Esas No: 2021/5305
Karar No: 2022/521
Karar Tarihi: 24.01.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/5305 Esas 2022/521 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2021/5305 E. , 2022/521 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan sanık ...'un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89/1, 89/2-b, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.240,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına dair Ankara 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 28/02/2012 tarihli ve 2011/1626 esas, 2012/369 sayılı kararının 22/03/2012 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içinde 04/04/2015 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Kanun’un 89/1, 89/2-b, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.240,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Ankara 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/09/2020 tarihli ve 2020/68 esas, 2020/128 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun'u uyarınca öncelikle bilinen son adrese normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, tebligata 7201 sayılı Kanun'un 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği nazara alındığında,
Somut olayda, sanığın 21/12/2011 tarihli oturumda alınan ifadesinde adresini "Varlık Mah. Yarımca Sk. No:17 İç Kapı No:6 Yenilmahalle/Ankara" olarak bildirdiği, sanığın anılan adres haricinde dosya kapsamında yer alan başkaca bir adresinin mevcut olmadığı ve söz konusu ifadesi haricinde bir daha beyanının alınmadığı, Ankara 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 28/02/2012 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararının sanığın bilinen son ve aynı zamanda mernis adresi olan söz konusu adrese "mernis şerhi" düşülmek suretiyle doğrudan 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edildiği anlaşılmakla, bu adresin aynı zamanda sanığın bildirdiği en son adres olduğu gözetilerek öncelikle bilinen son adres sıfatıyla anılan Kanun'a göre normal tebligat çıkarılması ve bu tebligatın "iade gelmesi halinde" ise bu kez aynı Kanun'un 21/2. maddesine göre tebliğ yapılması gerektiği halde doğrudan mernis adresine tebliğ işlemi yapılması sebebiyle anılan tebliğin usulsüz olduğu, bu durumda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmediği ve denetim süresinin başlamadığı, dolayısıyla denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediği gerekçesiyle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 29/06/2021 gün ve 94660652-105-06-10356-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/09/2021 gün ve 2021/89985 sayılı ihbarnamesi ile ihbar ve dava evrakı daireye tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, mercii tarafından, tebligata, Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, Ankara (Kapatılan) 6. Sulh Ceza Mahkemesince sanığın yokluğunda verilen 28.02.2012 tarih, 2011/1626 esas, 2012/369 sayılı kararıyla sanığın TCK’nın 89/1,89/2-b,62/1,52 maddeleri gereğince verilen 2.240 TL adli para cezasına cezalandırılmasına yönelik mahkumiyet hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair gerekçeli kararın sanığın bildirdiği adresi olan “ Varlık Mah. Yarımca Sk. No:17 İç Kapı No:6 Yenilmahalle/Ankara” adresine mernis şerhli olarak Tebligat Kanunun 21/2 maddesine göre tebliğ edilmesinin usule uygun olmayıp geçersiz olduğu, dolayısıyla mahkemenin 28/02/2012 tarih 2011/1626 esas 2012/369 karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usulünce kesinleştiğinin ve beş yıllık denetim süresinin başladığının kabul olunamayacağı anlaşılmakla; sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediği gerekçesiyle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanamayacağı gözetilmeden, Ankara 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/09/2020 tarihli ve 2020/68 esas, 2020/128 sayılı kararıyla yazılı şekilde hükmün açıklanmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Ankara 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/09/2020 tarihli ve 2020/68 esas, 2020/128 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.