Esas No: 2019/56
Karar No: 2021/717
Karar Tarihi: 07.04.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/56 Esas 2021/717 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/56
Karar No : 2021/717
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
(… Başkanlığı)
VEKİLİ : Av. …
DAVACI YANINDA MÜDAHİL: … Derneği adına …
İSTEMİN_KONUSU :Danıştay Onbirinci Dairesinin 22/05/2018 tarih ve E:2014/889, K:2018/2505 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Türk Silahlı Kuvvetleri personeli iken 2000 yılında Yüksek Askeri Şura kararı ile ilişiği kesilen ve daha sonra 6191 sayılı Kanun uyarınca 31/10/2011 tarihinde İstanbul Valiliğine "…" unvanıyla atanan davacı tarafından, 12/03/1971 tarihinden sonra Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenlere birtakım haklar tanıyan ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'na 10/03/2011 tarih ve 6191 sayılı Kanun'un 10. maddesi ile eklenen geçici 32. maddenin uygulanma şeklini açıklamak üzere Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanarak 18/01/2013 tarih ve 28532 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "3 Seri Nolu Kamu Personeli Genel Tebliği"nin 1. maddesinin (b), (c), (d), (e) ve (g) bentlerinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onbirinci Dairesinin 22/05/2018 tarih ve E:2014/889, K:2018/2505 sayılı kararıyla;
Dava konusu Tebliğin 1. maddesinin (b) bendi yönünden;
Tebliğin 1. maddesinin (b) bendinde, "Atama teklifinin yapılmasını müteakip göreve başlaması ile birlikte 926 sayılı Kanunun Geçici 32 nci maddesinde belirtildiği üzere aylık ve diğer mali haklar haricinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olacağı"nın belirtildiği,
926 sayılı Kanun'un geçici 32. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinin (2) numaralı alt bendinde, bu Kanun'a tâbi askeri personel olarak görev yapmakta iken Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişikleri kesilerek kamu görevlisi statüsü sona eren kişilerden talepte bulunanların, 657 sayılı Kanun'un 48. maddesindeki genel şartları taşımaları kaydıyla, kamu kurum ve kuruluşlarının araştırmacı unvanlı kadrolarına atanacaklarının, bu kişilere statüsüne göre karargahta görevli emsali sınıf, rütbe ve kıdemdeki subay veya astsubaya ödenmekte olan aylık ve diğer mali hakların (tayın bedeli ve fiilen çalışma karşılığı yapılan ödemeler hariç) ödeneceğinin; aylıkları yönünden ise, emsallerine ilişkin işleme tâbi tutulacağının kurala bağlandığının anlaşıldığı,
Bu durumda, Tebliğin anılan bendinde yapılan düzenlemede, dayanağı Kanun kuralına aykırı bir yön görülmediği,
Dava konusu Tebliğin 1. maddesinin (c) bendi yönünden;
Tebliğin 1. maddesinin (c) bendinde, "İlk aylığa göreve başladığı günden itibaren hak kazanacağı, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten göreve başladığı tarihe kadar geçen süre için aylık ödenmeyeceği"nin belirtildiği,
Dayanak, 926 sayılı Kanun'un geçici 32. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan kural uyarınca, isteği üzerine araştırmacı unvanlı kadroya açıktan atanan davacının, ilk aylığa göreve başladığı günden itibaren hak kazanacağının açık olduğu, ayrıca, anılan Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten göreve başladığı tarihe kadar geçen süre için ayrıca aylık ödeneceğine yönelik bir düzenlemeye de yer verilmediğinin anlaşıldığı,
Bu durumda, Tebliğin anılan bendindeki düzenlemede, dayanağı Kanun'a aykırılık görülmediği,
Dava konusu Tebliğin 1. maddesinin (d) bendi yönünden;
Dava konusu Tebliğin 1. maddesinin (d) bendinde, "Zorunlu emeklilik tarihinin Milli Savunma Bakanlığından (ilgili Kuvvet Komutanlıklarından) daha önce temin edilen formlarda belirtilen tarih olacağı"nın belirtildiği,
Anılan düzenlemenin dayanağı olan 926 sayılı Kanun'un geçici 32. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinin (2) numaralı alt bendinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişikleri kesilerek kamu görevlisi statüsü sona eren kişilerden talepte bulunanların araştırmacı unvanlı kadroya atanacakları ve bunların aynı fıkranın (b) bendi veya (c) bendinin (1) numaralı alt bendi hükümleri çerçevesinde emekliye ayrılabilecekleri kuralının yer aldığı; aynı Kanun maddesinin 3. fıkrasının (d) bendinde yer alan "5434 sayılı Kanun hükümlerine göre aylık bağlanması şartını haiz olanlar" ibaresinden ise, aynı neşetli emsali subayların 926 sayılı Kanun'a göre kadrosuzluk nedeniyle emekli olması gereken tarihin anlaşılması gerektiği sonucuna varıldığı, aksi durumda ise, araştırmacı kadrosundaki askeri personele çalışma hakkının tanınmasının, zorunlu olarak emekliye ayrılan emsalleri olan askeri personel aleyhine eşitsizlik yaratacağının açık olduğu,
Bu durumda, Tebliğin bu bendinde yer alan zorunlu emeklilik tarihinin Milli Savunma Bakanlığından (ilgili Kuvvet Komutanlıklarından) daha önce temin edilen formlarda belirtilen tarih olacağı şeklindeki düzenlemede, dayanağı Kanun'a ve hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu Tebliğin 1. maddesinin (e) ve (g) bentleri yönünden;
Dava konusu Tebliğin 1. maddesinin (e) ve (g) bentlerinde sırasıyla, "e) Göreve başladığı yıl için yıllık izin kullanma hakkı bulunmakta olduğu, göreve başlamadan önceki yıl için yıllık izin hakkı bulunmadığı" ve "g) Devlet memurluğuna ilk defa atanması sebebiyle ilk atamada harcırah ödenmesinin mümkün olmadığı"nın belirtildiği,
Uyuşmazlıkta, söz konusu düzenlemelerin dayanağı üst norma aykırı olup olmadığı hususunda bir sonuca varılabilmesi için, araştırmacı unvanlı kadroya yapılan atamanın ilk defa (açıktan) atama mı, naklen atama mı olduğu hususunun açıklığa kavuşturulması gerektiği,
Tebliğ'in dava konusu edilen bu kısımları ile ilgili olarak, 926 sayılı Kanun'un geçici 32. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca, bu Kanun'a tâbi askeri personel olarak görev yapmakta iken Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişikleri kesilerek kamu görevlisi statüsü sona eren kişilerden talepte bulunanların, 657 sayılı Kanun'un 48. maddesindeki genel şartları taşımaları kaydıyla, kamu kurum ve kuruluşlarının araştırmacı unvanlı kadrolarına atanacaklarının öngörülmekte olduğu ve aynı maddenin 5. fıkrasına göre yapılacak atamalarda kullanılmak üzere genel idare hizmetleri sınıfından ikibin adet 5. dereceli araştırmacı kadrosunun ihdas edildiğinin anlaşıldığı,
Bu durumda, anılan Kanun uyarınca, daha önce Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilen ve dolayısıyla kamu görevlisi statüsü sona ermesi nedeniyle açıkta olan bu kişilerin talepte bulunmaları halinde, 657 sayılı Kanun'un 48. maddesindeki genel şartları taşımaları kaydıyla ihdas edilen araştırmacı unvanlı kadroya idare tarafından yapılacak atamanın açıktan atama olduğu ve naklen atama olarak nitelendirilemeyeceği anlaşıldığından, Tebliğin dava konusu edilen bu kısımlarında dayanağı olan üst hukuk normuna bir aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, aylık ve diğer mali haklar yönünden de 657 sayılı Kanun'a tabi olduğu, idarece bu Kanun ile karargahtaki emsallerine ödenen aylık ve mali hakların hesaplanarak hangisi lehine ise o mali haktan yararlanması gerektiği, bu kapsamda, dava konusu Tebliğin 1. maddesinin (b) bendindeki düzenlemenin üst norma aykırı olduğu; dayanak Kanun hükmünde maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren kişilerin başvurusu üzerine göreve başlatılmaları konusunda zorunlu sürelerin öngörüldüğü, bu haliyle göreve başlayacağı tarihe kadar geçen süre için de aylık ödenmesi gerektiği belirtilerek, Tebliğin 1. maddesinin (c) bendinin iptali gerektiği; davalı idarece aylık ve diğer mali haklar dışında 657 sayılı Kanun'a tabi olduğunun belirtildiği, bu durumda 657 sayılı Kanun uyarınca da 65 yaşından önce emekli edilememesinin gerektiği belirtilerek, Tebliğin 1. maddesinin (d) bendinin hukuka aykırı olduğu; dava konusu Tebliğin (e) bendindeki düzenlemenin Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanan diğer Tebliğlere aykırılık taşıdığı; 6191 sayılı Kanun'un Geçici 32. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendi uyarınca, "Bu kişilerin ilişiklerinin kesildiği tarihten bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen süreleri Türk Silahlı Kuvvetlerinde geçmiş kabul edilir." kuralına yer verildiği, bu kapsamda Tebliğin (g) bendindeki harcırah ödenmeyeceğine ilişkin düzenlemenin üst norma aykırılık teşkil ettiği belirtilerek, davanın reddi yolundaki Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onbirinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onbirinci Dairesinin temyize konu 22/05/2018 tarih ve E:2014/889, K:2018/2505 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 07/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.