Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/15689
Karar No: 2012/1492

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2011/15689 Esas 2012/1492 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı ve davalı şirket birlikte, başka bir şirkete olan kefalet borcunu ödeyemedikleri için icra takibiyle karşı karşıya kalmışlar. Davacı kendi payını ödedikten sonra davalıya rücu etmek için dava açmıştır. Mahkeme, kanuni teselsül nedeniyle kefillerin birlikte borçtan sorumlu olduklarını belirterek, davacının fazla ödediği oranında davalıya rücu hakkı olduğuna karar vermiştir. Ancak davalının ihtardan önce yaptığı ödemeler nedeniyle karar bozulmuştur. Ayrıca ifade edilen kanun maddesi Borçlar Kanununun 488. maddesi olarak belirtilmiştir.
(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi         2011/15689 E.  ,  2012/1492 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R
    Davacı,davalı şirket ile birlikte dava dışı... İnş.Tic.Ltd.Şti"nin T.Halk Bankası Adıyaman şubesinden kullandığı 0181LR000164 hesap nolu krediye kefil olduklarını, ancak asıl borçlunun kredi borcunu ödeyemediğini ve borcun kefillere tebliğ edildiğini, borcun tamamını ödediğini, ödediği bedelin yarısını rücu edebilmek için davalı aleyhinde icra takibine geçtiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, ileri sürerek itirazlarının iptaline, %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, üzerine düşen kefillik borcunu fazlasıyla ödediğini, davalıdan daha fazla ödeme yaptığını bu nedenle kendisine rücu edilemeyeceğini savunmuştur.
    Mahkemece, Davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı, davalı şirket ile birlikte dava dışı ... Gıda İnş.Tic.Ltd.Şti"nin T.Halk Bankası Adıyaman şubesinden kullandığı 0181LR000164 hesap nolu krediye kefil olduklarını, ancak asıl borçlunun kredi borcunu ödeyemediğini ve borcun kefillere tebliğ edildiğini, borcun tamamını ödediğini, ödediği bedelin yarısını rücu edebilmek için davalı aleyhinde icra takibine geçtiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, ileri sürerek itirazlarının iptalin istemi ile eldeki davayı açmıştır.Davalı, kendisinin de kefil olarak davacıdan daha çok ödemede bulunduğunu, bu nedenle kendisine rücu edilemeyeceğini sevunmuş, mahkemece, alacaklı banka tarafından asıl borçlu ile kefillere yapılan.ihtardan önceki ödemelerin dikkate alınamayacağını, bu nedenle davalının yaptığı ödemelerin kefillik ödemesi sayılamayacağını belirterek ihtar tarihinden sonradavacı tarafından yapılan ödemelerden yarısından davalının sorumlu olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Borçlar Kanununun 488. maddesinin ikinci cümlesinde, asıl borçlu ile birlikte teselsül halinde, kefiller arasında da teselsül kabul edilmiştir. Maddede bu husus, "kefiller, gerek asıl borçlu ile beraber gerek kendi beyinlerinde (aralarında) müteselsil olmayı iltizam etmişlerse her biri borcun tamamından mesul olup ancak, diğerlerinin hissesi için onlara rücu hakkını haizdirler.” şeklinde ifade olunmuştur. Burada kanuni teselsülün varlığı söz konusu olup, bu hüküm de, aynı Kanunun 146. maddesinde düzenlenen, müteselsil borçlular arasındaki rücu ilişkisinin özel bir uygulama yerinden ibarettir. O halde Borçlar Kanununun 488. maddesi gereğince kendi payından fazla ödeme yapan kefilin, diğer birlikte kefile, halefiyet yolu ile rücu hakkı bulunmaktadır. Dava konusu olayda da iş bu davanın tarafları olan kefiller, Halk Bankasından alınan kredi nedeniyle müşterek borçlu ve müteselsil kefil durumunda olduklarından, davacının , hissesinden fazla ödediği ve davalının hissesine isabet eden borç miktarı kadar davalıya rücu hakkı mevcuttur.Ancak davalı kefil olarak bankanın ihtarından önce ödemeler yaptığını savunmuştur.O halde davalının ihtardan önce de olsa kefil olarak ödediği bedelleri var ise tespit edilerek kefalet miktarlarına göre davacının herhangi bir alacağının doğup doğmayacağı belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir.
    2-Dosyaya sunulan sözleşmede davacı ve davalı yanında iki kefilin daha bulunduğu anlaşılmaktadır. Öyle olunca davacının davalıdan ancak hissesi oranında talepte bulunacağı halde mahkemece davacının ödediği bedelin yarısına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir.
    SONUÇ:Yukarda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, 30.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    .

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi