Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/41139
Karar No: 2013/3827
Karar Tarihi: 31.01.2013

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2010/41139 Esas 2013/3827 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2010/41139 E.  ,  2013/3827 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA :Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali takibin devamı ile % 40 icra inkar tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, davalının 29.08.2008 tarihli başvurusu ile çocuğunun rahatsız olması nedeni ile ...’dan ...’ya taşınarak çocuğunun tedavisini yaptırmak istediğini bu nedenle iş akdini feshetmek istediğini ifade ederek ... ilinde 2 yıl herhangi bir firmada çalışmayacağını 2 yıl içerisinde ...’da çalışması halinde ise davalıdan almış olduğu 2.103,74 TL kıdem tazminatını (cezai şart) iade etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini ancak davalının 09/03/2009 tarihinde ...’da başka bir firmada çalıştığını öğrendiklerini, davalıdan cezai şart alacağının tahsili amacıyla icra takibi yaptıklarını ancak davalının takibe itirazda bulunduğunu iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı, çocuğunun hastalığı nedeni ile il dışına gitmek için işten izin istediğini verilmemesi üzerine işten ayrılmak zorunda kaldığını, muhasebeden para aldıktan sonra çıkış evrakının getirildiğini isminin altında yazan yerleri imzaladığını okumadığını, okuduktan sonra itiraz ettiğini, itirazı üzerine ikinci bir kağıt imzaladığını, ilk kağıdı atıp atmadıklarını sorduğunda ilk kağıdın saklandığını öğrendiğini, çocuğu için ...’ya gittiğini ama bir şeyin değişmediğini, çocuğunun böbrek büyümesi ile ilgili tedavisine ...’da devam ettiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, belgenin düzenleme tarihi, niteliği ve içeriği itibari ile baskı altında imzalanacak belgeler mahiyetinde olmadığının anlaşıldığı, kendi isteği ile işten ayrılan bir işçiye kıdem tazminatı ödenmeyeceğinin açık olduğu, davalının kendi isteğiyle çocuğunun rahatsızlığı nedeni ile işyerinden ayrıldığını duruşmada da beyan ettiğini, bu şartlarda işçinin kıdem tazminatını da alabilme amacıyla işverene bahse konu taahhütnameyi verebileceğinin olağan çalışma hayatına uygun olduğu, 29/08/2008 tarihli taahhütname şeklindeki belgeye itibar edilmesi kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı taraflar temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    Her ne kadar davacının temyiz talebi bakiye karar harcını süresinde yatırmadığı gerekçesi ile reddedilmiş ise de; Harçlar Kanunu’nda yapılan değişiklik dikkate alındığında bakiye karar harcının yatırılmasının kanun yoluna başvuruyu engellemeyeceği anlaşıldığından mahkemenin yerinde görülmeyen temyiz talebinin reddi kararı kaldırılarak yapılan inceleme sonucunda;
    Dosya incelendi, gereği konuşulup, düşünüldü.
    Dava rekabet yasağının ihlali sebebiyle kararlaştırılan tazminatın ödetilmesi isteğine ilişkindir.
    Borçlar Kanununun 348 inci maddesinde, “İş sahibinin müşterilerini tanımak veya işlerinin esrarına nüfuz etmek hususlarında işçiye müsait olan bir hizmet akdinde her iki taraf, akdin hitamından sonra, işçinin kendi namına iş sahibi ile rekabet edecek bir iş yapamamasını ve rakip bir müessesede çalışamamasını ve böyle bir müessesede şerik veya sair sıfatla alakadar olamamasını, şart edebilirler. Rekabet memnuiyetine dair olan şart, ancak işçinin müşterileri tanımasından ve esrara nüfuzundan istifade ederek iş sahibine hissolunacak derecede bir zarar husulüne sebebiyet verebilecek ise, caizdir” şeklinde kurallara yer verilerek rekabet yasağının esasları düzenlenmiştir. Buna göre işçinin, işverenle ilişkide olan müşterileri tanıması ve görülmekte olan işin bütün ayrıntılarına ulaşabilmesi imkânının olduğu hallerde, iş sözleşmesinin sona ermesinin ardından işverenle rekabet oluşturacak şekilde kendi namına iş yapmaması, rakip bir firmada ortak olamaması ya da iş sözleşmesiyle çalışmaması şeklinde şart içeren sözleşmeler yapabileceklerdir. Borçlar Kanununun değinilen maddesinde, rekabet yasağının kapsamı sınırlandırılmış ve işverene önemli bir zarar verilmesi ihtimalinin olmadığı durumlarda bu tür düzenlemelerin geçerli olmayacağı hükme bağlanmıştır.
    Borçlar Kanunun 349 uncu maddesinde ise, rekabet yasağının işçinin iktisadi geleceğini tehlikeye düşürmemesi için süre, yer ve işin türü bakımından duruma göre sınırlandırılması gerektiği ifade edilmiştir. Buna göre süre, yer ve işin türü bakımından sınırlandırılmış olmadıkça rekabet yasağı geçerli olmayacaktır. Sınırlamaların işin ve hatta işçinin niteliğine göre belirlenmesi gerekir. Dairemizce, Türkiye sınırları içinde rekabet etmeme yönünden öngörülen düzenlemelere geçerlilik tanınmamıştır. Ancak yabancı uyruklu olup çalışma hayatının çoğunu Türkiye dışında geçirmiş bir işçi bakımından rekabet yasağının ülke sınırları ile belirlenmesi mümkün olabilecektir. Yine, il sınırları ya da belli bir bölge ile sınırlandırma, işin niteliğine göre yerinde görülebilir.
    Süre konusunda da en fazla bir ya da birkaç yılı aşmayacak şekilde rekabet yasağı öngörülebilir. Aksi durum işçinin ekonomik anlamda yıkımına neden olabilecektir.
    Rekabet yasağının işverene ait işlerden hangisi ya da hangileri ile sınırlandırıldığı net biçimde belirlenmelidir. Özellikle şirketlerin ticaret siciline kayıt sırasında faaliyet alanlarının geniş tutulduğu ülkemizde, işçinin bütün alanlarda çalışmasının sınırlandırılması mümkün olmaz. İşçinin işverene ait işyerinde yapmakta olduğu işle doğrudan ilgili ve işverenin asıl faaliyet alanına giren işler bakımından böyle bir sınırlama getirilmelidir.
    İşçi ve işveren arasında rekabet yasağını öngören düzenleme, işyeri devri halinde de kural olarak geçerliliğini sürdürür. Devralan işverenin başka bir amaca yönelmesi ve faaliyet alanını değiştirmesi halinde ise rekabet yasağı sona erer.
    İşçinin iş sözleşmesinin feshinden sonra rekabet yasağına uyma yükümü, geçici iş ilişkisi sırasında da devam eder. Bu noktada işçinin ödünç alan işverene bağlı olarak yapmakta olduğu çalışmalarının da rekabet yasağının ihlali olarak değerlendirilmesi mümkündür.
    Rekabet yasağının ihlaline bağlı taraflarca kararlaştırılmış olan belli bir ödemeyi öngören yaptırım, niteliği itibarıyla bir cezai şart hükmüdür. Böyle olunca Borçlar Kanunun 161/son maddesi hükmü gereğince, fahiş olan cezai şartın hâkim tarafından indirilmesi gerekir (... 9.HD. 02.05.2008 gün 2007/17815 E, 2008/11014 K).
    Somut olayda, icra takibinin dayanağı belgede aynen “ Çocuğumun rahatsızlığı nedeniyle ... ilinden ..."ya taşınıp, tedavi başlatacağımdan ... Tekstil San. Tic. A.Ş. den kendi isteğimle sözleşmemi feshedip, ayrılmak istiyorum. ... ilinde 2 yıl herhangi bir firmada çalışmayacağımı kabul ve beyan ederim.
    2 yıl içerisinde ..." da çalışmam halinde ..." dan almış olduğum 2.103,74 YTL. olan kıdem tazminatını 4.207,48 YTL. olarak iade etmeyi kabul beyan ve taahhüt ederim. “ şeklinde yazıldığı görülmüştür.
    Belgede yazılı olan işçinin ... ilinde 2 yıl "herhangi bir firmada" çalışmayacağına ilişkin yasaklama Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ nın Çalışma ve sözleşme hürriyeti başlıklı 48. ve Çalışma hakkı ve ödevi başlıklı 49. maddelerine aykırı olduğu gibi, B.K. nun 348 ve 349. maddelerine de aykırı olup, hukuki bir değer taşımaz. Bu nedenle Anayasanın 48,49 ve B.K. nun 348,349. maddelerine aykırı olan ve hukuki değer taşımayan bu belge karşısında davanın reddi yerine kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 31.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi