Esas No: 2021/2292
Karar No: 2021/1816
Karar Tarihi: 15.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2292 Esas 2021/1816 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2292 Esas
KARAR NO: 2021/1816 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/366 D.İş - 2021/367 Karar
TARİH: 16/09/2021 (Ek Karar)
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili, müvekkili ile borçlu ... Ltd. Şti. arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmelerinin karşı tarafça müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, borcun zamanında ödenmemesi nedeniyle kredi hesapları kat edilerek ihtarname gönderilip borcun ödenmesinin talep edildiğini, borçluların ödeme yapmadıklarını ileri sürerek, 4.046.713,92 TL alacağın tahsilini teminen borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece talep uygun görülerek ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden ... vekili, asıl borçlunun vadesi geçmiş borcu bulunmadığını, zira BDDK tarafından pandemi düzenlemeleri kapsamında yayınlanarak bankalara bildirilen ve uyulması banka açısından yasal zorunluluk olan karar uyarınca 90 günlük gecikme sürelerinin 180 gün olarak uygulanmasına karar verildiğini, ancak bankanın bu gerekliliğe uymaksızın kat ihtarnamesi düzenlediğini, ayrıca alacağın somutlaştırılmadığını, bu nedenle 18/07/2019 tarihli kredi sözleşmesinin mükerrer tahsilatın söz konusu olabileceğini, zira kefil ...’dan 01/07/2021 tarihinde 298.518,00 TL tahsil edildiğini, dolayısıyla sözleşme asılları getirtilerek vadesi geçmiş borç tutarının tespitinin gerektiğini belirterek itirazın kabulünü istemiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler ... ve ... vekili, asıl borçlu hakkında verilen geçici mühlet kararı taraflarına bildirilmeden ihtiyati haciz talep edilemeyeceğini, sözleşmede kefil ...’nin eşi olan ...nın imzasının alınmamış olması nedeniyle kefaletin geçersiz olduğunu, asıl borçlunun vadesi geçmiş bir borcunun bulunmadığını, kat ihtarında nakdi ve gayrinakdi alacaktan söz edildiğini, ihtiyati hacze konu alacağın hangi kalemlere ilişkin olduğunun açıklanmadığını belirterek itirazın kabulünü istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/09/2021 tarih ve 2021/366 D.İş. 2021/367 K. Ek Kararı ile; " … Genel kredi sözleşmesi ve kat ihtarı İİK 258/1 maddesi anlamında alacağın varlığı ve istenebilir olduğu hususunda kanaat uyandırıcı nitelikte olmakla ihtiyati haciz kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır. Karşı taraf müteselsil kefil ... tarafından kısmi ödeme yapıldığı itirazında bulunmuştur. Belirtilen kısmi ödeme ihtiyati haciz kararından sonra yapılmıştır. Bu kısmi ödeme infaz aşamasında dikkate alınabileceği gibi kefillerin sorumluluğunu da ortadan kaldırmamaktadır. ...' nın eşinin kefalete muvafakati bulunmadığı itirazı ileri sürülmüş ise de, sözleşmenin imzalandığı tarihte ... kredi kullanan şirketin ortağı olmakla TBK md. 584 gereği kefaletinde eş rızası aranmayacağından bu itiraz da yerinde görülmemiştir. Diğer yandan ihtiyati hacze itiraz nedenleri şekli ve sınırlı olarak İİK'nın 265. Maddesinde düzenlenmiştir. Borçlu vekillerinin diğer itirazlarının İİK md. 265 kapsamında bulunmadığından itirazların reddine karar verilmiştir." gerekçeleri ile; "İhtiyati haciz kararına itiraz talebinin reddine, " karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati hacze itiraz edenler vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden ... ve ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Asıl borçlunun konkordato talebinde bulunduğunu ve geçici mühlet kararı verildiğini, TBK 594.m. uyarınca geçici mühlet kararının taraflarına bildirilmesi gerektiğini, bu bildirim yapılmadan ihtiyati haciz talebinde bulunulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Sözleşmede muris ...’nın eşinin muvafakatinin alınmamış olması nedeniyle kefaletin geçersiz olduğunu, Asıl borçlunun vadesi geçmiş veya taksitli bir borcunun bulunmadığını, Bankanın hangi alacak kalemleri yönünden ihtiyati haciz talep ettiğini bildirmesi gerektiğini, zira gayrinakdi alacaklar yönünden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, sözleşme asılları getirtilerek vadesi geçmiş borcun tespitinin gerektiğini, BDDK tarafından pandemi düzenlemeleri kapsamında yayınlanarak bankalara bildirilen ve uyulması banka açısından yasal zorunluluk olan karar uyarınca 90 günlük gecikme sürelerinin 180 gün olarak uygulanmasına karar verildiğini, ancak bankanın bu gerekliliğe uymaksızın kat ihtarnamesi düzenlediğini belirterek ek kararın kaldırılmasını ve itirazın kabulünü istemiştir.İhtiyati hacze itiraz eden ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Asıl borçlunun vadesi geçmiş borcu bulunmadığını, zira BDDK tarafından pandemi düzenlemeleri kapsamında yayınlanarak bankalara bildirilen ve uyulması banka açısından yasal zorunluluk olan karar uyarınca 90 günlük gecikme sürelerinin 180 gün olarak uygulanmasına karar verildiğini, ancak bankanın bu gerekliliğe uymaksızın kat ihtarnamesi düzenlediğini, Alacağın somutlaştırılmadığını, bu nedenle 18/07/2019 tarihli kredi sözleşmesinin mükerrer tahsilatın söz konusu olabileceğini, zira kefil ...’dan 01/07/2021 tarihinde 298.518,00 TL tahsil edildiğini, dolayısıyla sözleşme asılları getirtilerek vadesi geçmiş borç tutarının tespitinin gerektiğini belirterek ek kararın kaldırılmasını ve itirazın kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, genel kredi sözleşmeleri uyarınca kullandırılan kredilere ilişkin alacağın tahsilini teminen borçlu kefillerin malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczi istemine ilişkin olup, talep uygun görülerek verilen ihtiyati haciz kararına itiraz edilmesi üzerine ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati hacze itirazların reddine karar verilmiştir. İİK'nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK 258.m. uyarınca ihtiyati haciz talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Öte yandan TBK nun 586/1. maddesi; '' Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girmeyi kabul etmiş ise alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkca ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir '' düzenlemesini içermekte olup, buna göre borçlunun ifada gecikmesi tek başına yeterli olmayıp, ifada gecikmiş olan borçluya ihtar gönderilmesi ve bunun da sonuçsuz kalması gerekmektedir. Somut olaya döndüğümüzde asıl borçluya hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edildiği ancak sonuçsuz kaldığı anlaşılmakta olup, buna göre kefile başvurma şartı yerine getirilmiştir. TBK 584. m. “1)Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. ……3) (Ek fıkra: 28/03/2013-6455 S.K./77. md) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.” hükmünü haizdir. Kefil ..., dosya kapsamına alınan ticaret sicil kayıtlarına göre talep konusu genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı tarihte asıl borçlu şirketin ortağı olmakla, kefaleti geçerlidir. Kefil ...’dan 01/07/2021 tarihinde 298.518,00 TL tahsil edildiğine dair belge sunulmuş ise de, 04/06/2021 tarihli ihtarnameye dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararından sonra yapılan bu tahsilatın yapıldığı tarih itibariyle güncel borç tutarı bilinmediğinden bu aşamada dikkate alınması mümkün görülmemiştir. İhtiyati haciz talep eden tarafça talebin sadece nakdi alacaklara yönelik olduğu belirtilmiş olmakla, kat ihtarındaki alacak tutarı da dikkate alındığında verilen kararda isabetsizlik görülmemiştir. Asıl borçlu hakkında verilen geçici mühlet kararının kefillere bildirilmediğinden bahisle ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı ve vadesi geçmiş bir borç bulunmadığı yönündeki itirazlar ise İİK 265m. de sınırlı olarak sayılan itiraz nedenleri arasında yer almayıp, ancak ileride açılabilecek bir dava sırasında değerlendirilebileceğinden, bu aşamada itibar edilmemiştir. O halde ilk derece mahkemesince ihtiyati hacze itirazın reddi yönünde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, ihtiyati hacze itiraz edenler vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz eden vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep edenler tarafından yatırılan 162,10'ar.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep edenler taraftan alınması gereken 59,30'ar.TL istinaf karar harçları, istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harçların hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/12/2021 tarihinde HMK'nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.