20. Hukuk Dairesi 2011/16957 E. , 2012/2741 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 134 ada 57 parsel sayılı 8850,58 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkartıldığı ve üzerindeki fındık ağaçlarının ... oğlu ..."ün kullanımında olduğu ve halen kendisinin olduğu, beyanlar hanesine şerh verilerek tarla vasfı ile Maliye Hazinesi adına tespit edilmiştir. ... köyü 134 ada 51 parsel sayılı 3753,16 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkartıldığı ve üzerindeki fındık ağaçlarının ... oğlu ..."un kullanımında olduğu ve halen kendisinin olduğu, beyanlar hanesine şerh verilerek tarla vasfı ile Maliye Hazinesi adına tespit edilmiştir. Davacı, ... köyü 134 ada 51 ve 57 parsel sayılı taşınmazların kendi kullanımında olduğunu, beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhlerinin silinmesi ile adının yazılmasını 134 ada 57 sayılı parselde yapılan yol tahsisinin iptalini, ... köyü 134 ada 51 parsel sayılı taşınmazda ... ismi yerine kendi isminin yazılmasını talep ederek dava açmıştır. Mahkemece davanın husumet nedeni ile reddine, dava konusu 134 ada 51 ve 57 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
3402 sayılı Yasanın (5831 sayılı Yasa ile eklenen) ek 4/1. maddesi gereğince “6831 sayılı Orman Kanununun 20/06/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2"nci maddesi ile 23/09/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05/06/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2"nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11"inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil…” edilir.
Kadastro tespitine itiraz davalarında davalı sıfatı tespit malikiyle birlikte var ise beyanlar hanesinde yararına şerh yazılan kişi ya da kişilere aittir. HGK."nun 2010/7-70-86 sayılı kararında da değinildiği gibi, aleyhine dava açılanların davalı sıfatının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir. 6100 sayılı HMK 119/1 (1086
sayılı HUMK. 179/1.) maddesi gereğince dava dilekçesinde tarafların ve varsa kanunî temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gereklidir. Bu bildirim esnasında yapılan yanlışlıklardan bazıları, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamakta, oluşan hataların giderilmesi, davalının temsilcisinde yanılmış olması halinde olduğu gibi olanak dahilindedir. Somut olayda, kadastro müdürlüğünün davalı gösterilmesinin temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gereklidir.
Davacının davasının tespit maliki Hazineye yöneltilmesi gerekirken, dava dilekçesinde sadece kadastro müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin kadastro müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın davalı olarak sadece kadastro müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılma hali vardır. Mahkemece temsilde yanılma hali re’sen gözetilerek ve yine bu tür davalarda husumetin kadastro tutanağındaki tespit malikleri ile birlikte tutanağın beyanlar hanesinde isimleri yazılı bulunan kişilere de yöneltilerek açılması zorunlu bulunduğundan davanın tespit maliki Hazine ile beyanlar hanesinde ismi yazılı bulunan kişilere yönlendirilmesi için davacı yana olanak verilerek taraf teşkili sağlanmalı, bundan sonra, tarafların iddiaları sorulup gösterecekleri delillerin toplanması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, husumet nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesin yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 27/02/2012 günü oybirliği ile karar verildi.