Hukuk Genel Kurulu 2017/192 E. , 2017/286 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki "işçilik alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karşıyaka 1. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.06.2015 gün ve 2011/636 E. 2015/199 K.sayılı kararının incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 26.11.2015 gün ve 2015/36718 E. 2015/23459 K. sayılı kararı ile,
“….1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, davalı ... ile davacının kayden işvereni olarak görülen Kent...A.Ş. şirketi arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olduğunun taraflar arasındaki işe iade davası ile belirlendiğini, davacının işe iade davası sonrası başvurusuna rağmen tekrar işe başlatılmadığını, muvazaalı işlem sonucu davacı ve arkadaşlarının düşük ücretle çalıştırıldıklarını ileri sürerek bazı işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili,davacının davalı ... işçisi olmadığını, Kent ... A.Ş. işçisi olduğunu, herhangi bir alacağı bulunmadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava 1086 sayılı HUMK"nun yürürlükte olduğu dönemde kısmi dava olarak açılmış olup bu tamamlanmış bir usuli işlemdir. Bu noktadan sonra davanın devamı sırasında yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nun 107. maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak ıslah edilmesi mümkün bulunmadığından bu yöndeki isteme sonuç bağlanamaz. Davacının davasını belirsiz alacak davası olarak ıslahının mümkün olmadığının kabulü karşısında da davacı vekilinin daha sonra verdiği bedel arttırım dilekçesi yeni bir ıslah dilekçesi niteliğini taşımakta olup aynı davada birden fazla ıslah yapılamayacağı gözden kaçırılarak usulsüz ıslaha değer verilerek miktarı artırılmış alacakların tahsiline karar verilmiş olması bozma nedenidir.
3-Davacı işçinin fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatlamalıdır.İşçinin imzasını taşıyan bordroların sahteliği ortaya konmadıkça bu bordrolardaki fazla çalışma karşılığının ödendiği kabul edilir.İşyerine giriş çıkış kayıtları vb. belgeler fazla çalışmayı ispat vasıtasıdır.Yazılı belge bulunmaması halinde ise tanık anlatımlarına göre değerlendirme yapılması gerekir.
Bordrolardaki imzanın davacıya ait olduğunun anlaşılması halinde ilgili bordronun kapsadığı ay ile ilgili davacının fazla çalışma ücretini aldığı kabul edilmelidir.Eğer bordrolar ihtirazi kayıt konulmak suretiyle imzalanmışsa bordroda belirtilenden daha fazla süre ile çalıştığını davacı taraf her türlü delil ile ispatlayabilir.
Dosya kapsamı ve daha önceki tarihlerde temyiz incelemesine tabi tutulan benzer mahiyetteki dosyalar nazara alındığında; fazla çalışma,ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücreti talepleri bakımından; farklı mahkemelerce farklı kararlar verildiği, bir kısım Mahkemelerin işyeri kayıtları, benzer nitelikte davası olan işçilerin birbirlerine tanıklık yapmış olmaları vb. gerekçelerle taleplerin reddine karar verilirken, bir kısım Mahkemece davacı tanık anlatımlarına atıfla anılan taleplerin kabulüne karar verildiği tespit edilmiştir. Dosya kapsamları göz önünde tutulduğunda, Dairemizde işyerindeki çalışma sisteminin kayıt altına alındığı izlenimi doğmuş ancak Mahkemelerce meydana getirilen uygulama farklılıkları sebebiyle işyerinin genel çalışma düzeni hakkında tereddüt hasıl olmuştur. Bu nedenle Mahkemece benzer mahiyette dava dosyaları bulunan işçiler ve bu işçilerin vasıfları nazara alınarak, gerektiğinde yerinde tüm işyeri kayıtları inceletilmek suretiyle, yapılan işin niteliği, işçi sayısı gibi unsurlar göz önüne alınıp vardiyalı çalışma sisteminin bulunup bulunmadığı varsa kayıtların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, hafta tatili ve genel tatillerde çalışma yapılıp yapılmadığı gibi hususların araştırılıp açıklığa kavuşturulduktan sonra işyerinde çalışan tüm işçilerin aynı anda işten çıkartıldıkları da dikkate alınarak ve tanık beyanları da buna göre değerlendirilerek, davacının olağan dışı fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili çalışması yapıp yapmadığı, ödeme yapılan aylar olup olmadığı varsa ödeme yapılan ayların dışlanması gerektiği göz önüne alınarak bir sonuca ulaşmak gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır...”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmiş, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece bozma kararına uyulmak suretiyle bir karar verilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü:
Dava işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine yukarıda başlıkta belirtilen karar ile bozulmuştur.
Bozma üzerine 09.03.2016 günlü celsede açıkça bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda hüküm kurulmuş, temyiz istemi üzerine dosya Özel Daire tarafından yerel mahkemece bozma ilamına uyduğu halde bozma kararının iki numaralı bendine uygun davranılmamasının eylemli direnme olduğu belirtilmek suretiyle Hukuk Genel Kurulu’na gönderilmiştir.
Somut olayda; açıkça bozma ilamına uyulmuş ve uyma hususu gerekçeli kararda da vurgulanmış, bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiştir. Bu durumda ortada varlığından söz edilebilecek bir direnme kararı bulunmadığı açıktır.
Bu nedenle dosya, temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklandığı üzere, temyiz isteminin incelenmesi için dosyanın 22. HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 15.02.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.