Esas No: 2019/2703
Karar No: 2021/1822
Karar Tarihi: 15.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2703 Esas 2021/1822 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2703 Esas
KARAR NO: 2021/1822 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/07/2019
NUMARASI: 2017/765 Esas 2019/696 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı şirket arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, diğer davalı ...'nın müteselsil sıfatıyla imzaladığını, borçların ödenmemesi üzerine BEYOĞLU ... Noteriiği'nin 12 MAYIS 2017 tarih ve ... yev. No.lu ihtarnamesi gönderildiğini, sonuç alınamaması üzerine İSTANBUL ... İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'nün ... E. Sayılı dosyası ile 28.881,30 TL. talep edildiğini, davalıların itirazı ile takibin durduğunu, davalıların icra dosyasına yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu beyanla davalı borçluların icra dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile TAKİBİN devamına, İtirazın haksız kötü niyetli olması nedeniyle itiraz olunan kısım üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, 21.370,00 TL. ÇEK taahhüt tutarının, Çek kanunu gereğince İADE edilmeyen çek yaprağı sorumluluğu kapsamında nakden DEPO edilmesine, bu çek DEPO talebinden icra takip talebinde de belirtildiği üzere yalnızca davalı ... LTD. ŞTİ. nin soumlu tutulmasına, yargılama giderleri ve vekalet Ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, Kredi karşılığı açılan hesaba bağlı çek koçanlarını kullanmadıkları için borçlu olduklarının söylenemeyeceğini, talep edilen parasal değerin borçlusu olmadıklarını, kredi kullanılmadığından temerrüdün de olamayacağını, faiz talebinde bulunulmasının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyası ile 28.881,30 TL. paranın talep edilmesi iyi niyete dayalı bir talep olmadığı için, davacı bankanın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 18/07/2019 tarih ve 2017/765 Esas - 2019/696 Karar sayılı kararında; "...İddia, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; davacı ile davalı asıl borçlu ... Ltd. Şti.arasında 30/01/2008 tarihli ve 100.000,00-TL limitli genel kredi sözleşmesi ve 01/04/2013 tarihli limitsiz çek taahhütnamesi akdedilmiş olduğu, davalı kefil ...'nın genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kefalet limitinin 100.000,00-TL olduğu, genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı asıl borçluya Kredili mevcudat hesabı ve kredi kartı kullandırıldığı, davalının borcunu ödememesi nedeniyle hesabın 12/05/2017 tarihinde kat ediliği, kat ihtarının davalı asıl borçlunu sözleşmedeki adresine tebliğe çıkarıldığı, ancak 13/05/2017 tarihinde iade edilmiş olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 13.maddesi uyarınca, tebligatın iade olduğu adresin kanuni adres olduğu ve bu adrese ulaşan ihtarnamenin tebliğ edilmiş sayılacağı, buna göre davalı asıl borçlunun 16/05/2017 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, davalı kefile tebligat yapıladığı; ancak sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 490/1 maddesi uyarınca kefilin, borcun aslı ile beraber borçlunun kusur veya temerrüdünün kanuni neticelerinden de sorumlu olduğu, davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalı asıl borçludan, 7.247,72 TL asıl alacak, 251,03 TL asıl alacağın işlemiş faizi, 12,55 TL BSMV olmak üzere toplam; 7.511,30 TL nakdi alacağının bulunduğu, takibin asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren işletilecek %24,24 oranında temerrüt faizi ile birlikte devam etmesi gerektiği tespit edilmiştir. Davacı banka tarafından genel kredi sözleşmesi ve çek taahhüdü kapsamında davalı asıl borçluya toplam 60 adet çek yaprağı teslim edilmiş olduğu, davacı bankanın bu çeklerden 16 adedinin bankaya iade edilmedikleri ve depo bedellerini de ödenmediklerinden bahisla takibe girişildiği, buna karşılık bu çek yapraklarından ... ve ... seri numaralı iki adet çek yaprağı yönünden, 3167 Sayılı Çek Kanunu döneminde bastırıldıkları, 5941 Sayılı Çek Kanunun geçici 3.maddesi uyarınca 30/06/2018 tarihine kadar ibraz edilmedikleri anlaşılan bu çekler için bankanın bankanın sorumluluk bedeli ödeme yükümlüğünün ortadan kalktığı, davalı asıl borçlu tarafından davacı bankaya iade edilmedikleri gibi sorumluluk tutarı da depo edilmeyen ..., ..., ..., ..., ..., ... seri numaralı altı adet çek yaprağı bulunduğu, her bir çek yaprağı için depo bedeli 1.410,00-TL olduğundan, davalı asıl borçlunun 8460,00-TL gayrı nakdi sorumluluğunun bulunduğu, davalı kefilin çek taahhütnamesinde imzasının bulunmadığı, genel kredi sözleşmesinde ise kefilin gayrınakdi çek depo bedellerinden sorumlu olduğunun açıkça kararlaştırılmadığı, dolayısıyla kefil ...'nın çek depo bedellerinden sorumluluğunun bulunmadığı hususları mahkememizce sabit görülmekle, nakdi alacak talebi yönünden davanın kabulüne, gayrınakdi alacak talebi yönünden, davalı asıl borçluya karşı açılan davanın kısmen kabulüne, davalı ...'ya karşı açılan davanın ise reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiş, nakdi alacak likit olduğundan davalılar aleyhine %20 oranında inkar tazminatına hükmedilmiştir. ..."gerekçesi ile, Nakdi alacak talebi yönünden davanın KABULÜ ile; İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yapılan itirazın (tahsilde tekerrür olmamak üzere); 7.247,72-TL asıl alacak,251,03-TL işlemiş faiz, 12,55-TL BSMV olmak üzere toplam. 7.511,30-TL alacak yönünden İPTALİ ile, takibin; asıl alacak olan7.247,72-TL ye takip tarihinden itibaren yıllık %24,24 oranında işletilecek temerrüt faizi ile birlikte DEVAMINA, Nakdi alacak yönünden alacak tutarı olan 7.511,30-TL nin % 20 si oranında 1.502,26-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 2- Gayri nakdi alacak talebi yönünden; Davalı kefil ...'ya yönelik davanın Reddine, Davalı ... Ltd Şti yönünden davanın kısmen kabulü ile bu davalı tarafından yapılan itirazın 8.460,00-TL gayri nakdi alacak yönünden iptaline, takibin takipteki diğer koşullarla devamına, karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkilleri aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, açılmış olan icra takibine süresinde itiraz edilerek takip durdurulduğu akabinde davacı tarafından itirazın iptali davası açıldığını, Alacaklı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile banka arasında Genel kredi sözleşmesinin yapıldığı diğer müvekkili olan ...nın ise sözleşmeyi Müteselsil Kefil sıfatıyla dahil olduğunu, müvekkili şirkete çek hesabına bağlı olarak çek koçanları tahsis edildiği ve bunların kullanıldığı bu nedenle de İstanbul ... İcra Müdürlüğü ... E. sayılı dosyası ile 28.881,30-TL çek sorumluluk bedeli talep ettiğini, Çek sorumluluk bedelinin takip ve davaya konu edilmesi hukuka aykırı olup, yerel mahkemenin davanın reddi kararı vermesi gerektiğini, zira, çek sorumluluk bedeli adı altında talep edilen miktar, henüz doğmamış, doğup doğmayacağı muallak olan bir borca ilişkin olduğunu, davacı banka rizikoya istinaden, davalı müvekkillerinden haksız bir kazanç sağlamaya çalıştığını, nitekim davalı müvekkilleri tarafından 8 adet çekin davacı bankaya iade edildiği, 2 adet çekin ise, yasa gereği 30.06.2018 tarihinde zamanaşımı nedeniyle, bankadan talep edilemeyeceğini, görüleceği üzere 14 çekten 10 tanesi ile ilgili riziko gerçekleşmemiş, bankanın çek yapraklarından dolayı sorumlu olmayacağını, Hal böyle iken, likit olmayan hatta doğmuş / doğacak bir alacak olup, olmadığı dahi belli olmayan çek bedellerine ilişkin takip açılması, haksız menfaat sağlamaya yönelik olduğunu, Çek yaprağı sorumluluk bedeli, davacı bankanın, KENDİSİNE BAŞVURULMASI HALİNDE, ödemekle sorumlu olduğu miktar olup, takip ve davaya konu çeklerin 10 adeti müvekkil tarafından bankaya iade edilmiş olup, davacı bankanın taleplerinin haksız olduğunu, zira ... Bankası tarafından düzenlenmiş 24.08.2017 tarihli çek yaprak durumu listesinde yer alan; ... çek nolu, ... çek nolu, ... çek nolu, ... çek nolu, ... çek nolu, ... çek nolu, ... çek nolu, ... çek nolu, ... çek nolu, ·8036939 çek nolu çekler müvekkili tarafından bankaya iade edildiğini, Bankaya iade edilen işbu çeklerle ilgili, banka sorumluluk bedeli ödemek zorunda kalmayacağını, sorumlu olmadığı ve ödemeyeceği de iade nedeniyle sabit olan çeklerle ilgili, davacı bankanın sorumluluk bedeli talebinde bulunamayacağını, Dolayısıyla iade edilmiş çeklerle ilgili çek sorumluluk bedelinin hesaplanmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, 14/09/2018 tarihli bilirkişi raporu hatalı tespitlerle dolu olması nedeniyle hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, İşbu bilirkişi raporu, davaya beyan, savunmamız ve itirazlarımız irdelenmeksizin, sadece banka tarafından ileri sürülen iddialar dikkate alınarak hazırlanmış olup, objektiflikten uzak, hükme esas alınmaya da elverişli olmadığını, bilirkişi dosyayı yeterince incelemediği, dosyaya taraflarınca sunulan deliller göz ardı edildiğini, Dava, kredi kartı borcu, faizi, 16 adet çek yaprağı sorumluluk bedeline ilişkin tarafımızca yapılan itirazın iptali davası olduğunu, bilirkişi toplam 14 adet çek yaprağının bankaya dönmediği yönünde haksız ve hatalı bir tespit yaptığını, bankaya iade edilen işbu çeklerle ilgili, banka sorumluluk bedeli ödemek zorunda kalmayacağını, sorumlu olmadığı ve ödemeyeceği de iade nedeniyle sabit olan çeklerle ilgili, davacı bankanın sorumluluk bedeli talebinde bulunamayacağını, Dolayısıyla iade edilmiş çeklerle ilgili, çek sorumluluk bedelinin hesaplanması haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi eski bankacı olduğundan, eski bir alışkanlıkla olsa gerek kendisini alacaklı banka yerine koyarak rapor tanzim ettiğini, nitekim bu durum, bilirkişinin "asıl alacak talebimizle örtüşen…." vb rapor içeriğinde kullanılan dil ile de sabit olduğunu, bu rapor yanlış tespitlerle dolu olması nedeniyle hükme esas alınması başlı başına hukuka aykırı olduğunu, Ayrıca bir kısım çekler zaman aşımına uğramış olup, bankanın çek sorumluluk bedelini talep etmesi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, nitekim davalı müvekkilleri tarafından 10 adet çekin davacı bankaya iade edildiği, 2 adet çekin ise, yasa gereği 30.06.2018 tarihinde zamanaşımı nedeniyle, bankadan talep edilemeyeceğini, Keza, raporda, 5941 sayılı yasa öncesi bastırılan 2 adet çek olan, ... ve ... numaralı çeklerle ilgili "hangi tarihte, hangi belge ve nolar ile teslim edilmiş olduğu belgelenememiş olduğu ve ispata muhtaç olduğu" belirtilmişse de, raporun sonuç kısmında bu çekler yine de hesaplamaya dahil edildiğini, Ancak, işbu çekler, Çek kanunu geçici 3.maddesine istinaden 30.06.2018 tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı da belirtilmesine rağmen, raporun sonuç kısmında dikkate alınması usul ve yasaya aykırı olduğunu, işbu çekler üzerinde mahkemece verilmiş tedbir kararları da mevcut olup, davacı bankanın işbu çekler nedeniyle, çek sorumluluk bedeli talep etmesinin kötü niyetli olduğunu, Ayrıca ... numaralı çekin ... Bankası tarafından 12.08.2008 tarihinde ... Bankası takas merkezine ibraz edildiği, çek hakkında ödeme yasağı bulunduğu, Ve ... numaralı çekin de yine ... Bankası tarafından 30.07.2008 tarihinde ... Bankası takas merkezine ibraz edilerek, işlemsiz olarak iade edildiği bildirildiğini, Davacı banka, takibe dayanak belge olarak, genel kredi sözleşmesine dayanmışsa da, talep içeriği, genel kedi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredi olmadığını,, işbu sözleşmeye istinaden kullandırılan 250.000 TL tutarlı kredi ödenmiş olup, işbu sözleşmeye istinaden davalı müvekkillerinin herhangi bir borcu olmadığını, keza, davalı müvekkilinin kefil sıfatı ile imzaladığı kredi, 10 yıllık olarak alınmış ve krediye karşılık ipotek verildiğini, borç ödendiğinden, taşınmaz üzerindeki ipotek de fek edildiğini, Davacı bankanın, işbu sözleşmeye dayanmasının amacı, haksız takibi, müvekkili ...ya yöneltmek olduğunu, ancak, müvekkili ...nın, çekler nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, keza, davalı müvekkili ... Şti ile davacı banka arasında imzalanmış çek sözleşmesi içeriği incelendiğinde, davalı müvekkili ...'nın kefil sıfatı ile herhangi imzasının olmadığını, Dolayısıyla tedavülde bulunan ve henüz davacı bankaya ibraz edilmeyen 4 adet çeke istinaden davalı müvekkili ...nın bir sorumluluğu bulunmadığını, keza takipte çeklere ilişkin talep, davalı şirkete yönelik olup, bilirkişinin, davacının taleplerini de aşacak şekilde, davalı müvekkilinin de genel kredi sözleşmesi nedeniyle sorumlu olduğuna ilişkin hatalı tespitte bulunduğunu, Hukuka aykırı tespitlerle dolu bilirkişi raporunun hükme esas alınması ve bankaya iade edilen ve bir kısmında zamanaşımına uğradığı işbu çeklerle ilgili, banka sorumluluk bedeli ödemek zorunda kalmayacağı; dolayısıyla da müvekkilinin Sorumlu olmadığı açık olmasına rağmen gerekçeli kararda ayrıntılı görüleceği üzere davanın kısmen kabulüne kararı verildiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, icranın geri bırakılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, 1-) Nakdi alacak talebi yönünden davanın kabulü ile; İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yapılan itirazın (tahsilde tekerrür olmamak üzere); 7.247,72-TL asıl alacak,251,03-TL işlemiş faiz, 12,55-TL BSMV olmak üzere toplam. 7.511,30-TL alacak yönünden iptali ile, takibin; asıl alacak olan7.247,72-TL ye takip tarihinden itibaren yıllık %24,24 oranında işletilecek temerrüt faizi ile birlikte devamına, 2-) Gayri nakdi alacak talebi yönünden; Davalı kefil ...'ya yönelik davanın Reddine, Davalı ... Ltd Şti yönünden davanın kısmen kabulü ile bu davalı tarafından yapılan itirazın 8.460,00-TL gayri nakdi alacak yönünden iptaline, takibin takipteki diğer koşullarla devamına, karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı banka ile davalılardan ... Ltd Şti. arasında 30/01/2008 tarihli ve 100.000,00 TL. Limitli ve 26/07/2012 tarihli ve 100.000,00 TL. Limitli GKS., 01/04/2013 tarihli çek taahhütnamesi, 10/12/2013 tarihli çek hesabı açılış sözleşmesi ve 26/07/2012 tarihli şirket kredi kartı üyelik sözleşmesi imzaladığı, davalı ...'nın 30/01/2008 tarihli ve 100.000,00 TL. Limitli ve 26/07/2012 tarihli ve 100.000,00 TL. Limitli GKS.'ni müteselsil kefil olarak imzaladığı anlaşılmıştır. Davacı banka tarafından söz konusu kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalılara Beyoğlu ... Noterliğinden çekilen 12/05/2017 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarname keşide edildiği, verilen 24 saatlik süre içerisinde borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığı, davalıların itirazları üzerine işbu davanın açıldığı, mahkemece konusunda uzman bankacı bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır. HMK'nın 146.maddesine göre hakim delillerden davanın yeterince aydınlandığı kanaatine varırsa tahkikatı bitirebilir. Bu hükümle birlikte yukarıda belirtilen tesbitler ve ilk derece mahkemesince sunulan deliller, bankacı bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu da gözetildiğinde; davalılar vekilinin yetersiz inceleme ile karar verildiğine yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Somut uyuşmazlıkta; ihtarnamede verilen 24 saatlik ödeme süresi içerisinde davalı borçlular tarafından ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlatıldığı, sözleşmenin 43.1. maddesinde, taraflar arasında çıkacak her türlü uyuşmazlıkta, bankanın defter ve kayıtlarının münhasır delil olacağının düzenlendiği, dolayısıyla davacı bankanın ticari defter ve kayıtlarına göre bilirkişi incelemesi ve hesaplama yapılmasında usule aykırılık bulunmadığı gibi kat ihtarı tebliği ve verilen süre sonunda temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ve alacak GKS. Den kaynaklandığı ve likit olmakla davacı lehine hükmedilen nakdi alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesi de usul ve yasaya uygundur. HMK 282 maddesindeki "Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir," yasal düzenlemesi gözetildiğinde; davalı vekili tarafından gayrinakdi alacağa yönelik ileri sürülen istinaf sebepleri yargılama aşamasında cevap ve bilirkişi kök raporuna yönelik verdiği beyan dilekçesinde ileri sürüldüğü tesbit edilmiştir. Mahkemece kök bilirkişi raporundan sonra 20/12/2018 tarihli duruşmanın ara kararı doğrultusunda davacı bankaya müzekkere yazılarak bildirilen çeklerin bankaya iade edilip edilmediği sorulmuştur. Mahkemece, bankadan müzekkere cevabı geldikten sonra davalılar vekilinin rapora karşı beyan dilekçesindeki itirazlarının değerlendirilerek rapor düzenlenmesi için dosyanın bilirkişiye verildiği ve bilirkişi tarafından 17/05/2016 teslim tarihli ek raporun ibraz edildiği görülmüştür. Ek bilirkişi raporunda; davalılar vekilinin kök rapora yönelik itirazlarının değerlendirildiği ve talebe konu 5941 sayılı çek kanunu öncesinde basılı ... ve ... seri nolu iki adet çekin 30/06/2018 tarihine kadar muhatap bankaya ibraz edilmemesi nedeniyle banka garanti bedeli ödeme sorumluluğunun sona erdiği ve 5941 sayılı kanun döneminde teslim edilen ve bankaya ibraz edilmeyen ..., ..., ..., ..., ..., ... seri numaralı altı adet çek yaprağı bulunduğu, her bir çek yaprağı için depo bedeli 1.410,00-TL olduğundan, altı adet çekin garanti yaprak bedelinin 8.460,00 TL. olup asıl borçlu şirket tarafından bankaya depo edilmesi gerektiği belirtilmiş olup depo edilecek çeklerin, 5941 sayılı çek kanunu sonrası davalı şirkete verilen ve davalı şirket tarafından bankaya ibraz edilen çekler ile 5941 sayılı çek kanunu öncesinde davalı şirkete verilen ve zamanaşımına uğramış çekler dışındaki 6 adet çek olup bu çeklerin bankaya ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Davalı vekili, çek sorumluluk bedeli ile ilgili davalı ...'nın sorumlu olmadığına yönelik istinaf sebebi ileri sürülmüş ise de, mahkemece, gayri nakdi alacak (çek depo ) talebi yönünden; Davalı kefil ...'ya yönelik davanın Reddine karar verilmiş olması karşısında davalı vekilinin bu istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesine sunulan deliller, bilirkişi kök ve ek rapor içeriğindeki tespitler ışığında mahkemece verilen kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, mahkemenin kabulüne yönelik davalılar vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve davalılar vekilinin istinaf sebepleri gözetildiğinde mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK' nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 557,50.TL istinaf karar harcından, istinaf edenler tarafından yatırılan (44,40.TL+95,00.TL=) 139,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 418,10.TL'nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/12/2021 tarihinde HMK' nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.