21. Hukuk Dairesi 2019/1570 E. , 2019/7512 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacılar ile davalılardan ... Elektirik Dağıtım A.Ş. vekillerince duruşmalı, ... Türk Sigorta Şti. vekilince de duruşmasız olarak istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25/09/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan .... vekili Avukat ... geldi. Davacılar ile diğer davalılar adına gelen olmadı. Davacılar vekili Av.... duruşmaya katılamayacağına dair mazeret ve beyan dilekçesi gönderdi.Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve eksikliğin ikmali açısından geri çevrilmesine karar verilen dava dosyası yeniden Dairemize gelmiş ve esasa kaydedilmiş olmakla dosya üzerinde yeniden yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki karar verildi.
KARAR
1-Dosyadaki temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davalılardan ...., ... Türk Sigorta Şti. vekillerinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava, 25/09/2010 tarihli iş kazası nedeniyle vefat eden sigortalının anne, baba, eş, çocuk ve kardeşlerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece neticeten davacı eş ...’ya 123.028,60 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 10000 TL manevi tazminatın; davacı çocuk ...‘ye 3.440,86 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 10000 TL manevi tazminatın; davacı anne, baba ve kardeşler lehine ayrı ayrı 6000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 25/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, iş kazasının gerçekleşmesinde davacılar murisinin % 20 birleşen kusurunun bulunduğu tespit edilmiştir.Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde Hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370) Bu açıklamalar doğrultusunda davacı eş, çocuk, anne ve baba lehine takdir edilen manevi tazminat miktarlarının ayrı ayrı az olduğu açıktır.
3-Diğer yönden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3. maddesinde; “(1) Yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, ekli Tarifede yazılı miktardan az ve üç katından çok olamaz. Bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi, niteliği ve davanın süresi göz önünde tutulur. (2) Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” ifadelerine yer verilmiştir.O halde, davacıların maddi ve manevi tazminat istemleri nedeniyle tarifeye uygun şekilde toplam rakamlar gözetilerek maddi ve manevi tazminat için ayrı vekalet ücreti takdir edilmesine rağmen, manevi tazminat yönünden reddedilen miktarlar toplamına göre tespit edilen vekalet ücretinin yürürlükte bulunan AAÜT‘nin 3.maddesi gözetilmeksizin hatalı şekilde her davalı ... ayrı takdir edilmesi isabetsiz olmuştur.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalılardan .... ile ... Türk Sigorta Şti."ne yükletilmesine, 05/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.