Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2487
Karar No: 2021/1831
Karar Tarihi: 15.12.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2487 Esas 2021/1831 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2487
KARAR NO: 2021/1831
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2018
DOSYA NUMARASI: 2017/1163 Esas - 2018/1323 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; cam kalıbı pazarında faaliyet gösteren müvekkil şirketin, bu ürünleri yerli sermaye ile yurt içinde üreterek, yurtdışına ihra- cını gerçekleştirdiğini, üretimde son derece titiz davranması nedeniyle yurtdışı pazarındaki müşte- rilerine Türkiye markalı ürünlere karşı güven kazandırdığını, bu doğrultuda ihraç ürününde kullanmak amacıyla-talep edilen ölçü ve adetler için yeterli stoğunun mevcut olduğunun bevan edilmesi üzerine- davalıdan "R7141H" kodlu malzemeden yuv. 110* 294 mm karbon ölçülerinde” Grafit Karbon Blok" alımı hususunda mutabakata varıldığını, şirket yetkilisi ...'ın 21/09/2016 tarihli e-posta iletisinde siparişi teyit ettiğini ve işleme aldıklarını müvekkili şirkete bildirdiğini, neticede kurumsal e-postalar yoluyla yapılan teklif ve kabul süreçleri sonucunda, müvekkili şirket nezdinde ticari olarak güvenilir bir profil çizen davalı şirketten adedi 165 €'dan 20 adet ürün satın alındığını, daha sonra mü- vekkil şirketçe söz konusu 20 grafit blokdan 18 adedi kullanılmak suretiyle finisör cam kalıplar üre- tilerek, yurtdışında ikame edilen dava dışı üçüncü şahıs ... isimli Slovenya merkezli şirkete “blowmould insert” ürün ismiyle teklif edildiğini ve ilgili ürünlerin 20/10/2016 tari- hinde de ihraç edildiğini, 08/12/2016 tarihinde, müvekkilinin ihracat yaptığı dava dışı üçüncü şahıs şirketin, müvekkili şirkete gönderdiği bilgilendirme e-postasında "ihraç edilen malzemeler kullanılarak gerçekleştirilen üretimlerde sorunların yaşandığını" belirttiğini ve ilgili malzemelerin kalitesiyle ilgili sertifikaların derhal gönderilmesini talep ettiğini, ayrıca müvekkilinin ihraç ettiği malzemenin kontrolü için, alanında uzman olarak bilinen ve tesadüfen davalı şirketin de distribütörlüğünü yap- makta olan dava dışı Almanya merkezli ... adlı uluslararası şirkete başvur- duğunu ve malzemenin bir numunesini gerekli incelemeler için gönderdiğini, incelemeler sonucunda ilgili ürünün hammaddesinin, talep edilen ... kodlu malzeme olmadığını, aksine ilgili malzemenin muadili olan ...7140IT kod türünde olduğunun belirtildiğini, iki hammaddenin içerik olarak karşılaştırılmasının ayrıntılı olarak açılandığını, yani tarafların mutabık kalmasına rağmen, davalı şir- ketin sipariş edilen ürün yerine başka bir ürünü göndererek açık bir şekilde müvekkilini kandırdığını, sözleşmeden kaynaklanan edimlerini gereği gibi ifa etmediğini, olayların ortaya çıkmasını takiben karşı taraf yanlış hammadde sattığını "yazılı şekilde" açıkça ikrar ettiğini, üstüne üstlük bu durumu trajikomik bir şekilde normalmiş gibi addederek kabullenmelerini beklediğini-asla kabul anlamına gelmemekle birlikte -kendilerine satılan ürün kaliteli olsa dahi davalı şirketten talep edilen kod. Numaralı ürün olmadığını, formülasyonların tamamen farklı olduğunu,üretim sürecinde sorun yaratmasının son derece olağan olduğunu, kaldıki uyuşmazlığın hammaddenin kalitesinden değil başlı başına talep edilen malzemeden farklı bir ürünün gönderilmesinden kaynaklandığını, davalı şirketin neden olduğu ticari fiyasko neticesinde müvekkili şirketin ihracat piyasasında ticari itibar kaybına uğradığını, ekonominin ve ihracaatın zor olduğu bu dönemde, davalının yalancılığı sebebi ile Türk yapımı malların güvenilirliğinin de tartışmaya açıldığını , müvekkilinin onarılamaz bir manevi zarara uğradığını beyanla davacı şirket lehine 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle, davacının iddialarını 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Kişilik Haklarının zedelenmesi" başlığı altında düzenlenen 58. maddesinin ilgili hükmüne dayandırdığını, her ikisi de tacir olan taraflar arasında, TBK.'nun 209. vd. maddeleri ilgili hükümleri anlamında bir "Taşınır Satım Sözleşmesi"nin kurulduğunun ihtilafsız olduğunu, davacının işbu sözleşme kapsamında 23/09/2016 tanzim tarihli "İrsaliyeli Fatura" ile kendisine "ayıplı mal" teslim edildiği iddiasında bulunduğunu, söz konusu "İrsaliyeli Fatura" üzerinde "ürün adı" olarak "110 x294 mm Grafit Blok" ibaresi yer aldığını, fatura kapsamında teslim edilecek ürünün cinsi yönünden ... - ... adı altında herhangi bir ayrım yer almadığını, ekte sunulan uzman görüşünden de anlaşılacağı üzere ... ve ... kodlu özel grafit ürünlerinin cam ürün- lerin imalatı için kalıp yapımında tavsiye edilen ürün olduğunu, ... ve ... kodlu ürünlerin üretici firmadan temin edilen dokümanlarından kullanım alanları ve özellikleri üzerinde yapılan inceleme ve ürünlerin karşılaştırılması sonucunda her iki ürünün de uygulama alanı olarak cam kalıplama için uygun olduğu ve önerildiğinin özellikle görüldüğünü, üretici firma durumundaki ...'dan müvekkil şirkete gönderilen ... imzalı yazıda, bahse konu ürünlerin gerek üretici firma tarafından gerekse de cam ürünleri imalatçıları ile yapılan inceleme sonuçları dikkate alındığında her iki kodlu ürünün de cam kalıplamada kullanılabileceğinin teyit edildiğini, buna ek olarak her iki ürünün tipik özellikleri karşılaştırıldığında, her iki ürünün de aynı ortalama tanecik boyutu, görünür yoğunluk, ortalama gözenek boyutu, esneme mukavemeti, sıkıştırma mukavemeti ve kül değeri' ne sahip olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirketin % 100 yerli sermaye ile kurulmuş , dava konusu edilen "grafit ürünü" alanında 50 yılı aşkın süredir sanayi üretimi ve ihracat yapan ve çok zor piyasa şartlarında bugüne kadar emin adımlarla gelebilmiş bir Anonim Ortaklık olduğunu, bu yapıdaki bir şirket hakkında dava dilekçesinde, maksadını aşan, son derece rencide edici bir dizi ifadelerin kullanıldığını,davalı müvekkilinin gerek piyasa itibarı ve gerekse de şirket tüzel kişiliğine yönelik kişilik haklarının bu suretle zedelenmesi durumunda her tür ve derecedeki yasal haklarını sonuna kadar kullanmak iradesinde olduğunu, dava konusu ürünlerin "İrsaliyeli Fatura" kapsamında 23/09/2016 tarihinde davacı tarafından teslim alındığını, fatura içeriğine "sekiz gün içinde" davacı tarafça herhangi bir itirazda da bulunulmadığını, davacı /alıcının, 23/09/2016 tarihli sevk irsaliyesi ile teslim aldığını bildirdiği 20 adet ürün yönünden "iki ve/veya sekiz günlük" yasal süreler içinde teslim aldığı ürünler üzerinde "muayene ve ihbar külfetini" yerine getirmediğini, kendi beyanına göre 20 grafit karbon bloktan 18 adedini "finisör cam kalıp üretimi"nde kullandığını ve imal ettiği "finisör cam kalıpları" daha sonra dava dışı üçüncü bir kişiye sattığını, bahse konu ürünlerin imalatta kullanıl- masında, kullanılan özel grafitin özelliklerinin yanı sıra kalıp tasarımı ve yüzey işleme kalitesi ve proses parametreleri ( kalıba verilen su miktarı vs.) doğru üretim yapılabilmesi için etkili olduğundan seri üretime geçilmeden önce deneme üretimi yapılarak cam ürünlerin kalitesinin değerlendirilip kontrol edildikten sonra seri üretime geçilmesi gerektiğini, bir Limited Ortaklık olan davacının Türk Ticaret Kanunu'nun 18-(1) ve (2). Fıkraları ilgili hükümleri gereğince ticaretine ait bütün faaliyet- lerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmekle yükümlü olduğunu, davacı/alıcının işbu yükümünü yerine getirmediği gibi R7140H, R7141H kodlu ürünlerin teknik niteliklerini teslim anında gayet iyi bildiğini, davacının müvekkil şirket personelince yürütülen e-posta yazışmalarına farklı anlamlar yüklediğini, 6098 sayılı TBK.'nun 58. Maddesi ilgili hükmü kapsamında; "kişilik haklarının ve ticari itibarının ağır bir şekilde zedelendiği" yönünde hiçbir somut delil getiremediğini, sadece bir dizi soyut nitelemelerde bulunduğunu beyanla davanın reddini savunduğu anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 18/12/2018 tarih ve 2017/1163 Esas - 2018/1323 Karar sayılı kararı ile; " ....Her ne kadar davacı vekili, davalının sipariş verilen ürün yerine başka bir ürün teslim ederek ayıplı ifada bulunduğunu, imalatta kullanılan bu ürünün müşteri şikayetleri nedeniyle müvekkili şirketin ticari itibarını zedelediğinden bahisle manevi tazminat talep etmiş ve yapılan yargılama sonunda davalının davacı tarafa sipariş verilen ... tipi grafit malzeme yerine ... kodlu malzemeye gönderdiği, bu şekilde davalının sözleşmeye aykırı davrandığı ayıplı ifada bulunduğu anlaşılmış ise de ,sadece sözleşmeye aykırılığın manevi tazminat takdiri için yeterle sayılamayacağı, davacının manevi tazminat isteğine temel teşkil eden yurt dışındaki müşterilerinin şikayetlerinin sadece davalı tarafından temin edilen ve kalıp imalatında kullanılan ... kodlu malzemeye bağlanamayacağı, cam üretiminde kullanılan kalıpların maruz kaldığı ortam ve uygulama pratiklerinin çok daha etkili olduğu tespit edilmiş, davacının ne şekilde itibar kaybına ve manevi zarara uğradığına , davalı tarafın sözleşmeye aykırı fiili ile zarar arasında ne şekilde illiyet bağı bulunduğuna dair delil sunulamadığından davanın reddine karar verilmiş,aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " gerekçeleri ile; " 1-DAVANIN REDDİNE, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, ilaveten; Davadaki uyuşmazlığın konusu, sözleşmede kararlaştırılandan farklı bir malın davalı şirket tarafından müvekkili şirkete teslim edilmesi iken, mahkemenin söz konusu uyuşmazlığı "ayıplı mal teslimi" olarak nitelendirilmesi ve buna göre davayı reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca davalı şirketin açıkça hileli ifasının bir sonucu olan hukuka aykırı fiili nedeniyle müşterileri nezdinde ticari itibarı zarar gören müvekkili şirketin zararının ispatlanamadığı ve hukuka aykırı fiil ile manevi zarar arasında illiyet bağı kurulamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, Müvekkili şirketin, davalı şirketten cam kalıp üretmek amacıyla 20 adet ... kodlu grafit karbon blok sipariş ettiğini, davalı şirketten aldığı 20 grafit karbon bloktan 18 tanesini kullanarak üretmiş olduğu cam kalıpların, dava dışı üçüncü şahıs şirket olan Slovenya merkezli ... unvanlı şirkete ihracını gerçekleştirdiğini, kakat ürünleri satın alan dava dışı üçüncü şahıs şirketin ihraç edilen malzemeler kullanılarak gerçekleştirilen üretimlerde sorunların yaşandığını belirlediğini ve bizzat yaptığı araştırmalar sonucunda kullanılan grafit karbonların ... değil ... kodlu hammaddeler olduğunu ortaya çıkardığını, Bunun üzerine davalı şirketle iletişime geçildiğini, davalı şirketin ... kodlu grafit karbon blokların stokta bulunmadığını, bu sebeple ... kodlu malzemelerin gönderildiğini söylediğini, davalı şirket yetkililerinin basiretli bir tacir gibi davranmayarak ve müvekkili şirketi bilgilendirmeksizin ve onay almaksızın ... kodlu ürünlerin yerine ... kodlu ürünleri gönderdiğini, hile ile sözleşmede kararlaştırılandan farklı bir ürün gönderimi söz konusu olup ayıplı mal teslimi ile bir ilgisinin bulunmadığını, mahkemenin yanılgıya düştüğünü, ayıp hükümlerinin uygulanabilmesi için satış sözleşmesine konu ürünün belirtilen nitelikleri arz etmemesi gerektiğini, bu nedenle somut durumda ayıp hükümlerinin uygulanamayacağını, Müvekkil şirketin, davalı şirketin kararlaştırılandan farklı bir ürün gönderdiğini dava dışı üçüncü şahıs şirketten öğrendiğini, müşterisi nezdinde küçük duruma düştüğünü, ticari kaybının yanı sıra ticari itibarının zedelendiğini ve manevi zarara uğradığını, dava dışı üçüncü şahıs şirketin, malzemelerin kalitesine ilişkin sertifikaların derhal gönderilmesini talep ettiğini, müvekkili şirketin dava dışı üçüncü şahıs şirkete yapmış olduğu teklifte davalı şirketin hileli ifasını bilmediğinden ... kodlu malzemenin kullanıldığını bildirdiğini, üçüncü şahıs şirketin, malzemelerin kalite kontrolü için alanında uzman ve tesadüfen davalı şirketin de distribütörlüğünü yapmakta olan dava dışı Almanya merkezli üretici firman ... şirketine başvurduğunu ve malzemeden bir numune gönderdiğini, yapılan araştırmalar sonucunda ürünün hammaddesinin ... kodlu malzeme değil ... kodlu malzeme olduğu ve iki ürün arasında ciddi farklılıkların bulunduğu hususlarının ortaya çıktığını, Ticari hayatta güven ilişkisinin en önemli husus olmakla bilikte şirketlerin de müşterileri nezdinde oluşturdukları güvenin onların ticari itibarlarının en önemli unsuru olduğunu, somut duruma bakıldığında davalı şirketin hileli davranışı neticesinde müvekkili şirketin, ticari ilişki içerisinde bulunduğu dava dışı üçüncü şahıs şirket nezdinde küçük duruma düştüğünü; yıllardır sağladığı güven ilişkisinin zedelendiğini, ki dava dışı üçüncü şahıs şirketin artık müvekkil ile iş yapmadığını, Kabul anlamına gelmemekle birlikte söz konusu malın ayıplı olduğu düşünüldüğünde dahi, üretici Alman firmasının iki ürün arasındaki önemli farklılıkları belirten e- postadan da görülebileceği üzere üretimdeki hatanın sebebinin ... kodlu hammadde olduğunu, e-postasında iki ürün arasındaki farklılıkların neler olduğu ve bu farklılıkların üretimde ciddi sorunlar yaratabileceğinin belirtildiğini, e - postada özellikle ... kodlu ürünün ... kodlu üründen daha iyi su tuttuğunu, kalıbın su tutmasının da bu proses için hayati öneme sahip olduğunun belirtildiğini, fakat hem bilirkişi hem de mahkemenin, üretici firmanın e-postasını değil; davalının almış olduğu mütalaa raporunu esas almasının hukuka aykırı olduğunu, üretimdeki hatanın sebebinin ... kodlu malzeme olup ayıplı olduğunun kabul edildiği ihtimalde de müvekkili şirketin ticari itibarının zedelenmesine neden olan fiilin davalı şirket tarafından gerçekleştirildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, sözleşmede kararlaştırılandan farklı bir ürün tesliminden kaynaklanan manevi zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı tarafça, davalı şirketten cam kalıpların üretiminde kullanılmak üzere "..." kodlu malzemeden 20 adet Grafit Karbon Blok sipariş edildiği, bu sipariş üzerine davalı şirketin davacıya "..." kodlu malzemeyi gönderdiği sabittir. Davacı tarafça, sipariş edilenden farklı ürün gönderilmesi nedeniyle davacı şirketin kendi müşterisi nezdinde ticari itibarının sarsıldığı ileri sürülerek manevi tazminat talep edilmektedir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davacı tarafça sipariş edilen üründen farklı bir ürün teslim edilmiş ise de, mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacının yurt dışındaki müşterisinin şikayetinin, sadece davalı tarafından temin edilen ve kalıp imalatında kullanılan ... kodlu malzemeye bağlanamayacağı, cam üretiminde kullanılan kalıpların maruz kaldığı ortam ve uygulama pratiklerinin çok daha etkili olduğunun tespit edildiği, ayrıca sadece sözleşmeye aykırılık manevi tazminat için yeterli olmayıp, dosya kapsamı ile davacının, farklı ürün gönderimi nedeniyle ticari itibarının sarsıldığını ve zararını ispatlayamadığı, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davalı vekilinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere 15/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi