Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8138
Karar No: 2022/1423
Karar Tarihi: 23.02.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8138 Esas 2022/1423 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/8138 E.  ,  2022/1423 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : MUĞLA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davalı ... yönünden icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle, davalı ... yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili ve davalılardan ...vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; danışmanlığını yaptığı dava dışı şirketin maden ruhsatı işlemlerinin takibi için davalı ...’ın vekaletname ile yetkilendirildiğini, davalının dosya ve işlem masrafı adı altında para talep etmesi üzerine 135.915 TL’yi davalı ...’ın oğlu diğer davalı ... hesabına gönderdiğini, ancak vekaletnameye rağmen işlemlerin gereği gibi takip edilmediğini, bu nedenle noterden ihtarname göndererek sözleşmeden dönüldüğünün ve yapılan ödemenin iadesinin talep ettiğini, daha sonra davalılar hakkında icra takibi başlattığını ancak takibe davalılar tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptalini ile icra inkar tazminatı talep etmiştir.
Davalı ...; yetkili icra dairesinde takip başlatılmadığını, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, dava dışı şirketin işlemlerinin takibini gerçekleştirdiğini, davacının iddiasını ispatlaması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; yetkili icra dairesinde takip başlatılmadığını, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacı ile aralarında hukuki ilişki olmadığını, davacının iddiasını ispatlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığı, davalılar hesabına gönderilen paranın sebepsiz zenginleşme ilkeleri gereğince istenebileceği, buna göre, genel yetki kuralı gereğince borçlunun ikametgahı icra dairesince takip başlatılması gerektiği, davacının ise kendi ikametgahında takip başlattığı, takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle, icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; takip dayanağı alacağın sebepsiz zenginleşmeye göre talep edilebileceğinden, genel yetki kuralı gereği davalı ...’ın yerleşim yerinde takip başlatılmaması nedeniyle davalı ... yönünden istinaf başvurusunun reddine, davalı ...' a ödeme emrinin 05/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 7 günlük itiraz süresinin 12/08/2020 tarihinde dolduğu, 14/08/2020 tarihli dilekçenin süresinde olmadığı, borçlulardan ..., yönünden takibin kesinleştiği, takip kesinleştikten sonra açılan itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle; davalı ... yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, yeninden esas hakkında; davalı ... yönünden icra dairelerinin yetkisizliği nedeniyle davanın reddine, davalı ... yönünden dava şartı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili ve davalılardan ...vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava; para alacağının tahsiline yönelik ilamsız icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı tarafından kendi ikametgahı icra dairesinde, davalılar aleyhine 112.000 TL’nin tahsili amacıyla 18/03/2020 tarihinde takip başlattığı, davalı ...’ın ödeme emri tebliğ edilmeden 19/06/2020 tarihinde takibe itiraz ettiği, icra dairesince itiraz süresi başlamadığından itirazın reddedildiği, daha sonra davalı hakkında ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı, tebligat mazbatasında, tebliğ tarihinin el yazısıyla 05/08/2020 tarihi olarak belirtildiği, davalının ise 14/08/2020 tarihinde itiraz dilekçesi verdiği, bölge adliye mahkemesince de 05/08/2020 tarihi esas alınarak, süresinde itiraz edilmediği gerekçesiyle, takibin kesinleştiğine karar verildiği görülmektedir.
Her ne kadar tebligat mazbatasında, el yazısıyla tebliğin 05/08/2020 tarihinde yapıldığı yazılmış ise de, tebligatın barkod sorgulamasında 07/08/2020 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, temyiz dilekçesine ekli PTT A.Ş yazısında da tebliğin 07/08/2020 yapıldığı ifade edilmekle, 14/08/2020 tarihinde yapılan itirazın süresinde olduğu anlaşılmaktadır.
Kaldı ki; borçluya ödeme emri tebliğ edilmese dahi, alacaklının takibe devam iradesini ortaya koyması ve uyuşmazlığı sürdürmesi halinde borçlunun itiraz hakkının doğduğunun kabulü gerekir.
Buna göre bölge adliye mahkemesince; alacaklı olduğunu iddia eden davacının takibin devamına yönelik iradesi mevcut bulunduğundan, ödeme emri tebliğ edilmeden yapılan itirazın geçerli olduğu, ayrıca, davalıya ödeme emrinin 07/08/2020 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşılmasına göre, süresinde itiraz edildiğinden itirazın esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine (usulden reddine) karar verilmesi, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
2) Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi, İİK'nın 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı Kanun'un "Sözleşmelerden doğan davalarda yetki" başlıklı 10. maddesinde; sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmış olup, bu sebeple sözleşmeden doğan para borcunun tahsili için başlatılan takipte, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 89. maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir. Yetki itirazının incelemesi neticesi mahkeme yetkili olduğuna karar verirse borçlunun icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazının reddine karar verilecektir. Mahkeme yapmış olduğu inceleme neticesi takip yapılan icra dairesinin yetkili olmadığına kanaat getirir ise “Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığından davanın reddine” karar verecektir (06/10/2004 tarih 2004/19- 410 E., 2004/471 K. sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı)
Somut olayda; davacının, davalılara verdiğini iddia ettiği paranın tahsili amacıyla davalılar aleyhine başlattığı ilamsız icra takibinde, davalıların ayrı ayrı borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini ileri sürerek, işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Davanın dayanağı icra takibine konu para alacağı olup, talep edilen borç TBK'nın 89. maddesi uyarınca götürülecek borçlardandır.
O halde; davacı/alacaklının seçimlik hakkı gereği yerleşim yeri olan Muğla İcra Dairelerinin de yetkili olduğu gözetilerek, icra takibinin yetkili icra dairesinde yapıldığının kabulü ile uyuşmazlığın esastan incelenip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesi kararının davacı ve davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın aynı Kanun'un 373/2 maddesi uyarınca kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 23/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.








Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi