20. Hukuk Dairesi 2011/14091 E. , 2012/2776 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 2010/9908-11466 sayılı bozma kararında özetle; “Mahkemece verilen karar usul ve Yasaya aykırıdır. Şöyleki, hükme dayanak yapılan orman bilirkişi kurulu raporunda; çekişmeli taşınmazın eğim ölçere göre %15-20 eğimli olduğunu, üzerinde yer yer toplama taş yığınları ve blok kayalar ile toplama taş yığınları üzerinde tespih çalıları bulunduğunu, 1957 bütünlemeli MH’da yeşil alanda ancak 1952 tarihli HF’da tamamının açık alan olarak gözüktüğünü, bu durumun MH’sının boyama hatasından kaynaklandığını, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunu açıklamış ise de Dairenin geri çevirme kararı üzerine bilirkişi kurulu tarafından 1952 tarihli hava fotoğrafı üzerinde yaptırılan aplikede çekişmeli taşınmaz ile çevresindeki 103 ada 1 sayılı orman parselinin işaretlendiği yer aynı şekilde görünmekte olup, bu durumda taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı yönünde duraksama olmuştur. Diğer taraftan orman bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın komşuları ile birlikte 6831 sayılı Yasanın 17/2 maddesi uyarınca orman içi açıklık niteliğinde olup olmadığı yönünde rapor aldırılmamıştır. Bunlardan ayrı çekişmeli taşınmazın 1980-1985’li yıllara ait memleket haritasındaki konumu belirlenmemiş, eski tarihli ve yeni tarihli memleket haritaları arasında farklılık olup olmadığı üzerinde durulmamıştır. Bu durumda karara dayanak alınan uzman orman bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen rapor çekişmeli yerin öncesinin orman niteliğini belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz. Bu nedenle;
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yöreye ait en eski tarihli ve 1980-1985’li yıllara ait memleket haritaları ile aynı yıllara ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek 2 orman yüksek mühendisi , bulunamaması halinde 2 orman mühendisi bir harita mühendisi bulunamaması halinde bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; Çekişmeli taşınmazın, orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, bu kez ; davalı hakkında 3402 sayılı Yasanın 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekeceğinden, bu kez dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin olarak 1980-1985 yıllarına ilişkin 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları ile aynı yıllara ilişkin fotogonometri yöntemiyle düzenlenmiş harita bulundukları yerlerden getirtilmeli, ziraat mühendisi, harita mühendisi ve orman
mühendisi ile birlikte hava fotoğrafları; topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, fen, ziraat ve orman bilirkişi tarafından taşınmaz üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, kadastro tespit tarihine kadar geçen zilyetlik süresinin iktisap için yeterli olup olmadığı üzerinde durulmalı, tüm deliller toplandıktan sonra ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.” Gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın kabulü ile dava konusu 103 ada 319 sayılı parselin kadastro tespitinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın 103 ada 1 sayılı orman parseli ile çevrili ve 6831 sayılı Yasanın 17/2. madde hükmüne göre orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğu ve bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğu, her ne kadar taşınmaza komşu 103 ada 320-321 sayılı parseller itirazsız olarak kişiler adına kesinleşmiş ise de, Hazinenin bu kişiler aleyhine orman içi açıklığı iddiasıyla her zaman dava açabileceği belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve Yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 27/02/2012 günü oybirliği ile karar verilmiştir.