyle olunca eldeki dosyada sözleşmenin ifa edilmemesinden doğan zararın tahsiline dair davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, BOZMAYI gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 900,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 30.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.