20. Hukuk Dairesi 2011/14065 E. , 2012/2775 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu kaydının iptali davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2006/1692-2414 sayılı bozma kararında özetle: “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1952 yılında orman tahdidi ile 1993 yılında 2/B uygulaması yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosyada her iki uygulamaya ilişkin haritalar mevcut olup bu haritalar çakıştırıldığında birbirine uymadığı, haritaların birbiri ile çakışmadığı halde, dosyada mevcut orman bilirkişi raporunda bu aykırılıktan hiç bahsedilmemiş; taşınmazın 2/B haritası üzerinde yerinin gösterilmesi ile yekinilmiş, tahdit haritası ile irtibatlı kroki çizilmemiştir. Ayrıca, 1952 yılında yapılan orman tahdidine ilişkin tahdit tutanaklarının da dosyada mevcut olmadığı gözlenmiştir.
Mahkemece; öncelikle, 1952 yılında yapılan orman tahdidine ilişkin tahdit tutanları ile tahdit haritası ve dava konusu parsele komşu 6, 7, 8, 10, 11, 12, 13, 18, 20 ve 21 nolu parsellerin tapulama tutanakları ile kadastro sonuçu oluşan tapu kayıtları; davalı iseler dava dosyaları ve varsa dayanak tapu ve vergi kayıtları getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek 3 orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak 4 kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte her iki kesinleşmiş tahdit haritası, tahdit tutanakları ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli; asıl olan haritanın 1952 yılında yapılan orman tahdidine ilişkin tahdit haritası ve tahdit tutanakları olduğu dikkate alınarak aradaki farkın neden kaynaklandığı bilirkişilere açıklatılmalı bu şekilde yapılacak inceleme sonuçunda taşınmazın orman sınırları dışında kaldığının saptanması halinde mahkemece, taraflardan tanıkları sorulup, H.Y.U.Y.’nın 259. ve 265. maddeleri gereğince taşınmaz başında dinlenip; taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyedliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı ve tespit tarihine kadar davalılar lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği şartlarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; komşu parsellere ilişkin varsa dayanak tapu ve vergi kayıtları mahalli bilirkişi eliyle mahallinde uygulanmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyulduktan
sonra davanın kısmen kabulü ile dava konusu 109 ada 19 sayılı parselin(B) işaretli 18638,89 m2 bölümünün tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, (A) işaretli 6034,36 m2 bölümün davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1952 yılında yapılan orman kadastrosu ile daha sonra 27.05.1993 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 2/B uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 27.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.