Esas No: 2021/2130
Karar No: 2021/1927
Karar Tarihi: 15.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/2130 Esas 2021/1927 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ ....
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)
....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
....
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12.04.2021
ESAS-KARAR NUMARASI....
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili ; ...... yüklenicisi,....... mevkilerinde birer adet takım karakolu ile altyapı ve çevre düzenlemesi inşaat işlerinin, davalılardan ... Şirketinin keşif işini davacıya verdiğini, keşif işinin Ankara'da, davacıya verilen ... dosyası üzerinden hazırlandığını, idarenin Ankara'daki merkezinde onaylanarak bitirildiğini, işin yapılma yerinin Ankara olduğunu, ihale konusu işlerin 1 ve 2 nolu mukayeseli keşiflerinin hazırlanması ve idaresine onaylatılması işinin davacıya yaptırıldığını, ücret görüşmelerinin davalı ... Şirketinin ortağı görünen ... ile yapıldığını, her aşamada ...’ın davacı ile muhatap olduğunu, mukayeseli keşif ve idaresine onaylatılması işlerinin hizmet bedeli olarak 35.000,00-TL' ye anlaşıldığını, telefon ile görüşmeler sağlandığını güven verici bir iletişim kurulduğunu, bu nedenle yazılı sözleşme yapılmadığını, keşif işinin taşeronunun ... Şirketi olarak görüldüğünü, davalı şirketin değil dava dışı ana yüklenici firmanın adının resmi işlemlerde ( idarenin onay belgelerinde) görüldüğünü, davacının işi yaptığını yöntem gereği resmi belgelerde (idarenin onay belgelerinde) dava dışı yüklenici firmanın inşaat müşaviri imzaya yetkili olduğunu, davacı yerine bu firmanın imzasının idarenin onay belgesinde göründüğünü, işin davacı tarafından süresinde ve sözleşmeye uygun olarak hazırlandığını, idaresine onaylatılarak 06/06/2018 tarihinde tamamlandığını, davacıya teminat olarak çek ...., tarafların ödemeyi işin devamı süresince belirli dönemlere yayarak yapma konusunda anlaştıklarını, bir kısım ödemelerin ... devam ederken, davacının kayın validesi... adına yapıldığını, davalıların dava konusu bakiye alacağını ödemediklerini, ... numaralı çekin arkasına 'teminat çekidir, üçüncü şahıslara ciro edilemez' şerhi yazıldığını, çekin ibraz tarihi geldiğinde karşılığının olmadığı söylenerek oyalandığını, ... ile yapılan görüşmede 20/08/2018 vade tarihli 20.000,00'TL lik başka bir senet gönderildiğini, bu senedin de gününde ödenmemesi üzerine Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü'nün..... Esas sayılı dosyası ile yapılan takipte ödeme emri önce davacı tarafından bildirilen.. adresine tebligat çıkarıldığını, tebligat yapıldığını tebligat yapıldıktan sonra aynı adreste davalı ... Şirketi’nin bulunduğu, takibe konu senet ve ödeme emrine yazan ... ... ile bağları olmadığını isim benzerliği olduğu iddia etmeleri üzerine tebligatın iade edildiğini, davalıların gerçekte olmayan bir şirket adı ile senet göndererek davacıyı kandırdıklarını, ... şirketinin ortakları diğer davalı şirket ile aynı soyadına sahip ... ve ... ... olarak göründüğünü, her iki şirket arasında organik ve hukuki bağ bulunduğunu, davalılar ile yapılan arabuluculuk görüşmelerinde, her iki şirketin vekili olarak tek vekilin arabuluculuk görüşmelerine katıldığını, iki davalının borçtan müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları gerektiğini, davalıların davacıya yaptırdıkları işin bedelini tam ödemediklerini, önce çekin ibrazını engellediklerini, sonra da gerçekte olmayan bir şirket ve olmayan vergi numarası ile bir senet imzalayıp davacıya ...... ile gönderdiklerini, davacının alacağını yasal yollar ile istediğinde biz senetteki şirket değiliz, borç ile ilgimiz yok dediklerini, davacının alacağının tahsilinin engellendiğini ve mağdur edildiğini, arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını belirterek, 20.000,00- TL alacağın, işin onaylanma tarihi 06/06/2018’den itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar erilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davalı şirketlerin merkezlerinin Kocaeli ... olduğunu, icra takibinin Kocaeli icra dairelerinde başlatılması gerektiğini, yetki itirazında bulunduklarını yetkisizlik kararı vermesini talep ettiklerini, davacı şirketlerin esas olarak inşaat işi ile iştigal ettiklerini, ulusal çapta ihalelere girerek bir çok farklı bölgede faaliyet gösterdiklerini, her iki firmanın kamu ihalelerine katıldıklarını ve ana faaliyet kollarından birinin inşaat olduğunu, bazı kamu ihalelerinde birbirlerine taşeronluk yaptıklarını, her iki firmanın tüzel kişiliklerinin farklı, ortakları ve yetkililerinin farklı, ... yerlerinin farklı olduğunu, muhasebe kayıtları, gelir gider hesaplarının ayrı olduğunu, ... ...... şirketinin davacı tarafla hukuki ya da ticari ilişkisi bulunmadığını, davacı ile herhangi bir sözleşme/yazışma/görüşme/alışveriş ya da mutabakatı olmadığını, ... ... şirketinin davacı taraf ile anlaşması sonucunda davacıya anlaşılan bedelin tamamının eksiksiz ödendiğini, davacının talebi üzerine ödemenin davacının kayınvalidesi... adına yapıldığını, 04.02.2016 tarihinde 15.000-TL, "..... nolu hatır çeki ödemesi" açıklaması ile ... ... firmasının ... ... hesabından gönderildiğini, 17.11.2017 tarihinde 3.000-TL açıklamasız olarak ... ... firmasının ... ... hesabından gönderildiğini, 15.12.2017 tarihinde 2.000-TL’nin açıklamasız olarak ... ... firmasının ... ... hesabından gönderildiğini, bu şekilde davacıya toplamda 20.000-TL ödemenin eksiksiz şekilde yapıldığını, bu ödemeler dışında davacının hiçbir alacağının bulunmadığını, davacının tüm beyanlarının gerçek dışı, kötüniyetli mükerrer tahsil amacı taşıdığını belirterek, yetki itirazlarının kabulünü, davanın reddini, davacı taraf aleyhine talebin %20'sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi'nce "Dava Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) isteminden ibarettir.
Kocaeli 8. İcra Dairesi tarafından gönderilen ..... sayılı icra dosyası örneği Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
Davalı tarafça yetki itirazında bulunarak, davalıların yerleşim yerinin...... olduğu belirtilerek yetki itirazında bulundukları anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamında yapılan incelemeler neticesinde; uyuşmazlığın temelinin taraflar arasında Van ili, ... ilçesi, 1 adet komando taburu, alt yapı ve çevre düzenlemesi inşaat işlerinin mukayeseli keşif işinin yapılması konusunda eser sözleşmesi kapsamında alacak istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu işin Van ili, ... ilçesinde yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı tarafça yapılan yetki itirazı değerlendirildiğinde; eser sözleşmelerinde genel yetki, sözleşmenin ifa yeri veya davalının ikametgahı olmakla, davaya konusu Van ili,....... taburu, alt yapı ve çevre düzenlemesi inşaat işlerinin mukayeseli keşif işinin Van ili ... ilçesinde yapılacağı, davalıların yerleşim yerinin Körfez/Kocaeli olduğu anlaşılmakla davalılar tarafından yapılan yetki itirazının kabulüne karar verilerek, mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine..." şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: işin yapıldığı yerin, sözleşmenin yapıldığı yerin ve davacının yerleşim yerinin Ankara olduğunu, hazırlanan evrakların ....... Ankara'daki merkezinde onaylandığını, bu kapbamda mahkemenin yetkili olduğunu bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, mukayaseli keşif özetinin hazırlatılması ve idareye onaylatılması işinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Bu kapsamda uyuşmazlık taraflar arasındaki hizmet sözleşmesine ilişkindir.
Bilindiği üzere yetkiye ilişkin hükümleri 6100 sayılı HMK m. 5-19 “Yetki” başlıklı ikinci kısmında düzenlenmiş olup, çok genel bir açıklamayla bunlar; davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi, sözleşmenin ifa olunacağı yer mahkemesi, gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesi ve diğer yetki belirlemeleridir.
Davalının yerleşim yeri mahkemesinin yanında, başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır. Öğretide ve uygulamada özel yetki kuralları olarak adlandırılan ve bazı dava çeşitleri için kabul edilen bu istisnai nitelikteki yetki kuralları, ilke olarak kamu düzenine ilişkin değildir.
Böylece, kamu düzenine ilişkin olmayan özel yetki kuralları, genel mahkemenin (HMK.m.5) yetkisini kaldırmadığından, onunla birlikte uygulandığından, davacı davasını genel veya özel yetkili mahkemede açmak hususunda bir seçim hakkına sahiptir. Zira özel yetki genel yetkiyi ortadan kaldırmaz. Onun yanında varlığını sürdürür; dolayısıyla dava veya icra takibi, davacının/alacaklının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili icra dairesinde veya mahkemede açılabilir.
Bu noktada, somut uyuşmazlığın çözümü için alacaklının kendi ikamet yerinde dava açma yetkisinin bulunup bulunmadığı belirlenmelidir.
Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri ile ilgili düzenlemeyi içeren ve kamu düzenine ilişkin olmayan özel yetki kuralı niteliğinde bulunan 6100 sayılı HMK’nın 10. maddesinde; “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Sözleşmenin ifa edileceği yerin taraflarca açık veya zımni olarak belirlenmediği durumlarda, şayet borç bir para borcu ise, sözleşmenin ifa edileceği yer 6098 Sayılı TBK.89 maddesine göre belirlenecektir.
6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun (TBK) 89.maddesinde; “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır;
1.Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,
2.Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde,
3.Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.
Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir .'' şeklinde düzenlenmiştir.
Bu durumda, TBK m.89 ve 6100 sayılı HMK’nın 10. maddesi uyarınca bir para borcunun alacaklısının, kendi yerleşim adresinde dava açmasında (veya İİK’nun 50.maddesi belirlemesiyle icra takibi başlatmasında) bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Somut olay değerlendirildiğinde; davacının yerleşim yerinin ve sözleşmenin ifa yerinin davanın açıldığı Ankara olduğu anlaşılmıştır.
Dava bir miktar para alacağına ilişkin olduğuna göre davalı borçlu tarafından mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş ise de, TBK'nin 89/1. ve HMK'nin 10.maddeleri uyarınca davacı alacaklının yerleşim yeri olan ve sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemelerin de yetkili olduğu gözetilerek, mahkemece işin esasına girilerek tarafların delillerinin toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmadığından, kararın kaldırılmasına, davanın esası ile ilgili delillerin toplanarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın yeniden görülmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup HMK'nin 353/1-a-3 maddesi gereğince mahkemenin yetkisizlik kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1,a.3 gereğince, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ...... sayılı dava dosyasında verdiği 12.04.2021 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
15.12.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15.12.2021
....