Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3737
Karar No: 2014/5469
Karar Tarihi: 10.04.2014

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/3737 Esas 2014/5469 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/3737 E.  ,  2014/5469 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Edirne 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 03/12/2012
    NUMARASI : 2012/116-2012/447

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın müvekkiline çarpması sonucu yaralanmasına neden olduğunu belirterek 500,00.-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, ayrıca kendisi için 30.000,00.-TL, eşi için 10.000,00.-TL, oğlu için 10.000,00.-TL olmak üzere toplam 50.000,00.-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.
    Davalı H.. A.. vekili, gerçek zarardan, kusur oranında poliçe limiti ile sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı A. A. A. vekili, kazada kusurun kendilerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı sürücünün % 100 kusurlu olduğu kabul edilerek, davanın kısmen kabul kısmen reddiyle, maddi tazminat istemlerinin feragat neden ile reddine, davacı M. N. ve G. C. yönünden manevi tazminat istemlerinin reddine, davalı F.. A.. yönünden açılan davanın reddine, davacı Z. H. için 3.000,00.-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı A.. A.."dan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2-Dava Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince çalışma gücünün kaybı nedeniyle maddi ve BK m. 47 gereğince (TBK m. 56) manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Borçlar Kanunu"nun 47. maddesinde düzenlenen “Hakim, hususi halleri nazara alarak cismani zarara düçar olan kimseye yahut adam öldüğü takdirde ölünün ailesine manevi zarar namiyle adalete muvafık tazminat verilmesine karar verebilir” hükmünden de anlaşılacağı üzere cismani zarara uğrayan kimseye manevi tazminat verilebilecektir. BK"nın 47. maddesinin anlatım ve amacı itibariyle zarar görenin ancak ölümü halinde yakınlarına manevi tazminat ödenmesi öngörülmektedir.
    Bununla birlikte genel bir nitelik taşıyan BK"nın 49. maddesi kişilik haklarına saldırı halinde manevi tazminat hükmedilmesini hüküm altına almıştır. BK 49. maddesinde “Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir”. Maddede belirtilen kişilik haklarına, kişinin yaşamı, sağlığı, beden ve ruhsal bütünlüğü gibi varlıkların tümü girmektedir. Kişilik hakları, kişinin yaşamı, sağlığı, vücut ve ruh bütünlüğü ile toplum içindeki yerini koruyan haklar olduğu ve bunların fiziki, duygusal ve sosyal kişilik değerleri içerdiği gözetildiğinde, yakınların yaralanmasının, duygusal değerlere saldırı kapsamı içine girip girmediği konusu üzerinde durulmak gerekir. Duygusal kişilik değerler, kişinin toplum içindeki yeri, birlikte yaşadığı ailesi ve yakınlarının değer alanı içine giren haklardır. Bu haklar, kişinin bizzat şahsına bağlı olmayıp özellikle aile hukuku içinde yer alan değerlerdir. Bu bağlamda BK"nın 49. maddesindeki düzenleme itibariyle, kişinin bizzat değilde, yakınlarının (karı-koca, ana-baba ve çocukları) ağır yaralanması gibi somut olayın kendisine özgü
    Ağırlığının ve özelliğinin zorunlu kıldığı olguların ortaya çıkıp kanıtlanması halinde duygusal değerlerin ihlal edildiği ve bozulduğu böylece Aile Birliği içinde korunması gereken gönül bağlılığının zarar gördüğünün kabulü gerekir.
    Doktrinde ve yerleşik içtihatlarda da belirtildiği gibi cismani zarar kavramına ruhi bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin de girdiği, bir kimsenin cismani zarara maruz kalması sonucunda onun eşi, ana-babası veya çocukları gibi çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle hukuken korunan ruhi ve asabi sağlık bütünlüğü ağır bir şekilde haleldar olmuşsa bu durumda yansıma yolu ile değil doğrudan doğruya zarara maruz kalmasının söz konusu olduğu ve manevi tazminat isteyebileceği kabul edilmiştir (YHGK., 2010/4-77 Esas, 2010/82 Karar; YHGK., 26.04.1995 tarih, 1995/11-122 Esas, 1995/430 Karar).
    Somut olaya gelince, davacı Zarife, geçirdiği trafik kazası sonucu dosya kapsamında yer alan değişik tarihli Özürlü Sağlık Kurulu Raporlarına göre sürekli çalışma gücü kaybına neden olacak nitelikte yaralandığı anlaşılmaktadır. Gerek BK 47. maddedeki cismani zarar kavramından, gerekse BK 49. maddedeki kişilik hakları kavramından yola çıkıldığında tüm bu olayların eş M.N. ve çocuğu G. C."in de manevi zarar doğuracağı açık olduğundan davacı eş ve çocuğa da bir miktar manevi tazminata hak kazanacaktır. Bu nedenle davacı M. N.ve G. C."in manevi tazminat isteminin reddi doğru olmamıştır.
    3-Ayrıca BK"nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Dosya kapsamından, davacı Z. H."nin kaza nedeniyle sol omuz kırığı, sol tibia kırığı, sağ ayak bileği kırıklı çıkık, yürüyüş bozukluğu oluştuğu, kaza sonucunda vücut fonksiyonlarında değişik tarihli özürlü sağlık kurulu raporlarına göre sürekli çalışma gücü kaybı oluştuğu anlaşılmaktadır. O halde, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen yaralanan Z. H. için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, açıklanan dosya kapsamına uygun düşmeyen miktarda manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2 ve 3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 10.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi