Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/4568
Karar No: 2015/12780
Karar Tarihi: 07.04.2015

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/4568 Esas 2015/12780 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2014/4568 E.  ,  2015/12780 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07.04.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat... ile karşı taraf adına davacı asil katılmıştır. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukat ve davacının sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı işçi, fark kıdem tazminatı istemiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Davacı işçinin kıdem tazminatı hesabında daha önce memur olarak davalı Kurumda çalıştığı sürenin dikkate alınıp alınamayacağı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    İşverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin, işini kaybetmesi halinde işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından işçiye kanuni esaslar dahilinde verilen toplu paraya “kıdem tazminatı” denilmektedir. Kıdem tazminatının şartları, hesabı ve ödeme şekli doğrudan İş Kanunlarında düzenlenmiştir.
    Kıdem tazminatı, feshe bağlı haklardan olsa da, iş sözleşmesinin sona erdiği her durumda talep hakkı doğmamaktadır.
    1475 sayılı İş Kanunu"nun 4/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gerekli bir şarttır. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Yine, istifa etmek suretiyle işyerinden ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanmayacağından, istifa yoluyla sona eren önceki dönem çalışmaları kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz. Ancak aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı definin ileri sürülmesi halinde önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmışsa önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz.
    İşçinin kamu kurumlarında işçilikte geçen hizmetlerinin birleştirilmesi için önceki çalışmaların, fesih şekli itibarıyla kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona ermesi gerektiği 1475 sayılı Kanun"un 14/5. maddesinde açık biçimde düzenlenmiş olmakla, aynı kuralın memur ya da sözleşmeli personel olarak çalışılan süre yönünden de değerlendirilmesi gerekir. Temel amacı işçiyi korumak olan İş Kanununun, işçi yönünden öngörmediği bir kuralın memur olarak çalışılan süre için uygulanması düşünülemez. Aksine çözüm tarzı, tüm süreyi işçilikte geçirdiği halde ilk dönem çalışması istifa ile sona eren işçi bakımından bir eşitsizlik ortaya çıkarır.
    İşyerinde memur ya da sözleşmeli personel olarak çalışmış olan ve kendi isteği ile ayrılarak başka bir kamu kurumunda işçi olarak çalışmaya başlayan işçi yönünden yapılan işlemin prosedür gereği olduğundan da söz edilemez. İşçi daha iyi şartlarda ve ayrı bir statüde çalışma yolunu seçmiştir. Bu itibarla istifa ile sona eren memur ya da sözleşmeli personel döneminin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması doğru olmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları da bu doğrultudadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 15.10.2008 gün ve 2008/ 9-586 esas, 2008/ 633 karar; 28.11.2007 gün ve 2007/ 9-814 esas, 2008/ 896 karar).
    İstifa ile sona ermemiş olan memuriyet dönemi ile sözleşmeli personel olarak çalışılan süreler 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinin 6. maddesinde sözü edilen özel tavan gözetilmek suretiyle tazminat hesabında dikkate alınmalıdır.
    Somut olayda, davacının, 06.10.1977 tarihinden itibaren ... Başmüdürlüğü nezdinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu"na tabi memur statüsünde teknisyen olarak çalışmaya başladığı, çalışmasının aralıksız 30.03.1993 tarihine kadar devam ettiği, 17.02.1993 tarihli dilekçesi ile işverene başvurarak, 07.10.1992 tarihinde hukuk fakültesi mezunu olduğunu, işletmeye daha faydalı hizmet vermek amacıyla avukatlık stajını yapmak istediğini, teşkilatta görev yapmakta iken avukatlık stajına devam etmesinin 1136 sayılı Kanun"a uygun bulunmadığını, bu sebeple özlük hakları saklı kalmak şartıyla görevinden ayrılmak istediğini belirterek gereğinin yapılmasını talep ettiği, davacı talebinin "uygur görüşle" makama arz edildiği ve makamın onayı sonucu 30.03.1993 tarihinde görevinden ayrıldığı anlaşılmaktadır.
    Davacı, davalı kurum tarafından 24.12.1996 tarihinde yapılan avukatlık sınavında başarılı olması üzerine, kendisi ile 399 sayılı KHK hükümleri kapsamında 14.02.1997 tarihli sözleşme yapılarak sözleşmeli personel statüsünde ve avukat olarak yeniden çalışmaya başlamıştır. Daha sonra davalı Kurumun özelleştirilmesi üzerine, davacı, 24.03.2006 tarihinde iş sözleşmesi imzalayarak, davalı işyerindeki çalışmasına işçi statüsünde devam etmiş ve 31.01.2013 tarihinde taraflar arasında imzalanan ikale sözleşmesine istinaden ve emeklilik sebebiyle iş sözleşmesi sona ermiştir.
    Davacı, avukatlık stajını yapmak amacıyla istifa edip, işe dönmek istediğini iddia etmiş ise de, avukatlık stajını tamamlayınca, davalıya ait işyerinde işe başvurduğunu, ancak alınmadığını ispat edememiştir. Davacı, avukatlık stajının ikmalinden itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra davalı kuruma yeniden işe başlamak için başvurmuştur. Bu sebeple, davacının 06.10.1977-30.03.1993 döneminde 657 sayılı Kanun"a tabi olarak geçen çalışmalarının kıdem tazminatına esas hizmet süresine dahil edilmemesi gerekmektedir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi