5. Ceza Dairesi 2014/1885 E. , 2018/712 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Basit zimmet (sanıklar ... ve ... hakkında), resmi belgede sahtecilik (sanıklar ... ve ... dışındaki sanıklar hakkında), nitelikli zimmet (sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... dışındaki sanıklar hakkında)
HÜKÜM : Sanık ... hakkında ölüm nedeniyle düşürülme, sanıklar ...,..., ... ve ... hakkında mahkumiyet, sanık ... hakkında eylemin nitelikli zimmet olarak kabulüyle mahkumiyet, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında beraat
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK"nın 260/1. maddesine göre zimmet suçundan katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında 3628 sayılı Kanunun 18. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sadece bu suç yönünden katılma talebinin KABULÜNE, resmi belgede sahtecilik suçunun mahiyetine göre doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle hükümleri temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılan Hazinenin bu suçtan kurulan hükümlere ilişkin temyiz isteminin CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin zimmet suçundan verilen mahkumiyet, düşme ve beraat hükümleri yönünden katılan Hazine vekilinin, zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükümleri yönünden sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... müdafiilerinin temyiz itirazlarıyla sınırlı ve süresinden sonra vaki sonuç ceza miktarı itibariyle koşulları da bulunmayan sanık ... müdafiin duruşmalı inceleme isteminin de 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, duruşmasız olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
1- Sanık ... hakkında nitelikli zimmet suçundan açılan kamu davasının ölüm nedeniyle düşürülmesine ilişkin hükmün temyiz incelemesinde;
Gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen hüküm usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanıklar ... ve ... hakkında basit zimmet suçundan kurulan beraat ve mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Sanıklara isnat ve oluşa uygun kabul edilen basit zimmet suçunun lehe olan 765 sayılı TCK"nın 202/1. maddesinde öngörülen cezanın tür ve miktarına göre aynı Kanunun 102/3 ve 104/3. maddelerinde belirlenen 10 yıllık asli ve 15 yıllık ilaveli zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, suç tarihi ile inceleme günü arasında bu sürelerin gerçekleştiği anlaşıldığından, hükümlerin 5237 sayılı TCK"nın 7/2 ve 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
3- Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçunun nitelikli zimmet olarak kabulüyle kurulan mahkumiyet ve diğer sanıklar hakkında nitelikli zimmet suçundan kurulan beraat ve mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde ise;
A- Sanık ..."ın Araban ilçesindeki ... parkı için yaptığı iş karşılığı düzenlenen verile emri neticesinde aldığı paranın 1.985 TL"lik kısmının yapılmadığı halde yapılmış gibi gösterilen iş karşılığı olduğu ve bu sanıkla birlikte verile emrinde imzası bulunan belediye başkan vekili sanık ... ile muhasip sanık ..."ın söz konusu miktarı zimmetinde bulundurduğu kabul edilmiş ise de; ..."nin alınan savunmasında zimmetinde görünen miktarın hakediş raporunda belirtilen bordür taşı dışında farklı nitelikte ve daha maliyetli bir bordür taşı kullanılmasından kaynaklandığını beyan ettiği, bu savunma doğrultusunda iddiaya konu parkta yapılan keşif ile bilirkişi raporunu düzenleyen inşaat mühendisi ..."in mahkemece tanık sıfatıyla ifadesine başvurulduktan sonra alınan 15/03/2005 tarihli ek bilirkişi raporunda ..."ye yapılan fazla ödemenin prefabrik bordür kullanımından kaynaklanabileceği ve bunun da ödemenin %80"ini karşılayabileceğinin bildirdiği, bilahare emekli Sayıştay uzman denetçilerinden oluşan üçlü bilirkişi raporunda
da bu hususa atıf yapılarak sanıkların sorumlu tutulmalarını gerektiren bir zimmet miktarı bulunmadığının mütalaa olunduğu, mahkemece kabule dayanak gösterilen 22/06/2004 tarihli ilk bilirkişi raporunun yukarıda açıklanan ek bilirkişi raporundan önce tanzim edildiği de gözetildiğinde hangi nedenlerle diğer rapor ve savunmalardan üstün tutulduğu karar yerinde gerekçeleriyle gösterilip açıklanmadan eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi,
B- Sanık ..."nın Araban ilçesindeki ... parkı için yaptığı iş karşılığı düzenlenen hakediş raporları ve verile emirleri neticesinde aldığı paranın 18.000 TL"lik kısmının yaptığı işten fazla veya hiç yapılmayan iş karşılığı olduğu, ayrıca aynı iş için mükerrer ödemede bulunulduğu ve bu sanıkla birlikte verile emirlerini imzalayan muhasip sanık ..."ın söz konusu miktarı zimmetinde bulundurduğu sabit görülmüş ise de; sanık ... ve müdafii tüm aşamalardaki savunmalarında, belediyeden tek bir ihaleyle iş aldığını, bu işi tamamladığını ve 4.000 TL ödeme yapıldığını, ödemeye ilişkin faturanın bulunduğunu, bunun haricindeki hakediş raporları ve verile emirleriyle kendisine ihale edilmiş gibi gösterilen işleri yapmadığını, hakediş raporlarında ismi altında yer alan imzaların kendisine ait olmadığını, bu sebeple yapmadığı işlere ilişkin banka ödeme belgelerinin arkasındaki imzalar ile kendi imzalarının mukayese edilmesini talep ettiği, ayrıca emekli Sayıştay uzman denetçilerinden alınan ikinci bilirkişi raporunun ... hakkındaki isnatlara yönelik 5. bendinde yapılan değerlendirmede de, Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğünce gönderilen 4.000 TL"nin belediyeye ödenebilmesi için hakediş raporunda yer alan işlemlerin komisyon marifetiyle yerinde görüldüğünün, yapılan işlemlerin uygunluğunun rapor altına alındığının, belediye yetkilileri dışında İl Özel İdare, İl Turizm müdür yardımcıları ile Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü görevlilerince imzalandığının, yapılan ödemeye ilişkin de Ali tarafından düzenlenmiş aynı bedelli fatura bulunduğunun, diğer ödemelerle ilgili fatura olmadığının, bu sebeple 4.000 TL"lik belgenin doğru kabul edilmesi gerektiğinin belirtildiği ve sanık ..."ın da bu durumu doğrular nitelikteki 08/02/2002 tarihli dilekçe ve ekleri nazara alınarak, müdafiin dilekçesinde tespit ettiği Ziraat Bankasına ait ödeme belgeleri asılları ile sanık ..."nin imza örnekleri temin edilerek dosya içerisine alınıp, kendisine ait olmadığını savunduğu hakediş raporlarında yer alan ismi altındaki imzalarla birlikte alanında uzman bilirkişi marifetiyle mukayesesinin yaptırılarak rapor alınıp iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı hususunun tespit edilmesinden sonra dosya kapsamındaki tüm belgelerle birlikte bir değerlendirme yapılıp sonucuna göre hangi belge ve beyanlara üstünlük tanındığının karar yerinde irdelenip tartışılması ve denetime elverişli şekilde açıklandıktan sonra sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hükümler kurulması,
C- Araban ilçesinin çeşitli mahallelerinde yapılmış gibi gösterilen kanalizasyon işlerinin çoğunun yapılmadığı halde sanıklar ... ve ... adına hakediş düzenlenerek bedelinin belediyeden ödendiğinin ve İller Bankası Genel Müdürlüğünden belediyeye gönderilen paylar karşılık gösterilerek temin edilen teminat mektupları karşılığı bankadan tahsil edilen paraların belediye hesaplarına kaydedilmeyerek zimmete geçirildiği iddia edilen olaylarda ise; sanık ... ve müdafiin yukarıda B bendinde değinilen savunması, ..."in hakediş raporlarında belirtilen tarihlerde bir kısım kanalizasyon işleri aldığını ancak yaptığı iş karşılığı işçilik parasını dahi zor aldığını, bazı işlerin hakediş raporu olmadan yapılarak daha sonra rapor düzenleneceğinin belirtildiğini, gelen paraların bir kısmının malzeme parası diye nakit çekildiğini, bir kısmının da bankadan sanıklar ... ve ..."in hesaplarına aktarıldığını, şikayet sonrası sanık ..."in müfettiş geldiği için hakediş raporlarını imzalamasını istemesi üzerine hakedişleri imzaladığını beyan etmesi, tanık olarak bilgilerine başvurulan mahalle muhtarlarının söz konusu işlerin yapılmadığına yönelik anlatımları, bu iddialara ilişkin emekli Sayıştay uzman denetçilerinden oluşan iki adet üçlü bilirkişi raporlarında belirtilen, Dairemizin 08/02/2012 tarihli tevdi kararında da değinilen İçişleri Bakanlığı kontrolörü Muharrem Ulusoy tarafından düzenlenen 23/11/2001 gün ve 128/15 sayılı raporun iddiaya konu bölümlerinin ve iddianın dayanağını oluşturan bir kısım hakediş raporlarının dosya içerisinde bulunmaması, tevdi sonrası ilgili kurumca gönderilen cevabi yazıda anılan kontrolör raporunun Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiğinin bildirilmesi karşısında, öncelikle değinilen belge asılları veya onaylı suretlerinin teminine çalışılması, tanık anlatımları, iddia ve savunmalar değerlendirilerek gerekli inceleme ve araştırmaların yapılması, neticesinde dosya kapsamındaki tüm belge ve anlatımlarla birlikte hakediş raporlarına görev yerlerinin değişeceği korkusuyla baskı altında imza attıkları yönündeki savunmalarının sanıkları sorumluluktan kurtarmayacağı da nazara alınarak, hangi belge ve anlatımlara neden üstünlük tanındığı karar yerinde gösterilip gerekçeleriyle açıklanarak sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, bir kısım belge ve anlatımlarla çelişecek şekilde, eksik inceleme, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle yazılı şekilde beraat ve mahkumiyet hükümleri kurulması,
Kabule göre de;
Mahkumiyetine karar verilen sanıkların TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun koşullu salıverme tarihinden itibaren uygulanamayacağı gözetilmeksizin, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesindeki hakların tümünü koşullu salıverilmeye kadar kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi,
TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle atılı suçu işleyen sanıklar ... ve ... hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca cezanın infazından sonra işlemek üzere hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına karar verilmesi yerine sadece "...memuriyetten men cezası ile mahkumiyetine" şeklinde sınırlı uygulama yapılması,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş
olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanıklar müdafiilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.