20. Hukuk Dairesi 2012/2134 E. , 2012/2742 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kullanım kadrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılardan ..., ... ve ... ile birleşen dosya davacıları ... ve arkadaşlarının vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında, ... ilçesi, ... köyü, 121 ada 6 parsel sayılı 21522,04 m² yüzölçümündeki taşınmaz 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve davalı gerçek kişi lehine kullanım şerhi verilerek Hazine adına fındık bahçesi niteliğiyle tesbit edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları, taşınmazın davalı gerçek kişi ile birlikte fiilen kendi kullanımlarında olmasına rağmen sadece davalı gerçek kişi lehine kullanım şerhi verildiği iddiasıyla, birleşen dosya davacıları ... ve arkadaşları, taşınmazın ... muris ... ve...’den intikal ettiğini belirterek, taşınmazda miras nedeniyle kendilerinin de kullanım hakları olduğu iddiasıyla, birleşen dosya davacısı ... ise, taşınmazın, kendisinin ve ... ailesinin büyük babaları olan ... muris ......’den intikal ettiğini belirterek, taşınmazda miras nedeniyle kendisinin de kullanım hakkı olduğu iddiasıyla, olmak üzere tüm davacılar tutanağın beyanlar hanesine davalı kişi ile birlikte lehlerine kullanım şerhi verilmesi istemleriyle ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece, H.Y.U.Y.’nın 45. maddesi gereğince davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, dava konusu 121 ada 6 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 10 yıldır fiilen kullanılmadığı gerekçesiyle davacı gerçek kişiler ve birleşen dosya davacıları gerçek kişilerin davalarının ayrı ayrı reddine ve dava konusu ... köyü, 121 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tarla niteliğiyle kadastro tutanağında belirtilen yüzölçümü ile tespit gibi Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacılardan ..., ... ve ... ile birleşen dosya davacıları ... ve arkadaşlarının vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın yaklaşık 10 yıldır fiilen kullanılmadığı gerekçesiyle davacı gerçek kişilerin tutanağın beyanlar hanesine lehine kullanım şerhi bulunan davalı gerçek kişi ile birlikte lehlerine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle açtıkları davaların reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamı ve 3402 sayılı Yasanın ek 4. Maddesindeki düzenlemeye uygun düşmemektedir. Şöyle ki; somut olayda çekişmeli taşınmaz hakkında 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro sırasında kullanıcı
belirlemesi yapılmış ve davalı gerçek kişi lehine kullanım şerhi verilmiştir. Asıl ve birleşen dosya davacıları gerçek kişiler, davalı gerçek kişi lehine verilen kullanım şerhine itiraz etmemektedirler. Ancak, taşınmazın kullanım hakkının ortak muristen intikal ettiğini iddia etmektedirler. Bu durumda davalı Hazinenin taşınmazın fiili kullanıcısı bulunmadığına dair herhangi bir davası bulunmadığına göre, taşınmazın son yıllarda kullanılıp kullanılmadığına bakılmaksızın, taşınmazın kullanım hakkının tarafların ortak ... murisinden intikal edip etmediğinin belirlenmesi gerekmektedir. Zira davacılar taşınmazın fiili kullanıcıları oldukları iddiasına değil taşınmazın kullanım hakkında miras nedeniyle haklarının bulunduğu iddiasına dayanmaktadırlar.
O halde; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı yerel ve uzman bilirkişi tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar ve tesbit tutanağı bilirkişileri hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, taşınmazı ilk kullanımının başlangıç günü, kullanımın süresi, kullanım hakkının sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınarak çekişmeli taşınmazın kullanım hakkının tarafların ortak murisinden intikal edip etmediği kesin bir şekilde saptanmalıdır. Şayet taşınmazın kullanım hakkının tarafların ortak murisinden geldiği saptandığı takdirde, murisin ölümünden sonra terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise hangi tarihte taksim edildiği, taksime tüm mirasçıların veya kanuni temsilcilerinin katılıp katılmadığı, hangi mirasçıya nerenin verildiği, davaya konu taşınmazın kullanım hakkının taraflardan birine veya birkaçına verilmesi durumunda, diğer mirasçılara ne verildiği, gayrimenkul veya mülkiyeti Hazineye ait başka taşınmazların kullanım hakkı verilmiş ise nereden verildiği ve diğer mirasçılara verilen taşınmazların veya kullanım haklarının akibetlerinin ne olduğu, taksimin kadastro tesbitine kadar bozulup bozulmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, gerektiğinde muristen intikal eden tüm taşınmazlar veya muris dolaysıyla taraflar lehine kullanım şerhi verilen tüm taşınmazların ilgili tutanakları getirtilip murisin terekesinin taksim edilip edilmediği kesin olarak saptanmalı, tesbite aykırı sonuca varıldığı takdirde tesbit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalıdır. Şayet taşınmazın ... muristen intikal ettiği ve taraflar arasında taksim bulunduğu saptanırsa taksime göre karar verilmeli, taşınmazın ... muristen intikal ettiği ve taraflar arasında taksimin bulunmadığı saptandığı takdirde ise de, ortak ... murisin davada taraf olan veya olmayan tüm mirasçıları lehine kullanım şerhi verilmesine karar verilmelidir. Böylesine yapılacak bir soruşturmadan sonra taşınmazın kullanım hakkının tarafların ortak murisinden intikal etmediğinin belirlenmesi halinde ise, davalı gerçek kişi vekilinin 26.11.2010 tarihli celsede, asıl dosya davacıları ile ilgili beyanının davayı kabul niteliğinde olup olmadığı değerlendirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 27/02/2012 günü oybirliği ile karar verildi