Esas No: 2019/2461
Karar No: 2021/1827
Karar Tarihi: 15.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2461 Esas 2021/1827 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2461
KARAR NO: 2021/1827
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2018
DOSYA NUMARASI: 2016/249 Esas - 2018/414 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından borçlu .. Ltd Şti'ne taksitli ticari kredi, ticari kredili mevduat, nakdi krediler, şirket kredi kartı ve ihtarname noter masrafından kaynaklanan borcun vadesinde ödenmemesi sebebiyle İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlattığını, davalıların itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek, davalıların itirazın iptaliyle takibin devamına, davalı hakkında %20 den az olmayacak miktarda icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça davaya cevap verilmediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 29/03/2018 tarih ve 2016/249 Esas - 2018/414 Karar sayılı kararı ile; " ...Davalıların temerrüdü yönünden yapılan incelemede davacının davalılara Üsküdar ... Noterliğinin 12/06/2015 tarih ... yevmiye nolu ihtarname keşide edilerek hesabın kat edildiği, ödenmesi için ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren 24 saat süre verildiği, borçlu ...' e 19/06/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı kefile ihtarın tebliğ edilemediği, bu nedenle kefilin temerrüdünün TTK 7/2 maddesi uyarınca takip tarihi olan 17/09/2015 tarihi itibariyle oluştuğu Mahkememizin kabulündedir. 21/06/2015 tarihinde davalı asıl borçlu temerrüde düşmüştür. Davacı bankanın isteyebileceği akti faiz oranı, Merkez Bankasında belirlenen azami faiz oranı olan %30,24 tür. Davacı bankanın TCMB uygulayacağını bildirdiği en yüksek faiz oranına ilişkin dosyaya sunulan 27/03/2014 tarihli evrak ve resmi raporda en yüksek faiz oranının %50 olarak belirlendiği, bu oranın %100 fazlasının yüzde yüze tekabül ettiği, davacının %100 oranında temerrüd faizi talep edebileceği anlaşılmıştır. Kefil 1.000.000 TL limitli olarak GKS' ye asıl borçlu lehine kefil olmuştur. Tespit edilen borç miktarı limitin altındadır. İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası, dosya içeriğine uygun ve hüküm kurmaya yeterli olan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamında; Taraflar arasında imzalanan GKS' de uygulanacak azami faiz oranlarına ilişkin faiz bildiriminde TL ye uygulamaya yetkili olduğu en yüksek faiz oranının %50 olduğu ve bu oranının %50 fazlasının %100' e tekabül ettiği, davacı bankanın takip talebinde kat tarihinin temerrüt tarihine kadar %30,24 akdi faiz talep ettiği, sözleşmeye göre akdi faiz talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla davacının kullanılan kredilerden dolayı asıl alacak + akdi faiz + takip tarihe kadar işlemiş olan temerrüt faizi toplam davalı kefil ... için asıl alacak ve tespit edilen 29.430,49 TL işlemiş faiz; davalı ... Ltd Şti için asıl alacak ve 154.021,70 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, ihtiyaç kredisi için yıllık %100, rotatif kredi için yıllık %100, kredili mevduat için yıllık %30.24, şirket kredi kartı için yıllık %30.24, takip tarihinden itibaren asıl alacağa faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın likit ve hesaplanabilir olması nedeniyle davacının asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatı talep edebileceği mahkememizce kabul edilerek asıl alacak üzerinden ve hükümaltına alınan en yüksek alacak miktarı üzerinden hesaplanan 30.804,34 TL icra inkar tazminatının 5.886,09 TL sinin her iki davalıdan; bakiye kısmının davalı ... Ltd ŞTİ' den tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " gerekçesi ile; " 1-Davanın kısmen kabulüyle; davalıların İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... takip sayılı dosyasında yapmış oldukları kısmi itirazın kısmen iptali ile takibin davalı müteselsil kefil ... için asıl alacak ve tespit edilen 29.430,49 TL işlemiş faiz; davalı ... Ltd Şti için asıl alacak ve 154.021,70 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, ihtiyaç kredisi için yıllık %100, rotatif kredi için yıllık %100, kredili mevduat için yıllık %30.24, şirket kredi kartı için yıllık %30.24, takip tarihinden itibaren asıl alacağa faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Hükümaltına alınan en yüksek alacak miktarı üzerinden hesaplanan 30.804,34 TL icra inkar tazminatının 5.886,09 TL sinin her iki davalıdan; bakiye kısmının davalı ... Ltd ŞTİ' den tahsili ile davacıya verilmesine, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece, her iki borçlu için de asıl alacaklarının tamamının kabul edilerek, işlemiş faiz tutarı ve faiz oranı hususunda kısmen kabul kısmen ret kararı verildiğini, Kararın gerekçesi incelendiğinde 19.07.2017 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, bilirkişi raporunda ise, ... için gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilmemiş olması nedeniyle temerrüdün ihtarname tebligat tarihi ile değil, icra takip tarihi ile başlayacağının kabul edildiğini ve bu tarih itibariyle temerrüt faizinden sorumlu olacağı hususlarının belirtildiğini ve takip tarihine kadar sadece akdi faiz uygulandığını, Bilirkişi raporunda yer alan bu hususa karşı 07.08.2017 tarihli dilekçeleri ile itiraz ettiklerini, ancak yerel mahkeme tarafından bu yöndeki itirazları dikkate alınmaksızın karar verildiğini, müvekkili bankanın borçlunun eldeki adresine hesap kat ihtarını tebliğe çıkardığını, ihtarnamenin 18.06.2015 tarihinde adresine ulaştığını, ancak alıcının adresten ayrılması nedeniyle merciine iade edildiğini, davalı tarafça müvekkili bankaya bildirilen başka bir adres olmaması nedeniyle de yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olduğunun kabulü gerektiğini, Taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesinin 28. maddesi gözetilerek ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/9214 E. – 2016/9176 K. Sayılı Kararında da belirtildiği üzere davalı ...’un temerrüde düştüğü tarihin, ihtarnamenin adrese ulaştığı 18.06.2015 tarihine verilen 24 saatlik sürenin geçilmesinden sonraki tarih olan 20.06.2015 tarihi olduğunu, bu husustaki itirazları dikkate alınmadan oluşturulmuş olan hükmün kabulünün mümkün olmadığını, aynı zamanda borçlu şirket açısından da işlemiş faiz alacağının eksik hesaplandığını, bu hususta da yeniden bilirkişi raporu alınması gerekirken dosyanın mevcut rapor ile hükme bağlanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece, takip taleplerinden farklı olarak Kredili Mevduat Hesabı için yıllık %30,24, şirket kredi kartı için yıllık %30,24 oranında faiz işletilmesine karar verildiğini, oran değişikliklerinin, takip öncesi işlemiş faize de etki ettiği gibi, takip sonrası alacaklarını da etkileyecek bir hüküm olduğunu, oysa söz konusu faiz oranlarının taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmeye uygun şekilde belirlenmiş faiz oranları olduğunu, Taraflar arasında akdedilen sözleşmede borcun vadesinde ödenmemesi durumunda hangi faiz oranının uygulanacağının açıkça belirtildiğini ve davalı tarafından ıslak imza ile imzalandığını, bu nedenle faize yapılan itirazın yerinde olmayıp reddi gerektiğini, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 14.5.2014 Tarihli, 2014/4748 E. 2014/9130 K. Sayılı Kararı- Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 24.4.2014 Tarihli, 2014/4941 E. 2014/7928 K. Sayılı Kararı ) Usul ve yasaya uygun şekilde taraflar arasında imzalanmış olan genel kredi sözleşmesine uygun olarak belirlenmiş olan faiz oranlarının, talep ettikleri oranlardan daha düşük bir oranda belirlenmiş olmasının kabul edilemeyeceğini, bu yönde itirazları doğrultusunda yeniden inceleme ve hesaplama yapılması gerektiğini, gerek işlemiş faiz hususunda gerekse de faiz oranları hususunda verilmiş olan kararın açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının, reddedilen talepleri yönünden kararın kaldırılmasına, davanın tamamı hakkında kabul kararı verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan krediler, şirket kredi kartı ve kredili mevduat hesabından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı banka ile davalı şirket arasında 1.000.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında davalı şirketin ihtiyaç kredisi, rotatif kredi, kredili mevduat hesabı ve ticari kredi kartı kullandığı, davalı ...’un GKS.'ni müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kefalet limitinin 1.000.000,00.TL olduğu, borcun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından hesabın kat edilerek, asıl borçlu ve kefillere ihtarname keşide edildiği, ihtarnamede verilen 24 saatlik ödeme süresi içerisinde ödeme yapılmaması üzerine işbu davaya dayanak icra takibinin başlatıldığı görülmektedir. Davalı tarafça icra takip dosyasına ibraz edilen itiraz dilekçesinde; işletilmiş faize, faiz oranına, işletilmiş temerrüt faizine ve temerrüt faiz oranına itiraz edilmiş, asıl alacağa itiraz edilmemiştir. Mahkemece banka defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak tanzim edilen bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin temerrüt faizi ve diğer mali yükümlülükler başlıklı 22. maddesinde "Müşteri muaccel olan veya muaccel sayılan kredi borcuna temerrüt faizi uygulanacağını temerrüt faizinin ise sözleşmede farklı bir oran belirtilmediği sürece kredi borcunun muaccel olduğu tarihte cari olan bankanın TCMB'na uygulayacağını bildirdiği en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın %100'ünün ilavesi ile bulunacak oran üzerinden hesaplanacak oran olduğunu, ödeyeceğini bu faizlerin yanında fon vergi harç ve benzeri mevzuat veya sözleşme gereğince ödenmesi gereken diğer mali yükümlülüklerinin mevzuat değişikliğiyle sonradan getirilecek her türlü vergi ve yükümlülüklerini yasal takip giderleri vekalet ücreti vs her türlü mali külfetlerini de ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder." hükmünün yer aldığı, bilirkişi raporunda davacı bankanın TCMB'na uygulayacağını bildirdiği en yüksek kredi faiz oranının %50 olarak belirlendiği, bu oranın %100 fazlasının %100' tekabül ettiği tespit edilerek, ihtiyaç kredisi ve Rotatif kredi alacağını ilişkin %100 temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplama yapılmış ve bu oran üzerinden hüküm kurulmuştur. Kredili mevduat hesabı alacağı ve kredi kartı alacağına ilişkin ise bilirkişi raporunda; taraflar arasında imzalanan sözleşme hükmüne karşın 01.03.2006 tarihli 26095 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5464 sayılı Banka Kredi Kartları Kanunu'nun 26. maddesi "TCMB azami akdi ve gecikme faiz oranlarını tespit etmeye yetkilidir ve belirlediği bu oranları üç ayda bir açıklar" hükmüne göre, kredi kartına uygulanacak sözleşme faizinin Merkez Bankası tarafından belirlenecek oranların üzerinde olmayacağının hüküm altına alınması nedeniyle takip tarihi olan 17.09.2015 tarihine kadar Merkez Bankası’nca belirlenen azami faiz oranının %30.24 olduğu kabulüyle, %30.24 oran üzerinden faiz hesabı yapıldığı, mahkemece de takip tarihinden sonrası için kredili mevduat hesabı alacağı ve kredi kartı alacağına %30.24 oranında faiz işletilmesine karar verildiği görülmektedir. Ticari kredi kartı ve kredili mevduat hesabı alacağı yönünden, 5464 Sayılı Yasa'nın yukarıda belirtilen 26. maddesi uyarınca TCMB tarafından kredi kartları için belirlenen azami akdi ve temerrüt faiz oranlarının uygulanması gerekmekle, mahkemece 26. maddedeki faiz sınırlamasına riayet edilmek suretiyle hüküm kurulması usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin işlemiş faizin eksik hesaplandığı ve faiz oranının hatalı belirlendiği yönündeki istinaf sebebi yerinde değildir. Davacı vekili, davalı ...'un temmerrüt tarihinin kat ihtar tarihi esas alınarak temerrüt faizi hesaplanması gerektiğini ileri sürmektedir. Kefilin sorumluluğu kendi temerrütü ile sınırlıdır. Kefil temerrüde düşürülmediği sürece temerrüt faizlerinden sorumlu tutulamaz. Davalı ..., dava konusu genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzalamıştır. Davalıya gönderilen hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edilemediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. İ.İ.K'nun 4949 sayılı Yasa ile değişik 68/b maddesinin son cümlesi hükmü, kredi borçlusu yönünden uygulanabilir ise de kefil bakımından uygulama yeri bulunmamaktadır. (Yargıtay 19. HD'nin 2015/12974 E- 2016/4207 K sayılı kararı) Dolayısıyla davalı ... takipten önce temerrüde düşürülmediğinden, takip tarihine kadar temerrüt faizi istenemeyeceği, temerrüdün icra takibinden itibaren başladığı gözetilerek yapılan faiz hesabı usul ve yasaya uygundur. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere 15/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.