Esas No: 2021/2863
Karar No: 2022/493
Karar Tarihi: 24.01.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/2863 Esas 2022/493 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2021/2863 E. , 2022/493 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/168 esas 2008/76 karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan 14.07.2003-14.10.2003 tarihleri arasında 92 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 28.04.2008 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanunda öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu,
Davacının 9.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 918,00 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine Dairemizce yapılan incelemede, tazminat talebinin dayanağı olan ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.03.2008 tarih, 2003/168 esas 2008/76 sayılı kararıyla davacı hakkında üzerine atılı suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçundan beraat kararı verildiği, beraat kararının 27.04.2008 tarihinde kesinleştiği, davacının ceza yargılaması aşamasında müdafinin bulunmadığı ancak daha sonradan davacının bilgisi dahilinde Av. Rafet Kırkoyun tarafından ... 6. Ağır Ceza Mahkemesine verildiği anlaşılan 06.07.2010 tarihli dilekçe üzerine mahkemenin 22.07.2010 tarihli cevabi yazısı ile beraat kararının 27.04.2008 tarihinde kesinleştiğinin avukata bildirildiği ve kesinleşme şerhli beraat kararının suretinin cevabi yazıya eklendiği, davanın ise 03.12.2010 tarihinde davacı tarafından açıldığı ve dava dilekçesi ekinde mahkemenin avukata gönderdiği cevabi yazı ile kesinleşme şerhli beraat kararının suretinin de bulunduğu dikkate alınarak, davanın 466 sayılı Kanunun 2/1. maddesinde öngörülen 3 aylık sürede açılıp açılmadığının tespit edilmesi bakımından, ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/168 esas 2008/76 karar sayılı ceza dava dosyası celp edilip incelenerek dosya içerisinde bahse konu cevabi yazının avukata tebliğe çıkartıldığına ilişkin herhangi bir evrak ve posta barkod numarası bulunup bulunmadığı ayrıca davacının ya da avukatın beraat kararının kesinleştiğini başka bir şekilde öğrenip öğrenmediğinin belirlenmesi ile mahkemeye müzekkere yazılarak 22.07.2010 tarihli cevabi yazının avukata tebliği için hangi tarihte postaya verildiğinin ve posta barkod numarasının posta gönderi listeleri fiziken incelenerek ve sistem üzerinden de sıkı şekilde araştırılıp tespiti istenerek bu hususların sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile davanın, tutuklama işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte olmayan 5271 sayılı CMK'nın 142/1. maddesinde öngörülen sürede açıldığından bahisle yazılı şekilde karar verilmesi, gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 918,00 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedildiği anlaşılmakla;
Gerekçeli karar başlığında "466 sayılı Kanun gereğince tazminat" olan dava türünün "haksız tutuklamadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat" olarak yazılması, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir. Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Davacının 14.07.2003-14.10.2003 tarihleri arasında tutuklu kaldığı süreye ilişkin olarak tazminat talebinde bulunulduğu dikkate alınarak, belirtilen tarih aralığına ilişkin olarak 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplama yapılarak 677,97 TL’nin maddi tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, brüt asgari ücret üzerinden hesaplanan hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alınması suretiyle maddi tazminatın fazla tayini,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde bulunan maddi tazminat miktarının 677,97 TL'ye indirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.01.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.